16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Motorla hac yolculuğu

Milyonlarca Müslümanın özlem duyduğu kutsal topraklara eskiden at, deve ile veya yaya gidilirdi. Yolculuklar bazen aylar sürerdi. Bazen de kaçak gidilirdi. Uğruna binbir çile çekilen o kutlu yolculuklar halen devam ediyor. Hacer Canarslan da iki kez motor bisikletle Kilis’ten Hacca giden o eski kutlu yolculardan.

KEMAL GÜMÜŞ18 Ağustos 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Motorla hac yolculuğu

Her yıl dünyanın dört bir tarafından milyonlarca Müslüman’ın hac farizasını eda etmek için gittiği Mekke’ye 2015’te gitmek nasip olmuştu. Tüm benliğinizle hissettiğiniz ilahi çekim alanında dünyadan soyutlanarak ümmetin gücünü ve zafiyetini en çıplak gözle görebileceğiniz yer Mekke! Hiçbir ırk, cinsiyet ve sosyal statünün Allah katında önemsenmediğine tanık olabileceğiniz tek yer aynı zamanda. Ümmetin hasret olduğu düzen ve birliğinin tesisinin aslında çok da zor olmadığını görmeye fırsat veren bir ibadet Hac. “Hac, temelde kişinin Allah’a doğru yükselmesidir. Âdem’in yaratılış felsefesinin sembolik bir gösterisidir. (...) Hac ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterilmesidir, bir ‘yaratılış gösterisi’, bir ‘tarih gösterisi’, ‘birlik gösterisi’, ‘İslami düzen gösterisi’ ve bir ‘ümmet gösterisi’ diyor Ali Şeriati. Diğer bir bakışla dünyevi hiç bir makam gücünün sökmediği, parası olanın ile olmayanın, lüks otellerde konaklayanlar ile cami avlularında yatanların Kâbe’de aynı safta durup birlik içinde aynı acziyeti yüce makama sunduğu ve hiç bir rengin bir diğerine galebe çalamadığı tek yer... 

Üç yıl önce orada bulunduğum sırada son yılların en büyük iki felaketinin yaşanması hac vazifesini gönül rahatlığıyla yapmama engel oldu. İlk önce vinç devrilmiş onlarca hacı şehit olmuştu. Yine bine yakın hacının şeytan taşlama alanında oluşan izdiham nedeniyle vefat etmesi çok zor günler geçirmeme neden olmuştu. Büyük bir burukluk içinde döndüğüm bu seferden sonra her sene tekrar Mekke’ye gidebilmenin yolunu aradım heyecanla...

KABE’DEKİ İLK DUASI KABUL OLDU

 24 Haziran seçimleri öncesi Güneydoğuyu il il dolaştığımda Mekke’ye olan özlemimi depreştiren ve anılarımı tazeleyen çok güzel insanlarla tanıştım. 2015’te Kabe-i Şerif’in gölgesinde Batmanlı Şerif amcayla tanışmıştım. 65 yaşlarındaydı. 1977 yılından beri her sene Mekke’ye geldiğini söyleyince hikâyesini dinlemiştim. İlk ziyareti 15 yaşında otobüs bagajında gizlenerek başlamış. Türkiye’yi geçtikten sonra yolda yakalanmışsa da o günün şartlarında bir şekilde müsaade edilmiş. Şerif Amca Kâbe’yi ilk gördüğünde Yüce Yaradan’dan yaşadığı sürece her sene ona Mekke’ye gelmeyi nasip etmesini dilemiş. “O gün bugündür her sene Hac döneminde Mekke’ye geldiğini söylemişti Şerif amca. Tabi günümüz şartlarında hac ibadeti orta gelirli bir vatandaş için bir külfet ancak kuradan da geçmek gerekiyor. Şerif amca buna da bir çare bulmuş Vekâlet haccı yaparak hac masraflarını, görevli olarak da kurayı elemine ediyor.

MOTOR BİSİKLETLE MEKKE SEFERİ

Kilis’te 87 yaşındaki Hacer Canarslan ile tanışanca Şerif amcanın Hac seferini hatırladım. Hacer hanım iki kez motor bisikletle hacca gitmiş. İlerleyen yaşına rağmen oldukça sağlıklı, dinç ve dupduru bir zihni olan Hacer hanım o kutlu yolculukları anlattı. 

