19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

New York Times: Kaşıkçı olayı, ABD'nin İran planlarını zora soktu

New York Times, Trump yönetiminin, İran'a yönelik yaptırımlarda çalışmayı planladığı Suudi Arabistan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı olayından sorumlu tutulmasından endişe duyduğunu yazdı.

AA18 Ekim 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
New York Times: Kaşıkçı olayı, ABD'nin İran planlarını zora soktu
Kaşıkçı olayından dolayı Suudi Arabistan'ın suçlanmasının,  gelecek ayın başında İran'a sert yaptırımlar planlayan ABD'nin stratejilerini tehlikeye attığı belirtiliyor.
 
Amerikan New York Times gazetesi, İran'ı sıkıştırma  planında Suudi Arabistan ile yakın iş birliği yapan ABD Başkanı Donald Trump  yönetiminin, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının kilit noktasında Suudi  yönetiminin bulunmasından ciddi endişe duyduğunu yazdı. 
 
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ta David E. Sanger  imzalı "Kayıp Gazeteci Davası, Trump'ın İran'ı Sıkıştırma Planını Engelleyebilir"  başlığıyla yayınlanan makalede, Trump yönetimi içinde, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü  iddialarında tüm parmakların Suudi Arabistan'ı göstermesinden dolayı yaşanan  sıkıntıları gündeme getirildi.
 
İran'a ambargo için kötü bir zamanlama
 
Beyaz Saray'da ismini vermek istemeyen yetkililere dayandırılan  makalede, yetkililerin, Trump yönetiminin, 5 Kasım'da İran'ın tüm petrol  ihracatını durduracak sert önlemler almayı düşündükleri bir dönemde Suudi  Arabistan'ın, Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında ana fail durumunda olmasının  kendileri için kötü bir zamanlama olduğunu söylediği kaydedildi.
 
Habere göre, ABD'nin İran'a karşı planlanan kapsamlı ambargo  stratejisinin işe yaraması için Trump yönetimi, İran'ın petrol satışlarını  engelledikten sonra küresel fiyatları yükseltmeden petrolün dolaşımını sağlamak  ve İran Körfezi'nde İran'ı kuşatma altına alacak yeni bir politika üzerinde  çalışmak amacıyla Suudi yönetimine güveniyordu.
 
İran'a karşı söz konusu planın uygulanması halinde Suudilerin petrol  gelirlerinde ciddi bir artış olmasının beklendiği ancak şu anda Kongre'nin  Kaşıkçı cinayeti nedeniyle Suudi Krallığını cezalandırmasının konuşulduğunun  belirtildiği makalede, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun tam da bu zamanda  alelacele Suudi Arabistan'ı ziyaret etmesinin bu açıdan anlamlı bulunduğu  kaydedildi.
 
Acımasız müttefik Suudi Arabistan çelişkisi
 
Makalede Beyaz Saray yetkililerinin, Yemen'de dünyanın tepkisini çeken  ölümcül askeri kampanyanın öncülüğünü yapan ve şu anda Kaşıkçı'nın ortadan  kaybolmasından sorumlu tutulan Suudi Arabistan'ın acımasız bir müttefik görüntüsü  verirken, yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Pompeo'nun  İran'ı bölgenin "zorbası" gibi göstermeye çalışmasının çelişki olduğunu ifade  etti.
 
Cumhuriyetçi birçok ABD başkanıyla çalışan Dış İlişkiler Konseyi  Başkanı Richard N. Haass'ın, "Bir ülkeye hem ambargo uygulayıp hem de beraber  çalışabilmek özel bir durum gerektirir. Suudiler Yemen'de çocukları bombalarken,  muhaliflere ve gazetecilere korkunç şeyler yaparken İran'ın davranışları üzerinde  odaklanmak hiç de kolay değil." yorumuna yer verildi.
 
İran tarafından işlenmesi halinde kabul edilemeyecek olan birçok Suudi  davranışının, İran'a odaklanan Trump tarafından affedilmek istenmesinin  Kongre'deki çok sayıda temsilci dahil insan hakları grupları tarafından uygun  bulunmadığına dikkat çekildi.
 
ABD'nin İran stratejisi tehlikede
 
Kaşıkçı'nın evlilik evrakları almak için gittiği Istanbul Suudi  Başkonsolosluğunda ortadan kaybolmasının Suudi Arabistan'ın Türkiye ve ABD ile  ilişkilerinde tansiyonu yükselttiği vurgulanan makalede, Beyaz Saray'ın, Kaşıkçı  olayının İran konusunda uygulamaya koymayı planladıkları stratejileri üzerine yol  açtığı zararları ölçmeye çalıştığı kaydedildi.
 
Makalede, "Trump yönetiminin, 5 Kasım'da İran ile dolar üzerinden para  transferi dahil petrol ticareti, ülkede proje finanse etme ve yatırım yapma gibi  birçok alanda iş tutan tüm şirketlerin ABD ile iş yapmasını yasaklamayı duyurmayı  bekliyordu. Bu yaptırımlar ile ABD Suudilerle ortak bir cephe oluşturarak İran'ı  Ortadoğu'da bütün istikrarsızlıkların müsebbibi olarak göstermeye çalışacaktı."  değerlendirmesinde bulunuldu.
 
Yetkililerin, Kaşıkçı'nın Suudi Başkonsolosluğunda kaybolmasıyla İran  üzerine hazırlanan bu tezlerin tehlikeye girdiğini kabul ettikleri aktarılan  makalede, Trump ve kurmaylarının Suudilerle planladığı İran stratejisi daha fazla  tehlikeye girmeden Kaşıkçı'ya ne olduğu hakkında güvenilir bir soruşturmanın  hızlıca sonuçlanması gerektiğini vurguladıkları belirtildi.
 
ABD ve Suudi yönetimi gündem değiştirmeye çalışacak
 
Ortadoğu uzmanları ise gündeme ilişkin Trump ve Suudilerin hedefinin  açık olduğunu belirterek, bunun "Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasında Suudi rolünü  gazete başlıklarından çekerek tekrar İran'a odaklanmak" olarak değerlendiriyor.
 
Makalede, Brandeis Üniversitesinde Ortadoğu alanında çalışmaları yapan  Crown Merkezinin Başkanı ve aynı zamanda eski ABD Başkanı Barack Obama'ya Beyaz  Saray'da nükleer konularda danışmanlık yapan Gary Samore'in, "Onların (Trump  yönetimi) ortaya yeni bir hikaye atarak bizi bu (Kaşıkçı) olayının dışına çekmeye  çalışacaklarına dair çok güçlü istekleri var. Muhammet bin Selman'ın, Kaşıkçı  hakkında emir verdiğine dair haberlerle devam edemezler. Bu emir yanlış  sonuçlandı ya da serseri bir operasyon gibi daha kabul edilebilir bir hikaye  bulmak zorundalar." ifadelerini kullandı.
 
Başkan Trump, önceki gün yaptığı açıklamada, Kaşıkçı'nın ortadan  kayboluşunda Veliaht Prensin adını çıkarmaya çalıştığı izlenimi veren "Belki  serseri katiller Kaşıkçı'yı öldürmüş olabilir" ifadeleri, ABD medyası tarafından  eleştirilere neden olmuştu.