2007'de, 17 yaşındayken, Almanya'da yaşayan ailesini ziyaret etmek için vize talebinde bulunan fakat talebi reddedilen Leyla Ecem Demirkan'ın bu ülke aleyhine açtığı davayı karara bağlayan Lüksemburg merkezli AB mahkemesi, hizmet sunan Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin turistler ve tedavi olmak isteyen hastalar gibi hizmet almak isteyenleri kapsamadığını kararlaştırdı.
Avrupa Adalet Divanı, daha önce verdiği Türk vatandaşlarına vize muafiyetini ilgilendiren bir başka kararda, Türk vatandaşlarına hizmet sunumu için AB üyesi ülkelere girişlerinde vize şartı getirilemeyeceğine hükmetmişti.
Tır şoförleri Mehmet Soysal ve İbrahim Savatlı'nın yine Almanya aleyhine açtığı sözkonusu davanın 9 Şubat 2009 tarihli kararında, Türkiye ve Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında imzalanan 23 Kasım 1970 tarihli Katma Protokol'ün 41'inci maddesinin, yürürlüğe girdiği tarihte vize yükümlülüğü bulunmaması nedeniyle, "Türkiye'de kurulu şirketlerde çalışan Türk vatandaşlarına, hizmet sunumu için AB üyesi ülkelere girişlerinde vize şartı getirilemeyeceği şeklinde yorumlanması gerektiğini" kararlaştırmıştı.
AB müktesebatında, turistler, tedavi olmak isteyen hastalar ve akraba ziyaretleri gibi potansiyel ya da fiili hizmet alımını ilgilendiren gruplar ve faaliyetler, hizmet sunumu özgürlüğü kapsamına giriyor. Avrupa Adalet Divanı'nın Demirkan davasında verdiği karar bu anlamda bir geriye dönüşü simgeliyor.