20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Normal olmayan Batlır değil, yüreği küçük insanlar

Hayata bir sıfır yenik başlayan Batlır, son derece sağlıklı ve zeki olsa da doğuştan büyük kafaya sahip olması nedeniyle toplum tarafında ötekileştiriliyor. Kabul görmediği için de zor bir dönem geçiriyor. Normal olmak için ameliyat olmak isteyen Batlır, sosyal fobisine rağmen katıldığı yarışmada ameliyat için gerekli parayı bulur. O süreç içerisinde anlar ki sorun fiziksel görünümü değil insanların yüreklerinin küçük olmasıdır.

MERVE YILMAZ ORUÇ13 Ekim 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Normal olmayan Batlır değil, yüreği küçük insanlar

Ekim ayı içerisinde vizyona girecek olan Batlır Değil Bahtlı filminin geçtiğimiz günlerde özel gösterimi yapıldı. Filmin fragmanını izlediğimde kafası kocaman olan Batlır’ın doğduğu andan itibaren yaşayabileceği sıkıntıları az çok anlamıştım. Hatta filmin sonunu bile bir Türk filmi olduğu için tahmin etmiştim. Ama filmi izleyince yanıldığımı gördüm. Film hem ağlamak hem gülmek isteyenler için güzel bir yapım olmuş. Filmin yönetmeni Stare Yıldırım’ın ilk uzun metraj filmi Batlır Değil Bahtlı, umut ve sevgi gibi duyguları samimi ve evrensel bir dille aktarıyor. Yönetmenliğe uzun bir süre ara veren ancak sektörde yaşadığı sıkıntılardan dolayı tekrar yönetmen koltuğuna oturan Yıldırım, “İnsanların filmi izleyince ne tepki vereceğini merak ediyorum. İzleyici filmde herkesin ihtiyacı olan şeyi umudu; devam edebilme gücünü, başarabilmeyi ve sevgiyi bulacak. Çektiğim filmlerin konusu ne olursa olsun her zaman sevgi ve umuda yer veririm. Bu benim misyonum.” diyor. 

EVRENSEL DUYGULAR

Filmini TRT TV Filmleri projesi kapsamında çeken Stare Yıldırım filmin çıkış sürecini şöyle anlatıyor: Senaryo ilk geldiğinde kafası büyük bir çocuğun hikayesi olacağı en başından belliydi ama olay örgüsü farklı idi. Senaryo üzerinde iki buçuk yıl kadar çalıştık. Ötekileştirilmiş, kendini yalnız hisseden ve farklı olduğu için toplumda kendi yer bulamayan bir çocuğu anlatmaya çalıştık. Filmde güzel bir ekiple çalıştım. Yüzüklerin Efendisi serisinin yapımcılarından Rick Porras bize destek oldu. Batlır’ın kafasını yapacak bir makyöz ararken de Game of Thrones dizisiyle Emmy Ödülü kazanan makyöz Tristan Versluis ile tanıştım. Uyumu onunla yakaladık. 

ABD ve Kanada’da gösterilen film, bu hafta da Avustralya’da ve tekrar ABD’de San Diago’da gösterilecek. Katıldığı festivallerden övgüyle dönen filme Türk izleyicinin nasıl tepki vereceğini merak eden Yıldırım, “Amerika’da filmi izleyip ağlayanlar oldu. Filmimiz onlarda eksik olan bir şeyi tamamladı diye düşünüyorum. Film, festivallerde ödüller aldı. Ama ben filmi halk için yaptım. Ödül kazanmış bir film olarak anılmak istemiyorum. Benim amacım dünyadaki tüm insanlara ulaşmak.” diyor ve ekliyor: Filmde vermeye çalıştığımız duygu evrensel. Umut, sevgi gibi duygularla hangi kültürden olursa olsun dünyadaki bütün insanları yakalayabiliyorsunuz. 

"Batlır karakterini canlandıran Can Sipahi filmde, hastalıkla doğan ve ötekileştirilen bir çocuğun hikayesinin çok da dramatize edilmeden yalın ve saf bir şekilde anlatıldığını söylüyor."

Plastik makyaj empati sağladı 

Batlır karakterini canlandıran Can Sipahi, senaryoyu okuduğunda çok heyecanlandığını ve bu işe inandığını dile getiriyor. “Aslında her senaryoyu çok akıcı bir şekilde okuyamıyorsunuz. Ama bu senaryoyu okumaya başladığımda her sahne diğerini merak ettirdi. Yarım saatte bütün senaryoyu bitirmiştim” diyen Sipahi, filmde doğuştan bir hastalıkla doğan çocuğun hikayesinin çok da drama edilmeden yalın ve saf bir şekilde anlatıldığını söylüyor. İlk defa plastik makyajla bir filmde rol aldığını belirten Sipahi, “Makyajın yapımı bir buçuk, iki saat sürüyordu. Tabiki zorlandığım zamanlar oldu. Yapılan makyajın ağırlığı dört kilo vardı. Setler baya uzun sürüyordu ve benim sekizinci saatten sonra boynum ağrımaya başlıyordu. Ancak kafamdaki ağırlık Batlır ile ilişki kurmamı sağladı. Role girmemde bana yardımcı oldu. Güzel bir deneyim oldu bu film” şeklinde konuşuyor. Oyuncu olarak yazılmış bir karakterin ete kemiğe bürünmüş hali olduklarını belirten Sipahi, kolay gibi gözükse de oyunculuğun aslında pekte öyle olmadığına ve bir kaç saniyelik görüntü için ciddi emekler verildiğine dikkat çekiyor.