ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, yeni girişimin kozmetik bir süreç olduğu görüşünü içeren açıklamasına ilişkin verdiği yanıtta, Suriye için en iyi yolun askeri harekât olmadığını belirtti ve "Biz her sürekli olarak askeri gücün Esad yönetimini cezalandırıcı ve kimyasal silah kullanma konusunda hareket yeteneğini azaltmak için olacağını söyledik. Çok açık ki, en iyi yol tüm stoklarını yok etmek. Bunu diplomatik yollarla yapabiliyorsak, kesinlikle tercih bu olur. Ankara'nın, Rusya'nın önerisine nasıl baktığını tarif edemem ama bu kozmetik bir süreç değil. Bölgesel istikrar için uzun vadede en iyi şey askeri harekât düzenlemek değil" diye konuştu.
Günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, ABD'nin yeni Suriye girişimiyle ilgili Ankara'dan gelen eleştirilerin Türk-Amerikan ilişkilerine nasıl yansıdığı yönündeki bir soruyu, "Bakan Kerry, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile her zaman görüşüyor. Birincisi, bölgesel istikrar için uzun vadede en iyi şey, Esad'ı kimyasal silah kullanmaktan caydırmak için askeri harekât düzenlemek değil, bu silahları yok etmek. Bu bölgesel güvenlik için en iyisi. Ama, aynı zamanda askeri harekât seçeneğinin de masada kalacağını açıkça söyledik. Önümüzdeki günlerde bu önerinin gerçek, güvenilir bir yol olup olmadığını göreceğiz. Burada zorluklar olduğu da belli. Bölgede, Türkiye gibi müttefiklerimizle birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü burada onları da ilgilendiren birçok konu var" diye yanıtladı.
Türkiye'nin, 'kimyasal silahların yok edilmesinin Suriye'deki çatışmaları önlemeyeceği' görüşüne katıldıklarına değinen Harf, "Biz de kesinlikle öyle düşünüyoruz. Kimyasal silahları yok etmek Suriye'deki çatışmaları ortadan kaldırmayacak. Suriye'deki çatışmaları, Suriye halkının yararına sona erdirmenin tek yolunun siyasi bir çözüm olduğuna inanıyoruz. Siyasi bir çözüme ulaşmak için Cenevre'de yapılacak ikinci sürece de bu yüzden yatırım yapıyoruz" dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın gitmesi gerektiğini bir kez daha vurgulayan ve başından beri bu düşüncede olduklarını anlatan Marie Harf, "Ama gerçek de şu ki, rejim bu silahları elinde bulunduruyor. Bizim amacımız da bu silahları Suriye'den, başkalarının eline geçmesine ve bu kez de onlarla uğraşacağımız olasılığına karşı, bölgeden çıkarıp imha etmek. Bu nedenle Esad ile işbirliği yapan Rusya ile görüşmelerimiz sürüyor" diye konuştu.
Kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığı gerekçesiyle başta ABD olmak üzere, uluslararası toplum tarafından baskı altına alınan Beşar Esad yönetimi, Birleşmiş Milletler Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ni (ChemicalWeaponsConvention) imzalayacağını açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM), Esad yönetiminin, kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol sözleşmesini imzalayacağına ilişkin belgelerin kendilerine ulaştığını açıkladı. Suriye'de muhalif güçlerle iki yılı aşkın süredir çatışmalar yaşayan Esad yönetimine karşı, ABD Senatosu Başkan Barack Obama'ya 'kısıtlı askeri operasyon' izni vermiş, ancak Rusya ortaya attığı başka bir öneri ile bu müdahalenin önünü kesmişti. Rusya Suriye'nin olası bir Amerikan saldırısını önlemek için elindeki kimyasal silahları uluslararası bir gücün kontrolüne devretmesi gerektiğini bildirmiş, Suriye de bu çağrıya olumlu yanıt vermişti. Suriye yönetiminden, Suriye'nin elinde bulunan kimyasal silahlara ilişkin tüm belge, bilgi ve silahları anlaşmayı imzaladıktan bir ay sonra uluslararası bir güce teslim edeceği açıklaması geldi. Bu arada Beşar Esad'ın, kimyasal silahları teslimine ilişkin, 'ABD'nin Suriye'ye saldırı tehdidinden vazgeçmesi' koşulu ortaya attığı da belirtildi.