25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

İstanbul'dan dünyaya barış çağrısı

Barış Ekmeği Festivali kapsamında İstanbul’a gelen çocuklardan biri de Filistinli Nagham O. H. Aldabbas idi. Ülkelerindeki savaştan dolayı Türkiye’ye gelirken bazı sıkıntılar yaşadıklarını belirten Nagham, “Maalesef savaş her gün var. Biz orada çocukluğumuzu yaşamıyoruz. Okula giden yolu bile kapatıyorlar. Ancak yaşamımıza bir şekilde devam ediyoruz. Umut hissini bizden koparıp alamazlar. Biz çok güçlüyüz. Kudüs de Filistin’in başkentidir ve hep öyle kalacak.” şeklinde konuştu.  

MERVE YILMAZ ORUÇ27 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İstanbul'dan dünyaya barış çağrısı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Uluslararası Barış Ekmeği Festivali temasıyla 2010’dan bu yana her yıl farklı ülkelerden gelen çocuklarla kutlayan Esenler Belediyesi, bu yıl da “Gönül Coğrafyamızın Çocukları” temasıyla 10. Uluslararası Barış Ekmeği Festivali’ni gerçekleştirdi. Festivale; Endonezya, Bosna Hersek, Kosova, Sudan, Pakistan, Azerbaycan, Arnavutluk, Filistin, Doğu Türkistan, Afganistan ve Türkiye’den çocuklar katıldı. TİKA, İstanbul Halk Ekmek ve TRT Çocuk’un sponsorluğunda gerçekleştirilen festivalde barış için direnen 11 ülkenin unları, Türkiye’nin sevgi ve kardeşlik mayasıyla karıldı. Pişirilen barış ekmekleri, daha sonra barış mektubu ile birlikte dünya barışına katkı sunması için dünya liderlerine gönderildi. Barışa direnen ülkelerin çocukları, ilk barış ekmeğini Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e iletti. Festivalde Barış Duvarı’nın da açılışı yapıldı. Birbirinden yetenekli çocukların hep birlikte yaptıkları barış ağacı ve kardeşlik halkalarıyla örülü “Hello Brother” Barış Duvarı’ndan dünya çocuklarının kardeşliğine selam yollandı. Program kapsamında çocuklar şarkılar söyledi ve yöresel danslarıyla yeteneklerini sergiledi. 

TÜRKLER MERHAMETİ YÜKSEK BİR MİLLET 

84 çocuğun katıldığı Barış Ekmeği Festivali ile gerçek bir barış şehri olan İstanbul’dan tüm dünyaya kardeşlik mesajları verildi. İstanbul’a gelen çocukların yaşadıkları bölgelerde ya savaş hâlâ devam ediyor ya da yakın zamanda bitmiş. Bu yüzden barışa en çok onların ihtiyacı var. Küçük yaşlardan itibaren omuzlarında büyük bir yük taşıyan çocukların en büyük hayali ülkelerinde huzurlu, mutlu ve barış içinde yaşamak. Bu her çocuğun hakkı. Gönül coğrafyamızın çocuklarının birer barış elçisi olarak yer aldığı programda kuşkusuz huzura en çok ihtiyacı olanlar Filistinli çocuklar idi. İşgalci politikalarını sürdüren İsrail, en temel yaşam haklarını ihlal ettiği Filistinlileri çocuk, genç yaşlı demeden pervasız bir şekilde öldürüyor. Ülkelerinde evleri, hayalleri ve hayatları İsrail’in keyfi tutumları sebebiyle ipotek altında olan çocuklardan Nagham O. H. Aldabbas ve Waad A. I. Al Saqaan da İstanbul’a barış elçisi olarak gelen iki isim. Her ikisi de Ramallah’ta yaşıyor. 16 yaşında olan Nagham ve Waad, Türkiye’den ülkesine ve İsrail’e barış çağrısında bulunuyor. 

Onuncu sınıfa giden iki arkadaş ilk kez Türkiye’ye gelmişler. Ama bizim hakkımızda çok şey biliyorlar. Waad izlediği Türk dizileri sayesinde Türkçe’yi bile öğrenmiş. “Buraya gelmek benim hayalimdi.” diyen Waad sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’ye hep ilgim vardı. Biz Türkleri, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyoruz.” 

UMUDUMUZU BİZDEN ALAMAZLAR  

İstanbul ile ilgili gelmeden önce araştırma yapan Nagham oldukça heyecanlıydı buraya geldiği için. “Ben daha önce hiç deniz görmemiştim burada gördüm. O kadar mutlu oldum ki. Çok güzel yerler gezdik. Barış Festivali’nde yer aldığım için şanslıyım. Sudan, Azerbeycan ve Türkiye’den arkadaşlar edindik.” diyen Nagham Türkiye’ye gelirken bazı sıkıntılar yaşadıklarını anlatıyor: “Ülkemizde olaylar olduğu için buraya gelmekte çok zorlandık. Ürdün üzerinden geldik. Maalesef savaş her gün var. Gece vakti İsrail, Filistin’e girip çocukları, kadınları silah zoru ile alıp hapishaneye götürüyor. Biz orada çocukluğumuzu yaşamıyoruz. Okula giden yolu bile kapatıyorlar. Onlardan izin almadan, üstümüz aranmadan okulun olduğu yere gidemiyoruz. Zor ulaşıyoruz okula.” Yaşadıkları bu savaşa rağmen umutları olduğunu söyleyen Nagham, “Bütün bunlara rağmen yaşamımıza bir şekilde devam ediyoruz. Umut hissini bizden koparıp alamazlar. Biz çok güçlüyüz. Onlar ne derse desin Kudüs hep Filistin’in başkenti olarak kalacak. Kudüs’ü bizden alamayacaklar.” diyor. 

