25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Metro kazıları İstanbul'u geçmişiyle buluşturdu

Marmaray, Yenikapı ve Beşiktaş metro çalışmaları sırasında ortaya çıkan tarihi buluntular, İstanbul’un geçmişini 2500 yıl daha geri götürüyor. Asırlardır insanlık tarihine ev sahipliği yapan kentin üstü kadar altı da hazinelerle dolu.

11 Ağustos 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Metro kazıları İstanbul'u geçmişiyle buluşturdu

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğüne bağlı İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından  yürütülen çalışmalar ile Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluğuna ev sahipliği yapan medeniyetler şehri İstanbul’un M.Ö. 6000 yıllık olarak bilenen tarihinin aslında M.Ö. 8500 yılına kadar dayandığı ortaya çıktı. Marmaray Kazıları; bilinenin ötesinde en eski yaşam izlerini ortaya çıkarmasıyla İstanbul tarihi için büyük bir önem taşıyor. Kazılar ile şehrin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem başladı. Çalışmalar sırasında Taş Devri’nden Erken Bizans, Bizans, Osmanlı ve günümüze kadar arkeolojik objeler bulundu. 

Marmaray ve Beşiktaş kazılarında ortaya çıkan önemli tarihi buluntuları sizler için derledik.

57 TÜR FOSİL BULUNDU 

İstanbul’da Marmaray ve metro kazıları sırasında bulunan, farklı dönemlere ait 57 farklı türdeki hayvan fosili, Türkiye’nin tek Osteoarkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde muhafaza ediliyor. Hayvan fosilleri, o günkü sosyal yaşam, insan hayvan ilişkisi, beslenme alışkanlıkları ve dönemin kültürel yapısı hakkındaki araştırmalara ışık tutuyor. 

BATIK GEMİ MÜZESİ BEKLEMEDE

Yenikapı kazılarından Theodosius limanında çıkan yaklaşık 1500 yıllık ahşap gemiler dünyanın en büyük batık filosunu oluşturuyor. Bu gemilerle ilgili çalışmaların son durumunu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taşınabilir Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ufuk Kocabaş’a sorduk. Yenikapı’da tahsis edilen laboratuarda gemilerin bilimsel çalışmaları ve konservasyonlarının devam ettiğini söyleyen Kocabaş, “Konservasyonları biten gemiler henüz müze açılmadığı için sergilenemiyor. Son olarak müzenin Yenikapı - Marmaray metro istasyonun üstüne yapılacağı bilgisi gelmişti. Hatta bununla ilgili yasal süreçler tamamlandı ve Anıtlar Kurulu’ndan gerekli izinler alındı. Şu anda beklemedeyiz” şeklinde konuşuyor. 

Kazılar sırasında farklı dönemlere ait 37 batık geminin çıkarıldığına değinen Kocabaş, “İstanbul’un deniz ticaretine ışık tutan bir kazı çalışması oldu. Genel olarak İstanbul’a gelen ve giden malları biliyorduk ama bunların nasıl taşındığına yönelik çok bir bilgi yoktu. Şimdi orijinallerinden bu bilgilere ulaşabiliyoruz” diyor. Gemilerin değişik yüzyıllara ait olmasının önemli olduğunu belirten Kocabaş, “Gemi imalatı çok stabil bir şey değil. Yapım süreçleri zamanla değişiyor. Batıktan yükü ile birlikte çıkarılan Yenikapı 12 adlı gemi bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi bahçesinde sergileniyor. Bu gemi yapım tekniği açısından geçiş döneminde yapılmış bir gemidir. Bu da bize geçiş dönemindeki gemilerle ilgili bilgiler sağladı” diyor ve ekliyor: Yenikapı kazılarının en önemli buluntularından biri de kadırgalardır. Toplamda 6 adet kadırga bulundu. Bizans dönemine ait bu kadırgalarla daha önce hiç karşılaşmamıştık.  

