25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Lokman Hekim ruhu canlanıyor

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) alanındaki gelişmeler yüz güldürüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından resmi mevzuata oturtulan GETAT yöntemlerinin iyileştirici etkileri dünya ölçeğinde bilimsel olarak da kanıtlandı. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Emine Erdoğan’ın onursal başkanlığında 24-27 Nisan tarihleri arasında “Kronik Hastalıklarda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları” temasıyla düzenlenecek olan GETAT kongresi de bu alandaki gelişmelere ışık tutuyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ20 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Lokman Hekim ruhu canlanıyor

Modern tıptan önce hastalıkların iyileştirilmesi için kullanılan birçok geleneksel tedavi yöntemi vardı. Hastalığa ve şifaya yüklenen anlam hastaların sadece fiziki olarak değil manevi anlamda da iyileşmesini hızlandırıyordu. Zaman içinde modern tıptaki gelişmeler ile tamamlayıcı tıp ikincil plana itildi. Hatta kimilerince neredeyse sağlığı tehdit eden yaklaşımlar olarak etiketlenmek istenildi. Oysa ehil eller tarafından modern tıpla birlikte uygulandığında birçok hastalığın tedavisinde başarılı sonuçlar alınıyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı ve Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin, Avrupa ve Uzak Doğu’da tamamlayıcı tıp uygulamalarının bilimsel temellere oturtulması ve bununla gelen başarının gözlemlenmesi ile birçok gelişmiş ülkede bu uygulamaların yaygınlaştığına dikkat çekiyor. Son yıllarda özellikle Çin, Hindistan ve İran kökenli bilimsel çalışmalarda ciddi bir artış gözlendiğini belirten Prof. Sezgin “İnsan hayatının uzamasıyla beraber görülme sıklığı artan tansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, kalp damar hastalıkları, nörolojik hastalıklar ve kanser gibi sağlık sorunlarında artış olması ve modern tıbbın bu sorunlara çözüm getirmede yetersiz kalması geleneksel tedavilere ihtiyacı arttırdı.” diyor. 

Ülkemizde 2014 yılında Resmi Gazete’de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği’nin yayınlanmasının ardından; bu alandaki gelişmeler artarak devam etti. Bugün yirmiye yakın üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi hizmet veriyor. Bu alanda uluslararası işbirliğini de arttırmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Emine Erdoğan’ın onursal başkanlığında gerçekleştirilen GETAT kongresinin ikincisi de “Kronik Hastalıklarda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları” teması ile 24-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek. Peki farklı hastalıklarda bazen ek tedavi bazen ise ana tedavi olarak uygulanan Fitoterapi, Hipnoz, Sülük Tedavisi, Akupuntur, Apiterapi, Refleksoloji, Ozon Terapi, Mezoterapi, Proloterapi, Osteopati, Homeopati, Kayropraktik, Larva Uygulaması ve Müzik Terapi nedir? Nasıl uygulanır sizler için araştırdık. 

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP YÖNTEMLERİ 

Fitoterapi: Tıbbi ve aromatik bitkilerin çeşitli kısımlarının hammadde olarak kullanılarak hazırlanan bitkisel ilaçlarla tedavi yöntemi.   

Hipnoz: Burada, kişinin dikkati belli noktalara yoğunlaştırılmakta ve kişinin bilinçaltı aktif hale getirilmekte. Hipnoterapi daha çok psikiyatrik hastalıklarda uygulanır.   

Sülük Tedavisi: Sülüklerin tutundukları bölgeden kan emerek yeni kan akışının sağlanması ve en önemlisi de kan emerken vücuda verdikleri enzimlerin sistematik etkisiyle hastalığın tedavisi amaçlanır. 

Akupuntur: Vücutta bulunan belirli noktalara ince iğnelerin uygulanması ile yapılan bir tedavidir. Özellikle ağrı tedavisinde son derece etkili bir teknik. Her yaşta uygulanabilir. 

Apiterapi: Türkiye’de bal, polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri gibi ürünlerle yapılan tedavidir. Çin, Kore ve Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerinde arı zehri tedavisi de denilir. Bel ve boyun fıtığı, eklem iltihabı, MS, kronik ağrı sendromu, menstrüel ağrılar ve astım tedavisinde kullanılır. 

Refleksoloji: El, ayak ve kulaklarda özel noktalara yapılan masajdır. Vücuttaki sinirlerin canlanmasını ve kan akışının olmasını sağlar. Ayrıca merkezi sinir sistemini güçlendirerek migreni önler ve idrar yolları enfeksiyonunu iyileştirir.  

