Finlandiya ve İsveç NATO'ya katılırsa neler olur?

Emine Çelik / Yazar
22.04.2022

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, birliğin yeniden toparlanmasının yanı sıra, Rusya'ya komşu olan ülkelerin hızla NATO'ya yakınlaşmasına neden oldu. Finlandiya'nın yaz sonlarında, İsveç'in ise hukuksal süreçleri bağlamında 2022 yılının sonbaharında NATO üyeliğine başvuracağına dair söylemler gündemde.


Finlandiya ve İsveç NATO'ya katılırsa neler olur?

NATO'nun varlığının ve etki alanına dair tartışmaların devam ettiği süreçte Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, birliğin yeniden toparlanmasının yanı sıra, Rusya'ya komşu olan ülkelerin hızla NATO'ya yakınlaşmasına neden oldu. Son dönemlerde Finlandiya'nın yaz sonlarında, İsveç'in ise hukuksal süreçleri bağlamında 2022 yılının sonbaharında NATO üyeliğine başvuracağına dair söylemler de gündemde. Özellikle Finlandiya'nın Rusya ile olan bin 340 kilometrelik bir sınırı paylaşması, NATO üyeliği için hızlı reaksiyonlar vermesine etki ediyor. İsveç'in ise Rusya'nın saldırganlığı neticesinde benzer endişelerinden dolayı NATO'ya katılmasına ilişkin karar alabileceği ve Finlandiya ile ortaklaşa zeminde buluşarak birlikte hareket edilebileceğine dair söylemler mevcut. Aslında, İsveç'in geleneksel muhalefetinin ve kamuoyunun NATO üyeliğine karşı olduğu bilinen bir gerçek. Ancak yaşanılan gelişmeler ile NATO karşıtlığı ile bilinen Sosyal Demokratik Parti'sinin tavrının da değiştiğini söylemek mümkün.

Güvenlik mimarisi

Bu bağlamda da Sosyal Demokratik Parti sözcüsü Tobias Baudin, Rusya'nın komşularına yönelik agresif saldırısı nedeniyle İsveç'in güvenlik pozisyonunun temelden sarsıldığını dolayısıyla da birliğe katılmanın artık İsveç için masada olduğunu ifade etti. Finlandiya'nın ise 1995'te AB üyeliğiyle Batı bloğuna yakınlaştığı bilinmekle birlikte ülkede NATO birliğine katılma konusunda ortak bir kanaat söz konusu değildi. Bu bağlamda Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasından önce yapılan kamuoyu yoklamalarında Finlandiya'nın NATO'ya katılmasına ilişkin olumlu görüş oranı yüzde 18-20'i bant aralığında iken işgal sonrasında bu oran yüzde 68 seviyesine çıktı. Finlandiya hükümeti ise Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi sonrasında ülkedeki vatandaşların NATO'ya katılmaları yönünde değişen kanaatlerinin salt Finlandiya hükümetinin güvenlik politikalarına duyulan umutsuzluktan değil, Kremlin'in mevcut pozisyonu sonrasında iki ülke arasında var olan ilişkilerin eskisi gibi olamayacağından kaynaklandığını ileri sürdü. Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitü araştırmacısı Pete Piirainen Rusya'yı uluslararası kuralları ve güvenlik mimarisini çiğnemekle itham etti, dolayısıyla da Finlandiya hükümetinin güvenlik politikalarında büyük bir değişimin yaşanmasının süreçle paralel ilerlediğini ifade etti. Netice itibariyle de hem Finlandiya ve İsveç hem de NATO yetkilileri üyelikle ilgili temkinli söylemlerle hareket etseler bile, olası üyeliğin uluslararası etkileri üzerine birçok tartışma başlamış durumda.

Uluslararası reaksiyonlar

Uluslararası sistem dışına itilen Rusya'ya karşıtlık hız kesmeden devam ederken, Mariupol çocuk hastanesi ve Buça kentinde gerçekleştirmiş olduğu saldırılardaki görüntülerin uluslararası basında yer alması, Kremlin'in yüzleşmek zorunda kaldığı yeni sorunları da beraberinde getirdi. Nitekim Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma olasılıkları söylem düzeyinde devam etmekle birlikte henüz somut bir gelişme yaşanmadı. Ancak Haziran ayında Madrid'de düzenlenecek NATO toplantısı öncesinde Finlandiya'nın üyelik için başvuracağına dair yaygın kanaatler mevcut. Bununla birlikte NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg Finlandiya ve İsveç'in NATO başvurularının memnuniyetle karşılanacağını ifade etti akabinde de Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada, Litvanya ve Estonya'daki diplomatların söz konusu her iki ülkeye destek vereceklerini belirtti. ABD'nin NATO Büyükelçisi Julianne Smith ise Washington'un Finlandiya ve İsveç'in birliğe katılmasını hoş karşılayacağını, ancak ilk adımı atmanın Helsinki ve Stockholm'deki hükümetlere bağlı olduğunu ifade etti. Ukrayna'nın durumu dikkate alındığında ise Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımlarına ilişkin olumlu görüşlerin yanı sıra izle gör politikası yürütüldüğünü söylemek mümkün. Bununla birlikte Rusya'nın Ukrayna işgali her iki ülkeyi silahlanmaları konusunda teşvik etmekle birlikte ortak görüş Finlandiya ve İsveç'in güvenlik politikalarının değiştiği yönünde. Rusya'nın ise mevcut pozisyonda izleyeceği yol hem Finlandiya'nın hem de İsveç'in NATO ile yakınlaşmasında önemli bir çarpan etkisine sahip. Ancak hem Finlandiya'da hem de İsveç'te kamuoyu yoklamalarında NATO üyeliğine karşı olumlu bir artış gözlemlenmiş olsa bile, tarihsel perspektiften Sovyetler Birliği zamanında tarafsız kalan Finlandiya'nın ve AB'de daimi tarafsız konumdaki İsveç'in üyeliğinin hızlı ve kolay olmayacağını/ olamayacağını söylemek mümkün.

