23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Bölgede çözüme çok yaklaşıldı! ''Ülkenin çöküşü İsrail'in çıkarına değil''

İsrail, ABD'nin aktif bir şekilde müdahalesi olmadan sağlanması mümkün görünmeyen Lübnan ile olası bir deniz sınırı anlaşmasıyla Arap ülkeleri nezdinde meşruiyet kazanmayı hedefliyor. Raporda ayrıca 'Lübnan'ın çökmemesinin İsrail'in çıkarına olduğu' ifade edildi.

AA23 Şubat 2022 Çarşamba 14:38 - Güncelleme:
Bölgede çözüme çok yaklaşıldı! ''Ülkenin  çöküşü İsrail'in çıkarına değil''

İsrail ayrıca bu anlaşmanın Lübnan ekonomisine olumlu katkı sağlayarak Hizbullah'ı zayıflatacağına ve anlaşmadan kendisinin de ekonomik anlamda faydalanacağına inanıyor.

Lübnan-İsrail deniz sınırlarını belirlemek amacıyla temaslarda bulunmak üzere 8 Şubat'ta Beyrut'a gelen ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn tarafından kabul edildi.

Avn, ülkesi ile İsrail arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda ABD'nin önerilerini incelemeye hazır olduklarını ve Hochstein'in deniz sınırıyla ilgili sunduğu önerilerin incelenmesinin ardından Washington ile temas kurulacağını belirtti.

İsrail medyası, ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Hochstein'in Lübnan'a deniz sınırıyla ilgili öneriler sunmasının ardından Lübnan ile İsrail'in bir anlaşma yapmasının yakın olduğunu yazdı.

Haaretz gazetesi, 17 Şubat Perşembe günü yayınlanan haberinde, üst düzey güvenlik yetkililerinin ABD'nin ara buluculuğunda İsrail ile Lübnan arasında bir deniz anlaşmasının imzalanması için "yolun açıldığını" düşündüğünü yazdı.

İsrail güvenlik yetkililerinde bu düşüncenin hakim olmasında, Hochstein'in geçtiğimiz günlerde Tel Aviv'e "Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Lübnan hükümetinin müzakerelerde ilerleme kaydetmesini onayladığı" yönünde bir mesaj göndermesinin de etkili olduğu kaydedildi.

Lübnan hükümeti ve Hizbullah'tan ise söz konusu habere ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.

- YILLARDIR SÜREN DENİZ SINIRI ANLAŞMAZLIĞI

Lübnan ile İsrail, petrol ve gaz açısından zengin 9. blok olarak bilinen 860 kilometrekarelik deniz sahasında uzun yıllardır sınır anlaşmazlığı yaşıyor.

Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi için dolaylı müzakerelerin ilk oturumu BM himayesinde ve ABD ara buluculuğunda Ekim 2020'de gerçekleştirildi. Bu kapsamda en sonuncusu 4 Mayıs 2021'de olmak üzere 5 tur müzakere yapıldı.

Görüşmelerden birinde Beyrut heyeti, Lübnan'a 1430 kilometrelik ilave alan veren ve ihtilaflı bölgenin 2 bin 290 kilometre olduğuna işaret eden yeni bir harita sundu. Bu harita, İsrail tarafından reddedildi ve müzakerelerin durmasına yol açtı.

- İsrail, Arap ülkeleri nezdinde meşruiyet kazanmayı hedefliyor

İsrail'in Kanal 12 televizyonu analistlerinden Muhammed Mucadele, "Tel Aviv, Lübnan ile yapılacak anlaşmayla iki şeyi hedefliyor. İlki; İsrail uzun vadede stratejik çıkarlarına hizmet edeceğini göz önünde bulundurarak çevredeki Arap ülkeleri nezdinde ister normalleşme, ister barış veya ekonomik anlaşmalarla olsun meşruiyet kazanmayı hedefliyor." dedi.

İsrail'in ikinci hedefinin ise Lübnan ile anlaşmaya varma olduğuna işaret eden Mucadele, Tel Aviv'in bu yönde bir anlaşmanın Lübnan'daki iç durumu istikrara kavuşturmaya yardımcı olacağına inandığını aktardı.