Ozon Terapi: Ozon gazı kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Şeker hastalığı, dolaşım bozuklukları, gut hastalığı, nörovejetatif hastalıklar (Alzheimer, parkinson, demans), pulmoner hastalıklar (Amfizem, KOAH, akut respiratuar stres),  Serebral palsi, iyileşmeyen kronik yaraların tedavisinde kullanılır.   

Mezoterapi: Farmakolojik ve bitkisel ilaçların vücudun belirli bölgeleri enjekte edilmesi yoluyla uygulanan bir tedavidir. Akut ve kronik ağrı kontrolü, saç hastalıkları, estetik tıp, romatizmal hastalıklar ve daha birçok alanda kullanılıyor. 

Proloterapi: Kas, iskelet ağrılarını azaltan, omurga ve eklemlerde bağları ve diğer yapıları güçlendiren onarıcı bir tedavidir.  

Osteopati: Sadece ellerle uygulanan bütüncül bir yöntemdir. Vücuttaki dolaşım, sinir sistemi ve organların doğru çalışmasını uyararak vücudun kendini iyileştirme potansiyelini harekete geçirmeye çalışır.  

Homeopati: Bu tedavi sisteminde asıl amaç hastalığın ana sebebini bulmak ve mümkün olduğunca etkili bir yöntemle ve homeopatik ilaçlarla tedaviye yardımcı olmak. 

Kayropraktik: Bu tedavi, baş, boyun ve fıtıktan kaynaklı ağrıların nedenlerini ortadan kaldırır. İtme, çekme ve özel aletlerle kullanılarak uygulanan tedavidir. 

Larva Uygulaması: Hiçbir antibiyotiğe cevap vermeyen ve yatalak hastalarda oluşan yaralarda kullanılır. Amaç vücuda uygulanan larvanın yara üzerindeki ölü dokuyu ve iltihabı temizlemesi. Tedavide “Lucilia sericata” isimli sineklerin steril hale getirilmiş larvaları kullanılıyor. 

Müzik Terapi: Bireylerin fiziksel, psikolojik ve zihinsel ihtiyaçlarının karşılanmasında müziğin ve müzik uygulamalarında profesyoneller olanların kullanıldığı klinik ve kanıta dayalı bir uygulamalıdır. 

PROF. DR. MURAT KARTAL

BİLİMSEL OLARAK FAYDASI KANITLANDI 

Birçok hastalığı ilk aşamada bitkisel ilaçlarla tedavi etmek mümkün. Hekim hastalığı tedavi ederken kullanılacak her türlü ilacın etki ve yan etkilerini değerlendirerek bitkisel ilacı mı yoksa diğer ilaçları mı kullanacak karar vermeli. Eczacı da bu ürünlerin halka ulaştırılmasında ve halk sağlığının korunmasında en önemli sağlık danışmanı görevini yürütmeli. Tıbbi bitkiler, gıda takviyeleri ve bitkisel ilaçlar işe yarıyor mu? sorusu aklına takılan insanlar var. Dünyanın her bölgesinde tıbbı bitkisel ürünleri kullanmış kişiler bu soruya “evet” yanıtını vereceklerdir. Bu konuda bilimsel araştırmalar arttıkça bitkisel tedavilere karşı tutum hızla değişmekte. Bilim adamları ve hekimler artık bitkisel ilaçları daha çok araştırmakta ve kullanmakta. Hastalıkları iyileştirmek, şiddetini hafifletmek, tedaviye yardımcı olmak amacıyla bilimsel araştırmalar ışığında kullanılan bitkisel ilaçlar; uygun dozda ve sürede alındığında gerçekten işe yarıyor. Tedavi, bilimi kullanarak yapılan bir sanattır. Sertifikalı Fitoterapi eğitimleri ile hekimlerin yetişmesi, standardize bitkisel ürünlerle klinik araştırmaların yapılması, bunlardan elde edilen tıbbi bitkisel ürünlerin kullanımının pozitif sonuçlarının görülmesi Fitoterapi’ye olan ilgiyi artırıyor. 

