20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Bağzı sanatçılar ‘yandaş’ rolünü sevdi

GÜLCAN TEZCAN11 Mayıs 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Bağzı sanatçılar ‘yandaş’ rolünü sevdi

Ülkemizde sanatçıların politize tutumlar sergilemesi yeni değil. Tarihin derinliklerine gitmeye hacet yok. Mesela Başkan Erdoğan’ın 1994’te İBB Başkanı seçildiği günleri hatırlarsak bağzı tiyatrocuların başını çektiği, bağzı sinemacıların da yürekten destek verdiği koro, o günlerde Şehir Tiyatroları’nın (ŞT) kapılarına kilit vurulacak diye kendilerini yerden yere atmıştı. Olmadı tabi. Aksine en muhalif, en keskin solcuların yönetimine verildi ŞT. Sansür bir yana İBB Kültür A.Ş. ülkenin en özgür platformlarından biri oldu. 1994’lerden itibaren özellikle ilk yıllarda Kültür A.Ş. ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan programlara, konsere dönüp bakmak yeterli sağlanan özgürlük ortamını görmek için. Ama yetmedi. Zira şehri yöneten onların mahallesinden değildi. Parti kurdu, başbakan oldu. Sanatçılarla temasını sürdürmek istedi. Erdoğan’ın 100 metre yakınına yaklaşan sanatçılar fişlendi. Daha yakın zamanlara gelelim. Gezi’de bugün gördüğümüz kenetlenmenin zemini atıldı. Cihangir esnafı çevre duyarlılığı bahanesiyle sair zamanlarda yakınından geçmediği Gezi Parkı için göz yaşartıcı bir dayanışma içine girdi. Sinema ve dizi sektöründe popüler olanların neredeyse hepsi oradaydı. Nasıl olduysa Nişantaşı, Cihangir, İstinye Park’tan çıkmayan ‘sanatçı’lar direnişçi bir ruhla dolmuştu. Ülke işgal edilmiş de düşmandan kurtarılması gerekiyormuş gibi bir hava vardı. Sonra devletle pazarlık masasına oturup Üçüncü Köprü ve yeni havalimanı inşasının durdurulması gibi talepler öne sürdü bağzıları. Hepsi aktördü, aktristi, yönetmen, senaristti ama muhalefet partisi rolü sakil duruyordu üzerlerinde. 

Gezi’nin nasıl bir kalkışma olduğu ortaya çıktığında biraz iz’an sahibi sanatçılar ‘bağzı’larından ayırdı kendini. Ancak sonuçta aynı piyasanın ekmeğini yiyen isimlerdi. Bölüm başı aldığı milyarlardan vazgeçemeyip, ‘özgürlükçü’, ‘muhalif’ etiketinin sağlayacağı kariyeri, ödülleri hesap edip hiç inandırıcı olamadıkları bu rolleri üstlenenler de az değildi. Bu ‘sanatçılar’ nedendir bilinmez ‘HDP’ ve ‘CHP’ dışında bir partiyi desteklemiyorlardı. Seçim dönemlerinde bu iki partinin kampanyalarına gönüllü olarak destekte bulundular. 

Gezi’de tazyikli su yiyen sanatçılar gördük de 15 Temmuz’da sokağa çıkan üç, beş vatansever dışında kimse yoktu. Şimdi aşkla, şevkle İmamoğlu’nu destekleyenler AK Parti lehine tek cümle kuranı, Cumhurbaşkanı’yla tokalaşan sanatçıları linç etmişlerdi. Yani onların safındaysan sonuna kadar politize olabilirsin sakıncası yok. Olacaksan CHP’ye, HDP’ye yandaş ol. Aksi mümkün değil!