Ahmedinejad, Evin cezaevini ziyaret talebini yineledi

Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Yargı Erki Başkanı Ayetullah Muhammed Sadık Laricani'ye gönderdiği üçüncü mektubunda, Evin cezaevini ziyaret etmesine izin verilmesi talebini yineledi.

Mektubunda, ziyaretin anayasal bir hak olduğunu belirten Ahmedinejad, bu hakkını kullanmakta ısrarlı olduğunu vurguladı.

Siyasi mülahazalarla böyle bir ziyarete izin verilmemesini sorgulayan Ahmedinejad, halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı olarak sahip olduğu yetki ve sorumlulukları hatırlattı.

Mektuplarına 'çok gizli' mührü ile cevap verilmesini de eleştiren Ahmedinejad, halkın hukukuyla ilgili bir konuda gizliliğe ihtiyaç olmadığını kaydetti.

Ahmedinejad, kendisine yönelik, 'ülkenin öncelikli meselesi ekonomik sorunlarla ilgilensin' eleştirilerine de tepki gösterdiği mektubunda, 'görev ve sorumluluğunun bilincinde olduğunu' belirtti.

Yargı Erki'nin bütçesini de cumhurbaşkanı olarak kendisinin verdiğini hatırlatan Ahmedinejad, anayasanın kendisine verdiği hak ve yetkiyi kullanmadaki kararlılık ve ısrarını tekrarladı.

Ahmedinejad, basın danışmanının 26 Eylül'de Evin cezaevine konulmasının ardından cezaevini ziyaret talebinde bulunmuştu.

Yargı Erki, 'böyle bir ziyaretin mevcut siyasi ve ekonomik ortamda ülkenin yararına olmayacağı' gerekçesiyle Ahmedinejad'a sözlü bir mesaj iletmiş, ardından da 'çok gizli' ibaresiyle yazılı cevap vermişti.

Bu gelişmelerin ardından kamuoyuyla da paylaştığı yeni mektubunda cezaevini ziyaret talebini üçüncü kez yineleyen Ahmedinejad'ın bu isteğine olumlu cevap verilip verilmeyeceğini zaman gösterecek.

Basına da yansıyan Yürütme ve Yargı arasındaki yetki kullanımına ilişkin tartışmanın perde arkasında siyasi çekişmeler olduğu belirtiliyor.

Aynı zamanda resmi haber ajansı IRNA'nın da Genel Müdürü olan Ali Ekber Cevanfikr, 'İslami değerlere, şahsiyetlere ve kamu ahlakına hakaret' suçlarından 6 ay hapis ve 3 yıl da basın faaliyetlerinden men cezasına çarptırılmıştı.

Ahmedinejad, 2 Ekim'deki basın toplantısında basın danışmanını savunmuş, ona isnat edilen suç ve cezayı haksızlık olarak değerlendirmişti.