PROF. DR. AYGEN TÜRKMEN  

OZON TERAPİ YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA ÇOK YAYGIN 

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, modern tıpta uyguladığımız tedavilerin yanında veya tek başına uygulayabildiğimiz tedavi ve girişimlerin tümü olarak tanımlanır. Modern tıp ile tam başarı sağlayamadığımız vakalarda bir arada kullanılması çok iyi sonuçlar doğurabiliyor. Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı olarak şu anda çalıştığım hastanede uzun süre yoğun bakımda kalan hastalarda oluşan bazı yaraların tedavisinde Ozon Terapi kullanıyorum. Bu yöntemin özellikle enfeksiyon ile ilişkili durumlarda, Astım, KOAH ve Diabet, Degeneratif artritler gibi hastalıklarda etkin kullanımı mevcut. Ozon Terapi hem yurt dışında hem de yurt içinde yaygın olarak uygulanıyor. Tedavi sonuçları oldukça olumlu. 

UZM. DR. ELİF GÜVENOĞLU

HEKİM-ECZACI İŞBİRLİĞİ ARTMALI  

22 yıllık hekimim. Pratisyen hekim olarak açtığım ilk muayenehanemden beri hastalarıma bitkisel takviyeler de öneriyorum. Türkiye’deki en kıymetli ve tecrübeli Fitoterapi hocalarından ders aldım. Şimdi de elimden geldiğince çeşitli üniversitelerde Fitoterapi dersi veriyorum. Tamamlayıcı tıp kavramı dünyada artık öyle bir bilimsel noktada ki, ‘Gerçekten faydası var mı?’ veya ‘Bazı doktorlar karşı’ gibi sorular, bilimsel kanıtlarla çoktan aşıldı. Bitkisel takviyeleri, klasik tıbbi tedavilere paralel destek olarak yürütmek en doğrusu. Birçok hastalıkta tedavi ekip işi. Ülkemizde son dönemde Fitoterapi eğitim ve uygulamaları alanında çok güzel gelişmeler var. Geçen sene GETAT Kongresi’nin ilki düzenlendi ve oldukça başarılı idi. Tüm dünyadan katılımcılar ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) üst düzey yetkilileri vardı. Orada hekim-eczacı işbirliği ile ‘aktar tıbbı’nın eczanelere taşınması gündeme geldi ve bu konuda önemli çalışmalar devam ediyor. 

PROF. DR. CANFEZA SEZGİN

YASAL MEVZUATLA SUİSTİMALLERİN ÖNÜNE GEÇİLDİ 

Ülkemizde maalesef bilimsel camiada unutturulan tamamlayıcı geleneksel tedavilerimiz işin ehli olmayan insanlar tarafından uzun yıllar suistimal edildi. Bu uygulamalar, geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yönetmeliğinin yayımlanmasıyla yasal statüye ve bu işin ehli olan sağlık mensuplarına kazandırıldı. En büyük avantajımız yasal mevzuat açısından birçok ülkenin önünde ve daha iyi programlanmış bir yönetmeliğe sahip olmamız ve uzmanlık eğitimi almış tıp doktorları dahil sağlık çalışanları tarafından benimsenmiş olması. Geleneksel ve tamamlayıcı tedaviler bitki florası zenginliği açısından dünyanın önde gelen ülkelerden birisi olan ülkemizde ilaç geliştirilmesinin de önünü açıyor. Fitoterapi Derneği’mizde özellikle sağlık çalışanlarının meslek içi eğitimleri ve bitkisel tedavilerin hak ettiği bilimsel platforma oturtulması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Kanser tedavisinde kişiye özel tedavinin yanı sıra uygulanan tamamlayıcı tedaviler de hastanın iyileşmesi ve yaşam kalitesinin daha iyi olmasını sağlamakta. Son yıllarda kanser tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapi tedavileri hastaların iyileşme şansının arttırılmasında yoğun olarak kullandığımız diğer kanser tedavilerini oluşturuyor. Kanserin tekrarlamasından ve kanser tedavisinin yanıt vermemesinden sorumlu olan kanser kök hücreleri geleneksel ve tamamlayıcı tedavilerle ortadan kaldırılabilmekte. Uyguladığımız derin doku RF hipertermi, bitkisel tedavilerde bitkilerden yüksek teknoloji ile elde edilen ve doktor kontrolünde kullanılabilen berberin, curcumin, piperin, trans resveratrol gibi bileşenler kanser kök hücrelerinin öldürülmesine yardımcı olmakta. Ayrıca cerrahi müdahale gerektirmeyen müzmin hastalıklarda ve yaşamı tehdit etmeyen ani başlangıçlı hastalıklarda da bitkisel tedaviler kullanılabilmekte. Burada hastaların ilgili branş uzman doktorunun takibinde olması gereklidir. Uyguladığım tamamlayıcı ve geleneksel kanser tedavileriyle hastaların yüzde 60-70’inde şikayetlerinde azalma gözlemliyorum. Bu gözlemlerim bilimsel literatür ile de uyumludur.