19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Önemli olan kitaba erişmek'

Başakşehir Millet Kıraathanesi her yaştan insanın gelebileceği, çok amaçlı bir mekân… Adlandırmalara takılmadan bir ailenin bütün üyelerinin keyifli ve verimli vakit geçirebileceği bir yer burası. Önemli olan kitaba erişmek, ne önemi var; kıraathane, kitap kafe, kütüphane… 

ALİ DEMİRTAŞ13 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Önemli olan kitaba erişmek'

Geçen salı günü uzun zamandır merak ettiğim Başakşehir Millet Kıraathanesi’ne gittim. Yanıma bilgisayarımı ve fotoğraf makinemi de aldım. İzlenimlerimi hem fotoğraflamak hem de yazıya dökmek istedim. İzlenimlerime geçmeden önce “kıraathane” adlandırmasıyla ilgili bir şeyler söylemek isterim. “Kıraathane” bugün akla, bildik kullanımıyla “kahvehane”leri getirse de işin aslı pek öyle değil. 

Ansiklopedik tanımlamalara bakıldığında da kıraathane kavramı, içinde gazetelerin ya da dergilerin okunduğu büyük kahvehane olarak açıklanmakta. (Ansiklopedik Sözlük, 1967) Hâttâ -özellikle Cumhuriyet öncesinde- okuma yazma bilmeyen insanların çoğunlukta olduğu dönemlerde, gazete ve dergilerde yer alan yazıların gönüllü bir okuyucu tarafından sesli bir şekilde okunarak herkesin bilgilenmesinin sağlandığı kütüphane görünümlü bir mekân olarak görülürmüş. Öyle ki kahvehanelerin eğitsel yöndeki işlevselliği Sait Faik Abasıyanık tarafından Kıraathaneler adlı eserinde söz konusu mekânların üniversiteye benzetilmesiyle vurgulanmış. 

EĞİTİM SEFERBERLİĞİNİN BAŞLANGIÇ NOKTASI 

Kıraathane tanımlamasını günümüz anlamları dışında algılamadan önce Cumhuriyet döneminde, özellikle yeni Türk harflerinin halka öğretilmesinde kıraathanelerden nasıl etkin bir biçimde yararlanıldığı da bilmek gerek. Ayrıca süreç içinde bu mekânların halkevlerine hatta köy enstitülerine doğru giden bir adım olduğu da bir diğer gerçek. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarının sıkıntıları içinde girişilen “Eğitim Seferberliği”nin hızla ilerlemesi hâttâ ‘Halkevleri’ ve ‘Köy Enstitüleri’ gibi kuruluşların oluşmasında kahvehanelerin ya da kıraathanelerin bir geçiş aşaması oluşturduğu söylenebilir. 

Dönelim bugüne. Son yılların belki de en önemli okuma seferberliği Millet Kıraathaneleri ile ülke sathında devam ediyor. İstanbul Başakşehir Millet Kıraathanesi de bu yeni nesil kütüphanelerin en güzel örneklerinden biri. Kıraathane’ye geldiğimde ferah bir bahçe karşılıyor beni. Bahçeyi geçip içeri girdiğimde de büyük geniş bir alanla karşılaşıyorum. Bu alanın bir tarafında ufak tefek atıştırmalıkların satıldığı mütevazı bir kafeterya, diğer tarafında ise çocuklar için ayrılmış, kitap okuma, boyama ve oyun alanı bulunuyor. Ne güzeldir ki bu alanı şeffaf tavan sayesinde güneş ışığı aydınlatıyor. Bu da çocuklara kapalı bir alan değil de açık alanda vakit geçiriyor hissiyatı veriyor. Kütüphaneye doğru ilerliyorum. Kafeteryadaki sesin kütüphaneye nasıl yansıdığını merak ediyorum. Ama içeride sesten yalıtılmış bir ortamla karşılaşıyorum. Bu çok iyi. Boş bir masa bulup oturduktan sonra internete bağlanmam da çok uzun sürmedi. Telefona gelen şifre ile kısa sürede internetten yararlanmaya başladım. Ayrıca her masaya özel bulunan priz ve bağlantı kablosu giriş soketi ile priz kapma ve şarj sorunu da yok. Bunlar belki pek çok mekanda rastlanabilecek standart özellikler ama bir kütüphanede bütün bunların varlığı öğrenciler için hayati önem arz eden detaylar. 

DÖRT DUVAR AVM’LERİN MİLLET KIRAATHANELERİ

Kütüphane şık ve kullanışlı olarak dizayn edilmiş. Giriş ve bir asma kattan oluşuyor. Geniş ve ferah bir ortam. Ancak hafta içi öğlen saati olmasına rağmen oturacak yer bulmakta zorlandığımı itiraf etmeliyim. Keşke biraz daha büyük tasarlanabilseymiş. 

Farklı içerikten farklı türlerden birçok kitap bulunuyor kütüphanede. Aradığım kitapları bulmakta zorlanmıyorum. Bir kütüphanede olması gereken tüm özellikleri içeriyor. Kitap okuma alanları ile grup olarak çalışma alanları bile ayrı ayrı düşünülmüş. 

Sadece öğrenciler değil her yaştan okurun burada vakit geçirdiğini görmek ülkemizde kitap okuma oranlarındaki karamsarlık açısından da sevindirici. 

Sonuç olarak bir ailenin tüm üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda keyifle vakit geçirebileceği bir yer burası. Hafta sonunda çocuklarıyla birlikte gidilecek tek aktivite alanı olarak AVM’yi gören aileler için Millet Kıraathaneleri çok değerli alternatifler. Umarım kıraathane veya başka bir isimle böyle mekânlar İstanbul’da çoğalır. Sırf şartlanmış ideolojik takıntılarla bu güzel mekanlara mesafeli duranları ise anlamak mümkün değil. Tartışılacaksa, hedefleri, yapılandırılması, eksikleri üzerinden eleştiri getirilse daha yerinde olmaz mı? Adlandırmalara mesafeliyiz peki, kitaplara da mı?