Gelecek nesillerin kültürlerini etkilemek istiyorum

Çok yönlü bir tasarımcı ve sanatçı olan Sami Savatlı, kendi sanat arzusunu doyurmak için çıktığı yolda ilk kişisel sergisi Katmanlı Rastlantılar ile sanatseverlerle buluşuyor. Çarşamba günü açılan Katmanlı Rastlantılar sergisinde sanatın hemen hemen her alanını  görmek mümkün. Eserlerini yaparken hat, tezhip, minyatür gibi geleneksel sanatların yöntemlerini ve içerdikleri derin anlamları kendisine referans alan Savatlı’nın sergisini 13 Kasım’a kadar Sevil Dolmacı Art Consultancy’de ziyaret edebilirsiniz. Sergi dışında yepyeni bir seramik koleksiyonu üzerinde çalışan Savatlı bu çalışmasında da geleneksel dokunuşları hissedeceğiniz modern bir çizgi olacağını söylüyor. Son dönemde ses tasarımı ile ilgili de denemeler yapan Savatlı, tasarım alanında başta İstanbul, Ankara ve Bodrum olmak üzere Kuveyt, Cidde, Bahreyn, Tahran, Paris ve Floransa gibi dünyanın pek çok şehrinde konut, restoran, ofis ve mağaza tasarımlarını içeren çok sayıda projede yer aldı.

Uluslararası EDIDA tasarım ödüllerinde 2012 yılında en iyi genç tasarımcı ödülüne layık görülen Savatlı ile hem tasarım yolculuğunu hem de ziyarete açılan ilk sergisi hakkında merak ettiklerimizi konuştuk.

ESERLERİNDE GELENEKSEL SANATIN İZLERİ VAR 

Tasarımlarının yanı sıra sanatıyla da adından söz ettiren Savatlı’nın iki yıllık çalışmalarının yer aldığı Katmanlı Rastlantılar sergisinde; ahşap, mürekkep, metal, akrilik, ışık, koku gibi malzemeler kullandığı enstalasyon, heykel, resim ve video art eserleri yer alıyor. Savatlı sergisini şu sözlerle anlatıyor: Geleneksel sanat/zanaat ile çağdaş mimarinin strüktürel deneyimini tarihsel bir sorgulama ile özdeşleştirirken, referanslarından özgürleşmiş bir ütopyanın peşine düştüm diyebilirim bu sergi için. Sergi, çok katmanlı ve birbiri ile bir hikâyenin içinde farklı noktalardan bağlanan işlerden oluşurken seyirciyi mekân ve zamandan koparan bir deneyim yaşatacak. 

Eserlerinde geleneksel sanatlara dair görsel ya da üretim tekniğine dayalı detayları kullanan Savatlı, “Ancak yaptığım sanat kesinlikle ‘çağdaş’ olarak tanımlanmalı.” diyor. Geleneksel sanatların ötekileştirildiği ve çağdaş sanattan çok kalın duvarlarla ayrıştığı günümüzde, gündelik hayatımıza bu geleneğin izlerini az da olsa taşıyabiliyor olmanın kendisini mutlu ettiğini belirten Savatlı sözlerini şöyle sürdürüyor: Verimli sonsuz bir toprağa birtakım tohumlar saçıyorum. Bunlar, insanlarda aşinalık hissiyle beraber, daha önce tatmadıkları birtakım duyguların doğmasına yol açıyor ve bu her seferinde yenilenerek ve evrilerek gelişiyor. Gelecek nesillerin kültürel kaderini ve algılama biçimlerini etkileme dürtüsü ile üretim yapıyorum. Bu minvalde çıkan işler de kimi zaman farklı malzemelerin bir arada kullanıldığı çok boyutlu işler olurken, kimi zaman mürekkep ve altınla şekillenen çok rafine işler olabiliyor.