19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Trump'ın Twitter diplomasisi

Twitter’da diplomasi yürütmek kimilerine göre uygunsuz, kimilerine göre ciddiyetten uzak… Bazı liderler ise twitter’a hiç girmiyor.

ZAHİT KAPLAN19 Ocak 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Trump'ın Twitter diplomasisi

ABD Başkanı Donald Trump, iki iPhone kullanıyor. Biriyle yalnızca telefon görüşmeleri gerçekleştiriyor, diğeri ile de Twitter’a giriyor. Günde en az bir saat bu telefonuyla meşgul. Tüm paylaşımları bizzat kendisi yapıyor. Çoğu zaman iç meselelere, dış politikaya dair düşüncelerini paylaşıyor. Altında çalışan Beyaz Saray personellerini kovduğunu bile Twitter üzerinden duyurmakta bir beis görmüyor. Hal böyle olunca, Trump’ın attığı tüm tweet’ler ilgi uyandırıyor. 

Trump’ın sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden açıklamalar yapması artık olağanlaştı. Fakat o kadar çok paylaşım yapıyor ki, şu ana kadar 40 binden fazla tweet attı. Washington Post gazetesinin iddiasına göre Trump yalnızca 2018’de 5621 yanlış ve yanıltıcı bilgi içeren paylaşım yaptı. Yani kendisini takip eden 57 milyondan fazla kişiyi yanılttı, hatta bazılarını provoke etti. “Fake news” diye habercilere sataşan, onların “yalan haber” yaptığını yüzlerce defa söyleyen Trump, Washington Post’a göre 2018’de günde ortalama 15 yalan söyledi. 

Trump’a Twitter’da cevap verebilmek için onun kadar takipçiye, etkileşime ihtiyaç var. Fakat ortada adaletsizlik var. Örneğin Putin akıllı telefon kullanmıyor. Hatta Twitter’da onaylı, resmi bir hesabı da bulunmuyor. Diğer taraftan Twitter’ı bir diplomasi enstrümanı olarak görmeyen liderler de var. Mesela Macron. Fransız lider, Trump’ın defalarca sataşmasına rağmen sosyal medya üzerinden hiçbir karşılık vermedi. Hükümet sözcüsü, “Diplomasi Twitter üzerinden değil karşılıklı görüşme yoluyla yapılır” demekle yetindi. 

Trump’ın Türkiye ve Suriye’nin kuzeyi hakkında son attığı tweet’ler büyük tepki topladı. Türkiye’ye tehditler savurdu, suçlamalar yöneltti. Fakat onu bu “gayrı-ciddi” mecradan alıp, telefonda gereken cevabı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Hâlbuki Twitter’da dünya liderleri klasmanında Trump’ın üç rakibi var. Biri Vatikan lideri Papa, diğeri Hindistan Başbakanı Narendra Modi. Bunların Trump’la alıp veremediği hiçbir şey yok. Geriye bir isim kalıyor; Recep Tayyip Erdoğan. Cumhurbaşkanı, dünyada en çok takipçisi olan ve en fazla etkileşime giren liderler sıralamasında ilk sıradaki Trump’ı takiple Papa ve Modi’den sonra 4. sırada. Bu durumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Twitter üzerinden Trump’a karşılık vermesi belki de Trump’ın paylaşımından çok daha fazla etkili olacak. Lakin bu yol tercih edilmiyor. 

Kremlin, Trump’ın Rusya’ya yönelik “füze tehdidi” içeren tepki çekici açıklamalarına karşılık, “Twitter diplomasisi içinde yer almayacağız, daha ciddi yaklaşımdan yanayız” açıklamasıyla yetinmişti. Zira Rusya, Trump’ın Twitter mesajlarını ciddiye almıyor, adeta “cesaretin varsa yüzüme söyle” tavrı takınıyordu. 

Diğer taraftan dijital diplomasiyi gerekli görenler de var. E-Diplomasinin, klasik diplomasi dışında, “pozitif” öğelerle katkı sunulacağı görüşü yaygın. Fakat Trump’ın “negatif” tutumu belki de bu tanıma uymuyor. Trump’ın diplomasi sınırlarını zorlayan paylaşımları, aslında ABD yerelinde bir yönetim geleneği haline gelebilir. Son dönemde ABD siyasetinin parlayan yıldızlarından, Demokrat Partili milletvekili Alexandria Ocasio-Cortez, siyasette olduğu kadar, sosyal medyada da parlıyor. Yakaladığı siyasi başarının yanında, Twitter’da Trump’tan sonra ABD’de en fazla etkileşime giren ikinci siyasetçi oldu. Bu da, bir demokrat olarak Trump’a itirazlarını ve mesajlarını daha çok Amerikalıya ulaştırabilmesi anlamına geliyor. 

Trump’ın tutarsız sosyal medya açıklamaları yalnızca müttefikleri ile olan ilişkilerine zarar vermiyor. Aynı zamanda Beyaz Saray güvenliğini de tehdit ediyor. Trump, sırf Twitter kullanabilmek için taşıdığı iPhone’u rutin güvenlik kontrollerine göndermiyor. Beyaz Saray’ın geleneksel güvenlik protokollerine de direniyor. 

ABD Başkanı, demokratlarla inatlaşıyor. Meksika sınırına yapmak istediği duvar için istediği ödeme bütçeye girmediği için hükümeti kapatma kararı aldı. Çoğu Amerikalı maaşlarını alamıyor. Hatta Beyaz Saray’da ocak tütmüyor, çorba kaynamıyor. Trump, son olarak misafirleri için dışarından hamburger söylemek zorunda kaldı. Bunu da Twitter’dan paylaştı. “Hükümetin kapanmasından dolayı muazzam miktarda fast food servis ettim (kendim ödedim), 1000’den fazla hamberder ve bunun gibi şeyler. Bir saat içinde hepsi bitmişti.” 

Trump’ın Twitter kullanımı aslında bu kadar ciddi. Hamburger yerine “hamberder” yazacak kadar…