Savaşın hayatlarını etkilediğini ve kötü günler geçirdiklerini dile getiren Waad, İsrail yüzünden Kudüs’e giremediklerini üzülerek anlatıyor. Bu etkinlik ile nefes aldıklarını ve güzel vakit geçirdiklerini söyleyen Waad, barış içinde yaşamak istediklerine de vurguluyor. 

BİZLER BARIŞ ELÇİLERİYİZ

Afganistan’dan barış elçisi olarak İstanbul’a gelen isimlerden biri de Anita. Uluslararası Müzik Enstitüsü’nde yer alan Anita, 15 yaşında ve dokuzuncu sınıfa gidiyor. 5 kardeşi olan Anita ailesi ile birlikte Kabil’de yaşıyor. Futbol oynamayı çok seven Anita, ileride hem müzikle ilgilenmek hem de pilot olmak istiyor. Türkiye’ye gidileceğini birkaç ay önce öğrenen Anita aynı tarihlerde Hindistan’da düzenlenecek olan müzik festivali arasında bir seçip yapmak zorunda kalmış ve Türkiye’yi seçmiş. “Biz Türkiye’yi ve Türkleri çok severiz. Anneannem ve teyzelerim Türkiye’de yaşıyor zaten. Gelmeden önce onlarla konuştum. Etrafımdaki herkes Türklerin dindar olduğunu ve dinini çok güzel yaşadığını söyledi. Ben Türk dizilerini de takip ediyorum. Bu aralar Sen Anlat Karadeniz’i izliyorum” diyen Anita böyle büyük bir festivalde yer aldığı içinde mutlu olduğunu belirtiyor. Burada Sudan ve Pakistan’dan gelen çocuklarla arkadaş olduğunu söyleyen Anita, İstanbul’da merak ettiği Sultanahmet Camii’ni de ziyaret etme şansı buldu. Barış elçisi olarak burada olduğunu vurgulayan Anita, sorumluluklarının farkında olduğu söylüyor.    

Merve Yılmaz Oruç, Barış Ekmeği Festivali kapsamında İstanbul’a gelen  barış elçileri ile bir araya geldi.

Bir barış bırakın biz çocuklara

Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya

Bir dünya bırakın biz çocuklara

Yazalım üstüne sevgili dünya

HEPİMİZ ÜMMETİN PARÇALARIYIZ

TİKA’nın desteği ile yapımı tamamlanan Novi Travnik Savfet Basagic İlköğretim Okulu’nda eğitim gören Bekir Subasic, “Benim yaşadığım bölgede bize ait bir okul yoktu. İç savaşta bölge ikiye ayrıldığı için okul Hırvatların tarafında kalmıştı. Burası TİKA’nın desteği ile yapıldı. Okulumu çok seviyorum. Türkiye bizim kardeş ülkemiz. Ben de okulda Türkçe’yi seçmeli ders olarak alıyorum.” şeklinde konuştu. Altıncı sınıfa giden Bekir, akordiyon çalıyor. Müslüman olan Bekir Türkiye’yi çok sevdiğini söyleyerek şunları aktardı, “Daha önce buraya hiç gelmedim. Ama hep merak ederdim. Gelmeden araştırdım İstanbul’u ve Türkiye’yi. Tarihi ve kültürel mekanları merak ediyordum. Nüfusu çok fazla buranın. Özellikle İstanbul çok kalabalık. Futbolu çok sevdiğim için Türkiye’den Galatasaray ile Beşiktaş’ı biliyorum. Bir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı tanıyorum.” Barış Ekmeği Festivali’nin kendisine çok şey kattığını söyleyen Bekir, burada hem Türkiye’den hem de diğer ülkeden gelen çocuklarla tanıştığını anlatıyor. “Hep beraber ekmek yaptık. Bu dünyaya barış getireceğiz.” diyen Bekir sözlerini şöyle sürdürdü, “Afganistan ve Pakistan’dan arkadaşlarla tanıştım. Birbirimizi sevdik. Biraz İngilizce, biraz Türkçe konuştuk. Birlikte enstrüman çaldık. Burada amacımız birlikteliğe, ümmete vurgu yapmak. Aslında hepimiz kocaman bir aileyiz.”   

İSTANBUL’UN TARİHİNE TANIKLIK ETTİK 

Kosova’da bir müzik okulunda eğitim gören Rita, sekizinci sınıfa gidiyor. Şarkı söylemeyi çok seven Rita, Barış Ekmeği Festivali’ne çağrıldığı için kendini şanslı hissettiğini söyledi veşöyle konuştu: “Bu etkinlik ile birçok farklı kültürü bir arada yaşadık. Değişik danslar ve enstrümanlar gördüm. Dünyanın her yerinden arkadaş edindim.” dedi. Rita en çok merak ettiği Boğaz Köprüsü’nü de gördü. Boğaz turundan çok keyif aldığını belirten Rita etkinlikle ilgili şunları aktardı: “Bizim için çok avantajlı bir festivaldi. Hem başka ülkeden arkadaşlar edindim hem de İstanbul’da görmek istediğim birçok yeri ziyaret ettim. İstanbul’un tarihine tanıklık ettik.”