Prof. Dr. Mehmet Özdoğan

KAZILAR TARİHİMİZİ DEĞİŞTİRDİ

Şimdiye kadar yapılan İstanbul tarihi hakkındaki araştırmaların belli bir döneme kadar gidebildiğini ve İstanbul’un esas geçmişini bize bu zamana kadar anlatan tek bilimsel kazının Fikirtepe olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “Bu çalışma dışındaki kazılar imar projelerinin dayattığı kurtarma kazıları oldu. Son yıllardaki  metro ve Marmaray projeleri ile yapılan kazılarda İstanbul Arkeoloji Müzesi İstanbul’un tarihsel kültürünü anlamaya yönelik başarılı bir çalışma yaptı. Yapılan bayındırlık yatırımlarını bilgiye dönüştürdüler. Şimdi İstanbul’da daha önce yapılan kazılarda neler kaybedildiğini düşünmek gerek” diyor. 

Farklı kültür coğrafyaların birleşme noktası olan İstanbul’un, geçişken bir özelliğe sahip olduğuna değinen Özdoğan, kazı çalışmaları ile ilgili şunları aktarıyor: Beşiktaş kazılarında bulunan iskeletler kent tarihine ışık tuttu. Yenikapı kazıları; Marmara Denizi’nin değişimi ile Anadolu ile balkanların ilişkisini gözler önüne serdi. İstanbul’un farklı coğrafyalar arasında bilgi, teknoloji ve mal aktarımında ne kadar önemli  olduğunu gösterdi. Bayındırlık işleri yapılırken kültür varlıklarına zarar vermeden çalışmalarında yapılayabileceğini bu kazılar bize gösterdi.

MARMARAY KAZISINDA NELER BULUNDU? 

Roma İmparatoru’nun Protokol Kapısı 

Roma İmparatoru Konstantin tarafından yaptırılan surların batıya açılan Protokol Kapısı da kazılar esnasında bulundu. Önce kayıp surlar, 2006’da İstanbul Arkeoloji Müzeleri arkeologlarının çalışmalarıyla Marmaray projesi kapsamında ortaya çıkarıldı. Ardından Protokol Kapısı’na ulaşıldı. 

13 Satırlık Arapça Metin Ortaya Çıktı

Marmaray projesi Yenikapı kazılarında bir hayvanın kürek kemiği üzerine yazılmış ve 8. yüzyıla ait olduğu düşünülen 13 satırlık Arapça metin gün ışığına çıkarıldı. Metnin, Emeviler’e ait olabileceği düşünülüyor. 

8 Bin Yıllık Ayak İzi

2011 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığı’nda yürütülen kazılarda Neolotik Döneme ait kentteki ilk insanların ayak izlerine ulaşıldı. Anadolu topraklarında insana ait Kula’dan (Manisa) sonra rastlanan ilk ayak izlerine Yenikapı’da ulaşılması kültür tarihi açısından oldukça önemli.

Beşiktaş Tarihi Erken Demir Çağı’na Dayandı

Tarihi Yarımada dışında özellikle Beşiktaş bölgesinde bugüne kadar tarih öncesi döneme ait herhangi bir bulgu tespit edilmemişti. Beşiktaş metro çalışmaları sırasında yapılan arkeolojik kazı çalışmaları ile bu bölgenin tarih öncesi döneme ait bir yerleşim olduğuna dair bulgulara ulaşıldı. Çalışmalar sırasında Erken Demir Çağ’a ait olduğu değerlendirilen iki mezar bulundu. Biri normal basit toprak mezar; çukur açılarak iskeletler, yarı hocker pozisyonunda gömülmüş yanlarına ise o dönemde kullandıkları taş baltası, ok ucu mezar hediyesi olarak konulmuş. İkinci mezar tipi ise kremasyon denilen ceset yakıldıktan sonra kalan kemikler ve küllerin bazen bir kap, bazen toprak bir küp içine konularak gömüldüğü mezar şeklinde. Bulgular, bir dönemin ölü gömme geleneğini gözler önüne seriyor.