- İSRAİL, LÜBNAN'DAKİ İÇ DURUMUN SOSYAL PATLAMAYA DÖNÜŞMESİNDEN KORKUYOR

İsrail'in Lübnan'da mevcut iç durum nedeniyle bir patlama yaşanmasından, bu patlamanın etkilerinin kendisine ulaşmasından veya Hizbullah gibi taraflara hizmet etmesinden korktuğunu ifade eden Mucadele, şunları kaydetti:

"İsrail'deki tahminler; Hizbullah'ın Lübnan'daki iç krizden İsrail'le savaş gibi bir dış kriz uydurarak kurtulmaya çalışacağı yönünde. Bu nedenle Lübnan'da iç istikrara katkı sağlayacağına inanarak, anlaşmaya varmaya çalışıyorlar."

İsrail'in deniz sınırı anlaşmalarından öngördüğü mali getirilere de dikkati çeken Mucadele, şunları söyledi:

"İsrail'de ülkenin su sınırları ve genel olarak enerji zenginliğiyle ilgili her konuda hararetli bir tartışma var. Bu nedenle İsrail, mümkün olduğunca kendi çıkarına olan tüm anlaşmaları yapmaya çalışıyor."

- İSRAİL İÇİN GÜVENLİKTEN SONRA EN ÖNEMLİ KONU EKONOMİ

Maariv gazetesi analistlerinden Avi Issacharoff ise "İsrail, yapılan anlaşmayla, özellikle kara sularında gaz çıkarma konusunda ekonomik fayda sağlayacağına inanıyor. İsrail için güvenlikten sonra en önemli konunun ekonomi olduğu biliniyor." dedi.

İsrail'in bu anlaşma ile komşularıyla ekonomik alanda yeni kapıları aralayabileceğini dile getiren Issacharoff, şu ifadeleri kullandı:

"İsrail bir ülke olarak Lübnan'ın çöküşüyle de Hizbullah'ın gücünün artmasıyla da ilgilenmiyor. Kuşkusuz böyle bir anlaşma Lübnan'ı ekonomik olarak güçlendirecektir. Hizbullah, İsrail'e karşı hareket ederek bu anlaşmayı baltalamaya yönelik herhangi bir girişimin Lübnan içinde kendisi açısında olumsuz bir etkisi olacağını anlayacaktır."

- "İSRAİL, ESNEKLİK GÖSTERMELİ"

Tel Aviv Üniversitesi'ne bağlı İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nün hazırladığı yıllık raporda, "İsrail hükümetinin, Lübnan ile deniz sınırlarını tartışırken esneklik göstermesi gerekir." ifadelerine yer verildi.

- LÜBNAN'DAKİ BİR ÇÖKÜŞ İSRAİL'İN ÇIKARINA DEĞİL

Raporda ayrıca "Lübnan'ın çökmemesinin İsrail'in çıkarına olduğu" ifade edildi.

Lübnan'ın siyasi, ekonomik ve altyapı açısından hızlı iç çöküş içerisinde olduğu kaydedilen raporda, ülke nüfusunun dörtte üçünden fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığına işaret edildi.

- HİZBULLAH'IN ANLAŞMALARI ETKİLEME KAPASİTESİ BULUNUYOR

Raporda, Hizbullah'ın Lübnan'da karar alma sürecindeki konumunu ve ana etkisini koruduğuna işaret edilirken; örgütün, çıkarlarına göre ülkenin yapacağı anlaşmaları etkileme kapasitesi bulunduğu belirtildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

"Hizbullah, İran'ın yardımıyla askeri güçlerini inşa etme çabalarını sürdürüyor. İsrail ordusuna karşı caydırıcılık denklemini korumaya çalışıyor. Aynı zamanda, Lübnan'daki mevcut kriz ve Hizbullah'ın kendi topraklarında aldığı eleştiriler, örgütün İsrail'e karşı faaliyetlerini sınırlayan faktörlerdir."