24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Çocuğa değer katmak için

Çocuğa Değer Katanlar Derneği odağına çocuk meselesini alarak kamuoyunun karşısına çıkıyor. Dernek, faaliyetleriyle hem şimdi hem de uzun vadede çocuğa gereken önemin ve değerin verilmesi için çalışmalar yürütüyor.  

ALİ DEMİRTAŞ4 Mayıs 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Çocuğa değer katmak için

Çocuğa Değer Katanlar Derneği, çocuk konusunda farkındalık oluşturmak ve Türkiye’de yeterli ilmi birikimlerin oluşmasına katkı sağlamak için konferanslar, seminerler ve etkinlikler düzenliyor. Dernek Başkanı Dr. Hamit Akçay derneğin faaliyetlerini şöyle özetliyor: “Yıl içerisinde sertifikalı eğitim programları düzenliyor ve Türkiye’de çocukla ilgili yapılan tüm çalışmaları izlemeye çalışıyoruz. Bu çalışmaları sadece yılda bir kez değil her zaman Türkiye’nin gündeminde tutmak istiyoruz. Çünkü iyi ve güzel örnekleri gördükçe başkaları da bu iyilik ve güzelliğin bir parçası olmak isteyecektir. Ayrıca dernek olarak her yıl Çocuğa Değer Katanlar Konferans ve Ödülleri programını düzenliyoruz. Bu yıl Cemal Reşit Rey’de üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz etkinliğimiz ülke çapında da etkili oldu. Şimdi üniversitelerde ve liselerde çocuklarla ilgili bölümlerde öğrenciler için kulüp çalışmalarına başlıyoruz. Bu kulüp çalışmaları ile gençlere bir vizyon kazandırmayı hedefliyoruz.” Akçay gelecek projeleri ise şöyle anlatıyor: “Uzun vadede sadece çocukla ilgili bölümleri olan bir uzmanlık üniversitesi, araştırma üniversitesi kurmak istiyoruz. Çocuğa Değer Katanlar ödüllerini bir kültür ihracı olarak dünyanın her tarafında muteber bir etkinliğe çevirmek istiyoruz. Çocuk meselesi beka meselesidir diyerek, çocuk merkezinde milletimizi bir araya getirmek istiyoruz.” 

ÜNİVERSİTE EĞİTİM İÇİN GEÇ BİR EVRE 

Derneği kurmaya nasıl karar verdiniz? 

Bir eğitimci olarak çocuk her zaman gündemimizde olmuştur. Üniversitede hocalığın yanı sıra Kaşif Çocuk Akademisi’nin kurucusuyum. 3 yaşından 53 yaşına kadar çok farklı yaş gruplarında öğrencilerimiz var. Bu geniş perspektif şunu görmemi sağladı: Herkesin eğitimin en önemli ayağı olarak gördüğü üniversite aslında eğitim bakımından en geç evredir. Bu gerçeği gördükten sonra gündemimizde çocuk eğitimi ve daha da kapsayıcı bir bakışla çocuk hep önemli bir yer tuttu. Ülkemizde çocuklarla ilgili pek çok STK mevcut. Fakat bu STK’ların büyük çoğunluğu meselenin bütünü ile değil ufak bir parçası ile ilgileniyor. Bu nedenle biz Türkiye’de çocuk konusunda değer üreten, vizyon ortaya koyan, içerik ve söylem üretebilecek, toplumu topyekün harekete geçirebilecek bir STK olsun istedik ve bu isteğin sonucu olarak Çocuğa Değer Katanlar Derneği ve Hareketi ortaya çıktı. 

ÇOCUK MESELESİNİ ÖNCELEMELİYİZ

Dernek, çalışmalarında çocuğu nerede ve nasıl konumlandırmakta? 

