24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

İnsana retrospektif bir bakış: Erol Kınalı

İş Sanat Kibele Galerisi, heykeltıraş, ressam ve grafik sanatçısı Erol Kınalı’nın retrospektif sergisine ev sahipliği yapıyor. Yarım asra yaklaşan sanat hayatında Kınalı, eserlerinde çok boyutlu ve çoğul kimliğin çeşitliliğini ortaya koyuyor. Kınalı çalışmalarının odağına insanı yerleştiriyor.

ALİ DEMİRTAŞ24 Kasım 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İnsana retrospektif bir bakış: Erol Kınalı

Sanat hayatı boyunca Türkiye, Almanya, Avusturya, Çekoslovakya, Rusya ve Mısır’da pek çok sergi açan Erol Kınalı’nın retrospektif sergisi, İş Sanat Kibele Galerisi’nde 20 Kasım’da açıldı. 29 Aralık tarihine kadar ziyaret edilecek sergi farklı biçimsel formatlarda birçok esere ev sahipliği yapıyor. Heykel ve resmi değişik tekniklerle bir araya getiren sanatçı, insanı farklı formlarda ele alıyor. Önceleri çamur, alçı ve betonu kullanan sanatçı, daha sonra malzeme olarak bronz, alüminyum ve polyestere yöneliyor. Kınalı’nın eserleri birbirini izleyen süreçler olsa da sonsuz birer yaşam alanı ve özgürce duran bir dünya olarak karşımıza çıkıyor. Zaman zaman cesur mekanik formlar, yoğun renk ve tonlamalar kullanan Kınalı, resimlerinde biçimsel vurguları farklı perspektifler ve grafiklerle sağlıyor. Heykel ve resimlerinde süregelen çarpıcı özelliklerinden biri geometrik ve organik biçimlerin bütünlüğü. 

‘SANAT YOLCULUĞUMDA BİRÇOK DURAK OLDU’

“Gazi Üniversitesi mezunuyum. Orada resim ve heykel öğrendim ve bu sanatlarla sürekli iç içe idim. Burada sadece resim değil heykeller de sergileniyor. Ve bu heykeller farklı zaman dilimlerini temsil ediyor. Aralarında 70’li yıllardan günümüze uzanan temsiller var. Bunlar benim 70’li yıllardan beri yaptığım çalışmalar. Sanat yolculuğum içerisinde bir sürü duraklar oldu. O duraklar içerisinde değişmeleri de belirttim aslında. Ben aynı zamanda bir koleksiyonerim. Koleksiyonumda kendi işlerim yer alıyor ve tüm sanat yolculuğumu incelediğimde koleksiyonum sayesinde o değişimleri kırılmaları görebiliyorum. Çünkü her çalışmamın bir tanesini kendime alıyorum yani saklıyorum. Böyle bir prensibim var. Bunları ilerleyen zamanlarda sergilemek isterim. 

‘ODAK NOKTAM İNSAN’

Çalışmalarımda konum daima insan. Ama insan figüratif olarak değil soyut olarak yer alıyor çalışmalarımda. Tüm bunlar soyut. Her birinde insan parçalarını görebilirsiniz. Ben ne kadar soyut çalışırsam çalışayım onun içerisine mutlaka insan koyma eğilimdeyim; bunu hissediyorum. Bütün bunlarla beraber insanların sosyal problemi, yaşam içerisindeki koşuşturmalarını da eserlerimde görebilirsiniz. Mesela bir resmimin adı ‘Kaos’. Bu resimde İstanbul’u refefrans aldım. Bütün bunlar benim duygularımdan kaynaklanıyor. Hepsini soyutlayarak yapıyorum. Ve mutlaka estetize de etmeye çalışıyorum.”