Rusya'nın tavrı

Gelinen noktada Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, komşu ülkelerde Rus karşıtlığının yanı sıra NATO'ya katılma konusunda isteği artırdı. Bu durum Rusya'nın nasıl stratejik bir hata gerçekleştirdiğini sözler önüne seriyor. Nitekim bilindiği üzere Rusya'nın askeri varlığının büyük bir bölümü şu anda Ukrayna'da. Bu nedenden dolayı Rusya'nın Ukrayna'da gerçekleştirmiş olduğu fiziksel işgalin benzerinin farklı bir ülkede gerçekleşmesi olası gözükmemekte. Ancak Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmasıyla birlikte birliğin kuzey kanadı Rusya'nın stratejik açıdan önemli Murmansk bölgesi ve Rusya donanmasının önemli bir bölümünün dayandığı Kola Yarımadası ile olan sınırı boyunca genişleyecek. Bu bağlamda da Rusya cephesinden tahmin edilebilir bir şekilde Finlandiya ve İsveç'e karşı büyük bir tepki söz konusu. Bu doğrultuda da Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov'un, NATO ittifakının çatışmaya yönelik bir araç unsuru olarak işlevselliğini devam ettirdiğine yönelik suçlayıcı sözleri mevcut. Bununla birlikte -Ukrayna savaşının başlangıcında ve devamda da görüldüğü üzere- Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmalarına ilişkin açıklamalardan sonra Rusya cephesi dezenformasyon ve siber saldırıları arttırmış durumda. Öyle ki Finlandiya'nın kararı sonrasında Rusya cephesi tehditkar bir söylemle Finlandiya'nın üyeliği söz konusu olur ise Rusya'nın Finlandiya'ya askeri birliklerini göndereceğine ilişkin sosyal medyada dezenformasyon savaşına başladı.

Siber saldırılar

Her ne kadar Finlandiya hükümeti Şubat ayında almış olduğu yeni siber güvenlik önlemlerini artmış olsa da 8 Nisan 2022 tarihinde Zekensky'in Finlandiya parlamentosuna bağlanarak yapmış olduğu on beş dakikalık konuşmanın hemen ardından Finlandiya hükümet sitesinin yanı sıra savunma bakanlığı ve dışişleri bakanlığı Kremlin tarafından ağır DDoS saldırısına maruz bırakılmıştır. Söz konusu bu durum ise Finlandiya'nın siber güvenlik birimleri tarafından beklenen bir durum olarak değerlendirilmekle birlikte, kritik alt yapıların korunması başta olmak üzere siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik adımlar atılmaya başlanmıştır. İsveç ise -tıpkı Rusya'nın diğer komşu ülkelerinde de olduğu üzere- uzun dönemdir Kremlin'in siber saldırılarıyla karşı karşıya. 2017–2018 yıllarında İsveç'e düzenlenen bir dizi siber saldırı mevcut. İsveç'e gerçekleştirilen siber saldırıların bir çoğunun kritik alt yapı ve tesisleri işlevsiz hale getirmekten ziyade, dezenformasyon savaşının bir parçası olarak kullanıldığı/ kullanılacağına dair bilgiler mevcut. Son dönemlerde NATO üyeliğinin ülkede tartışılmasından sonra ise İsveç hükümeti siber saldırılar ve ona entegreli olarak dezenformasyonun artması konusunda ilgili güvenlik birimlerine, bürokratlara ve vatandaşlarına uyarılarda bulundu. Nitekim NATO üyeliğinin tartışıldığı günlerde İsveç'te de yaklaşan bir genel seçiminin hazırlığı söz konusu. Bu bağlamda da İsveç'te ABD'de yaşanılan başkanlık seçimlerinde Rusya'nın siber saldırılar ve dezenformasyon araçlarıyla müdahalesine benzer bir müdahalenin gerçekleşebileceğine dair endişeler mevcut. Ayrıca dezenformasyon ve siber savaşın yanı sıra Finlandiya ve İsveç'in birliğe katılma olasılığıyla birlikte Rus hükümetinin ülkede bulunan söz konusu iki ülke diplomatlarını sınır dışı etmesi beklenen siyasi bir hamle olarak gözükmekte.