18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Hiç komik değilsin Snapchat!

Konumuz Snapchat gibi sosyal medya uygulamalarının kullanıcılarına ‘eğlence’ amaçlı sunduğu, kişilerde sanal ortamda fiziksel değişiklikler meydana getiren malum ‘komik’ efektleri. Bu efektlerdeki fiziksel özelliklerin gerçek hayatta milyonlarca temsili varken biz neden bu ‘farklı’ hallere gülüyoruz? Kiminle alay ediyoruz? Kimi espri malzemesi haline getiriyoruz? Hiç düşündük mü?

ALİ DEMİRTAŞ29 Haziran 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hiç komik değilsin Snapchat!

Bazen bizim için çok masum gibi görünen bir eğlencenin bir başkası için incitici olabileceğini pek düşünmeyiz. Taktığımız lakaplar, insanların eksik ve farklılıkları üzerinden ürettiğimiz espriler çoğu kez ayıplansa da özellikle gençler tarafından kolaylıkla mizah malzemesine dönüşebiliyor. Hele de asgari nezaket kurallarının yerle bir edildiği sosyal medyada zaten hiçbir sınır gözetilmediğinden her şey mübah hale geliyor. Instagram/Snapchat gibi sosyal medya uygulamalarının filtreleri/efektleri tam da bu türden nezaketsizliklere daha çok fırsat veriyor. 

Snapchat ile hayatımıza giren ve Instagram gibi neredeyse bütün sosyal medya uygulamalarına bulaşan, kullanıcılarına telefonlarının ön kameraları sayesinde fiziksel değişim imkânı sunan efektlerden bahsediyorum. Kullanıcıya yüzünün fiziksel özelliklerini değiştirme imkânı sunan, üstelik bunu komiklik ve eğlence üzerinden fotoğraf veya videolara dönüştürme ve ardından sosyal medya hesaplarından paylaşım imkanı veren bu uygulamaları kullananlar toplumdaki ‘engelli’ bireyleri hiç mi hesaba katmazlar? 

ENGELLİLERE YÖNELİK BİR TÜR DİJİTAL ŞİDDET

Her ne kadar eğlenceli gibi görünse de Snapchat ve Instagram gibi uygulamalar, kullanıcılarına sunduğu efekt ve filtreler ile onların tercihi doğrultusunda burunlarını, kafalarını, gözlerini büyütüyor; ağızlarını yok ediyor. Veya dişlerinin düzenini değiştirirken, burnuyla gözünün yerini değiştiriyor ya da gözlerini hepten ortadan kaldırıyor. Bu döngü her geçen yeni bir şey eklenerek hala devam ediyor. 

Bütün bunlar elbette video ve fotoğraf olarak sosyal medya hesaplarından dolaşıma sokuluyor. Bazılarını çok eğlendiren bu uygulamalar ile ortaya çıkan görüntülerin fiziksel ‘engeli’ bulunanları rencide edeceğini ise kimse düşünmüyor. ‘Engelli’ bireylere yönelik toplumda zaten var olan ötekileştirme bir de dijital ortamda tekrarlanmış oluyor. Sağlıklı bireyler ile fiziksel sorunları bulunanların sürekli bir kıyas içinde olmasına yol açan bu tür uygulamalar dış görüşü farklı insanları komiklik ve ‘noksanlık’ ikonu olarak yeniden kodluyor ve konumlandırıyor. 

HAK İHLALLERİ MEŞRULAŞTIRILIYOR

Birleşmiş Milletler, ‘engelli’ bireyleri “kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri; bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtsal ya da sonradan meydana gelen herhangi bir sorun sonucu yapamayanlar” olarak tanımlıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nde yer alan bilgilere göre, ‘engelli’ sayısı her geçen gün artarken, ‘engelliler’ “dünyanın en ötekileştirilmiş grupları” arasında yer alıyor. Yine Örgüt’ün verilerine göre 7 milyardan fazla olan dünya nüfusunun 1 milyardan fazlasında çeşitli engellilik durumu bulunuyor. Örgüt, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ine denk gelen bu rakamın her geçen yıl arttığını söylüyor. Tüm bunlarla birlikte engellilik artık bir insan hakları konusu ve temel meselesi. İnsanlar sadece bedenleri ya da zihinleri tarafından değil toplum tarafından da engelleniyor. 

Sosyal medyada fiziksel kusurları eğlence malzemesi haline getirmek de gizli bir ötekileştirme biçimi olarak karşımızda duruyor. Zaten öteden beri toplumda -farkında olarak veya olmayarak- ‘engelli’ bireylerin fiziksel farklılıkları espri konusu yapılır ve bu durum her zaman ‘komik görünmek’ olarak kodlanmış durumdadır. 

Bütün bunlarla beraber başta ‘engelli’ bireyler olmak üzere, ‘normal’ insanlara göre farklı fiziksel özelliklere sahip bireylere yönelik yapılan hak ihlalleri sosyal medya eliyle yeniden üretiliyor ve adeta meşrulaştırılıyor.