24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Batı'nın iki yüzlülüğü! Botları batıranlar 'mülteci sever' oldu

Dünya, Ukrayna-Rusya savaşında 8'inci gününe girerken, Birleşmiş Milletler (BM), 1 milyondan fazla mültecinin Ukrayna'dan komşu ülkelere geçtiğini duyurdu. Ortadoğu'da Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Rusya'nın desteklediği gruplar arasında 11 yıldır devam eden savaşlar neticesinde Avrupa ülkelerine giden mülteci sayısı ise yaklaşık 2 milyon. Avrupa'nın bu tutumu sosyal medya kullanıcıları arasında “Avrupa'nın mülteci konusunda ikiyüzlü” davrandığı tartışmalarına yol açtı.

Star Gazetesi3 Mart 2022 Perşembe 11:54 - Güncelleme:
Batı'nın iki yüzlülüğü! Botları batıranlar 'mülteci sever' oldu

Putin'in talimatıyla başlatılan saldırı, 8'inci gününe girdi. Kiev başta olmak üzere, ülkenin pek çok noktasındaki çatışma ve bombardımanlar yaşanıyor. Rus kuvvetleri sahada istediği hızda ilerleyemezken, Batı dünyasından Moskova'yı hedef alan yaptırımlar her geçen gün daha da ağırlaşıyor.

Çatışmaların arasında sıkışmış Ukraynalı siviller ise canlarını kurtarmak için komşu ülkelere geçmeye devam ediyor. BM, savaşın başlamasının üzerinden henüz bir hafta geçmişken 1 milyon Ukraynalı mültecinin Avrupa ülkelerine geçtiğini duyurdu.

Ukrayna'dan tahliyeler devam ederken Independent gazetesi muhabiri Nadine White, Ukrayna'da yaşayan Afrikalı ve Arapların ise Polonya'ya giden trenlere alınmadığını, "Sadece Ukraynalılar" binebilir diyerek ırkçılık yapıldığını ileri sürdü.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde ABD merkezli CBS NEWS muhabiri Charlie D'Agata canlı yayında, "Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri görmeyi hiç ummadığınız medeni Avrupalılara has bir kent." ifadelerini kullanması izleyenleri şaşırtmış, rahatsız edici ton sosyal medyada geniş tepkilere neden olmuştu.

Mülteci botlarını batırarak Ege'yi "deniz mezarlığına" çeviren Yunanistan'ın Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise, Yunanistan'ın Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazır olduğunu söyledi.

Bu gelişmelerin ardından, "Avrupa, sadece Katolik Hristiyanlara mı kapılarını açıyor?" sorularını akıllara getirdi.

Öte yandan, bundan sadece bir ay önce Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçmek isteyen Afgan ve Suriyeli mültecileri, Yunan Sınır Muhafızları geri itmiş ve donarak can vermelerine sebep olmuştu.

2 Eylül 2015 tarihinde ise Yunanistan'ın kabul etmediği Suriyelileri taşıyan ve içinde 14 kişinin bulunduğu botun batması sonucu 5 kişi hayatını kaybetmiş, Aylan Kurdi, kıyıya vuran cansız bedeniyle dünya gündemine oturmuştu.

10 Ekim 2013'te ise Libya'dan İtalya'ya gitmek için denize açılan gemi Akdeniz açıklarında batmıştı. Çoğunluğu Suriyeli yaklaşık 400 kişinin bulunduğu gemiden sadece 200 kişi kurtarılabilmiş, diğerleri hayatını kaybetmişti.

BM İnsan Hakları Komitesi, yaptığı soruşturma neticesinde, İtalya'nın 200'den fazla sığınmacının "yaşama hakkını" korumakta başarısız olduğuna kanaat getirdiklerini açıklamıştı.

Bu örnekler dünya kamuoyunda yankı uyandırdığı için tepkilere yol açsa da, başta Yunanistan olmak üzere Batı'nın neredeyse her yerinde mültecilere aynı muamele reva görülüyor.

Mülteciler yaşlı, genç, çocuk demeden sınırlarda polisin şiddetine, açlığa ve soğuğa maruz kalıyor.

Star Gazetesi