Çocuk meselesini merkeze alıyoruz ama çocuğu merkeze almıyoruz. Çünkü çocuk fetişizmi olan bir dünyada yaşıyoruz ve çocuğu merkeze almak demek ona kaldıramayacağı bir yük yüklemek demektir. Çocuk insanlığın en masum yanıdır, hatta insanoğlu yeryüzünde cennet arıyorsa çocuklara bakmalıdır. Biz bu masumiyeti anlamalı, onu beslemeli, o masumiyetin mümbit topraklarda yeşermesi için çaba göstermeliyiz. Bunun için de diyoruz ki üretim, tüketim, ticaret, sanat, siyaset her ne ile uğraşıyorsak uğraşı alanında yaptığımız işlere bir çocuk filtresi ile bakalım. Yaptığımız işlerin çocuk için iyi mi, kötü mü olduğunu düşünelim. Yaptığımız işin çocuğa değer katıp katmadığını nazara alalım. İşte o zaman dünyamız sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de daha güzel bir dünya olacaktır. 

Bir ülkenin politikalarında çocuk nerede ve nasıl yer almalıdır? 

Çocuk tüm o politikaların merkezinde olmalıdır. İmar planları yapılırken, ev mimarisi tasarlanırken, gıdadan, teknolojiye tüm üretim süreçlerinde kararlar alınırken akla çocuklar gelmelidir. Çocuk asla tekil bir varlık değildir. Çocuk ailenin içinde çocuktur. Bu sebeple çocuk aile ile birlikte değerlendirilmeli ve ailenin güçlendirilmesi yönünde sosyal politikalar üretilmelidir.  

EĞİTİMİ BİLGİYLE SINIRLANDIRIYORUZ 

Türkiye politikasında çocuğun yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Biz millet olarak çocuğa önem ve değer veren bir milletiz. Merhamet ve adalet bizim asli karakterimiz. Ancak uzunca süredir kendi değerlerimize uygun eğitim politikaları üretemiyoruz. Eğitim meselesini sadece bilgi alanına sıkıştırılarak bu millete yapılmış büyük bir kötülük var. Oysa eğitimde bilgi boyutu en önemsiz ve küçük boyuttur. Milli eğitim politikalarımızın anaokulundan üniversiteye kadar tümüyle beceri ve tutum merkezli olarak değiştirilmesi lâzım. Özgüven, kararlılık ve modern bilimin verilerini kullanarak kendi eğitim modellerimizi kendimizin geliştirilmesi lâzım. Aile ve eğitim çocuk politikalarının esasını teşkil eder. Bu alanları sıkı tutmamız lâzım. Sonrası daha kolay. 

20 Nisan’daki konferans nasıl geçti? Çıktılar neler oldu? 

Son derece başarılı bir program oldu. Bir taraftan binlerce öğretmen, öğretmen adayı, psikologlar, pedagoglar yani çocukla ilgili profesyoneleler için ufuk açıcı bir zemin oluştu.Diğer taraftan da ülkenin gündemine çocuğa değer katanları sokmuş olduk. Bu yıl işletmelerden, sivil toplum kurumlarına, kamudan bireysel çalışmalar yapan müstesna isimlere kadar pek çok kişiye ödüller takdim edildi. İşletmelere bir vizyon kazandırılmaya başlanıldı. Onlara verilen mesaj şu oldu: eğer siz iş yapma biçiminizde, üretiminizde çocuğa değer katmayı merkeze alırsanız, hem hayırlı bir iş yapmış olursunuz hem de ticari olarak da takdir görürsünüz. Kamuoyunun tanıdığı, farklı görüşlerde, farklı yetkinliklerde insanlar sosyal medyada yapmış olduğumuz kampanyaya destek verdiler. İlber Ortaylı’dan, Haşmet Babaoğlu’na, Selman Öğüt’ten, İsmail Küçükkaya’ya, Erkan Petekkaya’dan Murat Kekilli’ye, Binali Yıldırım’dan, Ekrem İmamoğlu’na siyasi görüşleri, düşünceleri, tavırları birbirinden farklı insanları çocuk konusunda bir araya getirmeyi başardık.