Yuva yıkan hastalık ‘tiroit’

Tiroit bezi boyunda soluk borusunun önünde yerleşen kelebek şeklinde yaklaşık 25 gram ağırlığında bir organdır. Bu organ ürettiği T3 ve T4 hormonları sayesinde vücudumuzdaki tüm organların çalışmasını düzenler. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Manuk Manukyan’ın verdiği bilgiye göre, tiroit bezinin kendisi küçük ama problemi bir o kadar büyük. Az veya çok hormon salgılaması halinde, insan psikolojisini olumsuz etkiliyor. Özellikle de kadınlar üzerinde son derece etkili.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ  

İnsan vücudunun normal olarak çalışabilmesi ancak tiroit bezinin normal hormon üretimi ile mümkün. Tiroit hormon düzeylerinde bozulma iki semptom demeti ile ortaya çıkıyor. Bezin az çalışması durumunda, yorgunluk, halsizlik, kabızlık, üşüme, kilo alımı, ciltte kuruma, saçlarda dökülme, kadınlarda adet düzeninde bozulma, kolesterol değerlerinde artış, yüzde şişme, depresyon gibi belirtiler görülüyor. Fazla çalışması halinde ise sinirlilik, titreme, terleme, ishal, gözlerde dışa doğru büyüme, artan iştaha rağmen kilo verme, kalpte çarpıntı, yüksek tansiyon gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Her iki durum da insanın sosyal, ailevi ve iş hayatını etkileyebiliyor. İstemesine rağmen sabah uyanmakta zorluk çeken ve performansı düşen hasta eşi ve iş arkadaşları ile sorunlar yaşamaya başlıyor. Küçük sayılabilecek bir sorun, hastanın tahammülsüzlüğü sebebiyle büyüyor. Hasta alıngan olur sevilmediğini düşünüyor. Bu sinsi hastalığın yuva yıkmaya kadar gittiği de görülüyor.   

AMELİYAT GEREKLİ Mİ?  

Tiroitin üç temel tedavisi vardır. İlaç, ameliyat ve halk deyişi ile atom tedavisi yani radyoaktif iyot.  Eğer tiroit bezinden yapılan biopsi sonrası kanser tespit edilir ise veya aşırı büyümeden dolayı nefes borusu itilmiş ve hasta nefes alamaz halde ise ameliyat kaçınılmazdır.