Merhum eşim Hacı Mehmet ile beraber ilk haccımızı 1974 senesinde yaptık. Hep bazı sebeplerden dolayı gidemedik, hac kıyafetlerimiz hazırdı ama nasip olmuyordu gitmek. Eşim bir akşam geldi, “Ben Hacca gideceğim” dedi. “Nasıl gideceksin” dedim “motorla” cevabını verdi ve “İstiyorsan sen de gelirsin pasaport falan her şeyimiz hazır. Binersin arkama gideriz” dedi. 43 yaşındaydım. Çok düşündüm gidip gitmeme konusunda kararsızdım ve korkuyordum. O düşünceler içinde uyumuştum ve rüyamda kayınvalidem, kayınbabam ve eşimle beraber Hacda olduğumuzu görmüştüm. Ertesi gün eşime karar verdiğimi ve gelmek istediğimi söyledim. 

BİSİKLETLE DÜNYA TURU OLUYOR DA HAC NEDEN OLMASIN

Büyük oğlum Mehmet hiç unutmam şunu dedi; “Anne insanlar bisiklet ile dünya turuna çıkıyor, siz de gidebilirsiniz. Neden olmasın?” dedi. Bu konuşmadan sonra daha çok cesaret aldım. Oğlum dükkâna babasının yanına gitti. Ne konuşmuşlar bilmiyorum beni aradı “Ankara’ya gideceğim vize alacam hazırlan” dedi. Her şey bir anda oldu. Birkaç gün sonra çıktık buradan. Kilis halkı haberimizi duymuş ve herkes bizi uğurlamıştı. Toplam 45 gün sürdü yolculuğumuz. Motorla gitmek çok rahattı, çok güzeldi. Motoru görsen her şeyi vardı, hurç vardı, yol boyu ne gerekliyse hepsini hazırlamıştım, yiyecek giyecek her şey… Müsait yerlerde yemek yerdik, abdest alırdık namaz kılardık.

KİLİS’TEN MEDİNE’YE BEŞ GÜNDE VARDIK

Kurban Bayramı’na 40 gün kalmıştı. Gitmeyi çok arzuladık o gün kısmetmiş, kalktık motorla önce Halep’e gittik. Burada motorun lastiklerini değiştirdik. Bir akşam orada yattıktan sonra Şam’a gittik yolları bilmediğimizden gittiğimiz her şehirde bir gece kalıyorduk. Şam’dan Ürdün’e geçtik. Amman’da da otelde kaldık. Sabah kahvaltımızı yapar motora biner devam ederdik. Tebük diye bir yer vardı, orada da bir gece kaldık. Beşinci gün Medine’ye ulaştık. Öğlen vaktiydi. Medine mescidine yakın bir yerde gençler motoru durdurup bizi aldılar. Abdest almak için yer gösterdiler. Öğlen namazını kıldık. Bir ev kiraladık burada sekiz gün kaldık. Eskiden otel yoktu ev kiralanırdı.

SECDEYE KAPANDIM KENDİMDEN GEÇTİM

Sekiz günden sonra sabah Medine’den Mekke’ye hareket ettik, akşam vaktinde vardık. Bizi orada rehber evine aldılar, akşam orada kaldık. Eşim gece evden çıkmış Beytullah’ı bulmuş, geldi eve. Beni uyandırdı, abdest tazeledik, kalktık Beytullah’a doğru hareket ettik. O ilk gördüğüm ânı asla unutamıyorum. Dört defa gitmek nasip oldu ama o ânı unutamam. Secdeye kapandım daha hiç kalkmadım, ne kadar kaldım öyle bilmiyorum sonra beni kaldırdılar. Ondan sonra çok defa gittim ama hiçbiri ilk gidişim gibi olmadı.

OKUMAYI TV’DEN ÖĞRENDİM

87 yaşındayım. Kilisliyim. Eski zamanlar çok kötüydü. Şimdi Türkiye çok güzel. Allah Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. Kur’an’ı öğreneyim diye çok dua ettim, sonradan 1954’te öğrendim. Eskiden bilgisizdik. Çok şükür zamanla bilinçlendik. Türkçe okumayı da televizyondan öğrendim. Eskiden televizyona bakmazdım sonradan Kur’an okunmaya başlandı. Oradan takip ediyorum.

MOTORU ZEMZEMLE YIKADI

Hacer ananın büyük oğlu Mehmet Canarslan o günleri şöyle anlattı: O zaman 24 yaşındaydım. Maddi sıkıntılar vardı. Babam motorla gidebileceğini söyledi ben de Ankara’ya gittim. Suriye, Ürdün ve Arabistan vizesi aldım. Gittiler bir sene sonra tekrar gitmek istediklerini söylediler. Çok etkilenmişlerdi, 1976’da ikinci sefer gittiler. Babam Mekke dönüşünde motoru gösterdi, “Oğlum ben bunu zemzemle yıkadım” dedi.