İlk olarak 6 Aralık 2017’de ABD’nin İsrail Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyarak terör devletinin başkenti olarak ilan eden Trump, Ortadoğu’da barış getireceğini söylediği Yüzyılın Anlaşması isimli ihanet projesinin hazırlıklarına başladı. Filistin-İsrail sözde barış planının hazırlanması işini Yahudi asıllı damadı ve danışmanı Jared Kushner’e havale ederek tarafsızlığını sorgulatan Trump, akabinde bölgenin tarihi sorununun Arap muhataplarını yok etme yoluna gitti.
TEK TARAFLI DİPLOMASİ
Amerikan Dışişleri, 31 Ağustos 2018’de, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na yaptığı ekonomik yardımları tamamen durdurarak Filistin halkını mali yok oluşa sürükledi. Ekonomik çöküşü siyasi darbeyle taçlandırmayı tasarlayan Trump yönetimi, 10 Eylül 2018’de Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Washington’daki ofisini kapatarak aslında sözde barış projesinin tek taraflı olduğunu kanıtladı. Fakat “Büyük İsrail” haritasını yasallaştırmaktan başka bir anlam ifade etmeyen Yüzyılın ihanetinin hayata geçirilmesi için Trump’ın İsrail’de güçlü bir ortağa ihtiyacı vardı. Bu nedenle işgalcilere takdim edilecek en büyük hediyeler İsrail Başbakanı Bibi Netanyahu’nun seçim kampanyaları öncesinde sunuldu.
HER ŞEY BİBİ İÇİN
Nitekim Nisan 2019 seçimleri öncesi ABD, Suriye’den işgal edilen Golan Tepeleri’ni İsrail toprağı olarak kabul ettiklerini duyurdu. Ancak Netanyahu’nun yüzde 26 ile birinci olmasını sağlayan bu hamle İsrail siyasetinin kırılgan ittifaklarına takıldı. Koalisyon oluşturulamayınca yeniden seçime gidilen ülkede Netanyahu birinciliği Benny Gantz’a teslim etti. Bugün İsrail yine bir belirsizlikle karşı karşıya. Başbakan olmak için Arap partilerinin desteğine muhtaç olan Gantz, yetkisini devredip ülkeyi üçüncü kez sandık başına götürebilir. Böyle bir senaryoda Netanyahu’nun tek ihtiyacı olan şey ise daha fazla Amerikan desteği. İşte tam bu noktada Trump yönetiminin yasa dışı yerleşim birimlerini hukuki kabul ederek Batı Şeria’nın ilhakına yeşil ışık yakması, daha da anlam kazanıyor. Trump, İsrail’de 4 farklı yolsuzluk dosyası nedeniyle dokunulmazlığını kaybetmemesi gereken Netanyahu’ya iktidarı altın tepside sunuyor.