16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki: Yemen krizinin artık bitmesi lazım

Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki 'Yemen, bütün zalimlerin dişlerinin kırıldığı bir bölge. Bence bu krizin artık bitmesi lazım.' dedi.

AA8 Kasım 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki: Yemen krizinin artık bitmesi lazım
Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, Yemen'in zalimlerin dişlerinin kırıldığı bir bölge olduğunu belirterek, "Bence bu krizin artık bitmesi lazım. Gerçekten kalbim acılarla dolu, acı çekiyorum. Bunların sonucu ne olacak? Bu çocukların katledilmesine mesele olmayın lütfen şerrinizi bizden uzak tutun, lütfen bizi rahat bırakın ancak kalp acıyla ve kızgınlıkla doluyken kalbim aynı zamanda Yemen halkına son derece sevgiyle dolu." dedi.
 
Tawakkol Karman Vakfı tarafından, Yemen krizinin büyüt boyutlarıyla ele alınarak iç, dış, bölgesel ve uluslararası sorunlara ışık tutulması amacıyla düzenlenen "Yemen: Savaşın Tehditleri ve Barışın Fırsatları" Konferansı başladı.
 
Konferansta konuşan Merzuki, Yemen krizi başladığında ve öncesinde aklında 3 soru olduğunu aktararak, bunların son derece zor olduğunu söyledi.
 
Bu konferansı bir fırsat olarak gördüğünü dile getiren Merzuki, insanlık krizinin son derece tehlikeli bir boyuta geldiğini ifade etti.
 
Merzuki, çok sayıda Yemenli çocuğun açlıkla mücadele ettiğini vurgulayarak, "Bir ülkenin tamamının yıkımıyla alakalı konuşuyoruz. Dolayısıyla bu sürecin ne zamana kadar süreceğini de bilmiyoruz. Baktığımız zaman büyük bir insani krizle karşı karşıyayız. Bu durumda sormamız gereken sorularımız, bu acıların arka planında yer alan insanları sorgulamamız lazım. Beş vakit namazını kılarlar, çocuklarını öperler ve onlar normal insanmış gibi hareket ederek maalesef ama bu krizlerin arkasında olduklarını biliyoruz. Maalesef bu insanlık suçunu yapan insanlar bunlar. Normal bir yaşam sürüyorlar ve rahat olduklarını görüyoruz. Bakıyoruz bir insanlığın içerisinde yatan vahşi bir grup var, bunlar yatarlar, bir anda uyanırlar ve böyle vahşice şeyler gerçekleştirebilirler. Onlar tokken başka binlerce çocuk açlıkla mücadele etmesi onları incitmiyor ve vicdanlarını rahatsız etmiyor." diye konuştu.
 
Merzuki, ikinci bir sorunun ise insanların bunu artık normal görmeye başladığını belirterek, bir süre sonra kendileri açısından her şeyin normalleşmeye başladığını ifade etti.
 
Her şeye rağmen demokrasi mücadelemizi yürütmemiz lazım
 
Öldürülen Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına da değinen Munsif el-Merzuki, gerçeğin ortaya çıkmasıyla alakalı medyanın gücüne vurgu yaptı.
 
Merzuki, bu acıların arkasında bazı ajandaların olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
 
"Bizler gördüğümüz zaman Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez ülkeleri, İsrail, Batı, İran buna ek olarak hepsinin yaptığı şey maalesef var olan devrimleri yıkmak için ellerinden geleni yapıyor. Suriye'de ne kadar vahşi olduklarını, Yemen'de ne kadar vahşet yaptıklarını görüyoruz. Maalesef ameliyat odası bütün bölgenin halklarını yok etmek üzerine planlanmıştı. 'Ya Suriye'de, Yemen'de yaptığımız gibi sizlere de aynı şeyi yapacağız' diye söylemleriyle halklara hitap ediyorlar. Öyle bir halk var ki maalesef bizim barışçıl söylemlerimizi kabul etmediler. 'Sizi yıkacağız, düşüreceğiz ve açlıkla imtihan edeceğiz, bizim dediklerimizi yapmayıncaya kadar. Sizler ey halklar bu seçenekten başka bir seçeneğiniz olmadığı' söylemini yayıyorlar. Bizim şu düşünceye kapılmamamız lazım; 'Bu insanlarla bir yere varamayız.' düşüncesinin kesinlikle oluşmaması lazım. Her şeye rağmen demokrasi mücadelemizi yürütmemiz lazım. Bütün herkese sorulması gereken işte bu soru ve bu sorunun cevabını da bulmamız lazım."
 
Mücadelelerinden kesinlikle vazgeçmeyeceklerini kaydeden Merzuki, bazı insanlar hakkında tutuklama kararları alındığını, bazı kişilerin hapse atıldığını "ancak Körfez ülkelerindeki ve Suudi Arabistan'daki liderlerle, oradaki yönetimlerle alakalı herhangi bir tutuklamanın olmadığını" söyledi.
 
Merzuki, şunları kaydetti:
 
"Bunlar savaş suçluları ve mesuliyet var boyunlarında. Bu denge acaba değişecek mi? Beş vakit namazlarını da kılıyorlar, korkuyorlar ancak utanma duyguları yok. Bütün uluslararası arenada hepimiz onların arkasını bırakmamamız lazım, takip etmemiz lazım onları. Bazı korkular yaşayabilirler, dolayısıyla tarih karşısında sorumlu olacakları bilincine varmaları lazım. Yemen, bütün zalimlerin dişlerinin kırıldığı bir bölge. Bence bu krizin artık bitmesi lazım. Gerçekten kalbim acılarla dolu, acı çekiyorum. Bunların sonucu ne olacak? Bu çocukların katledilmesine mesele olmayın lütfen şerrinizi bizden uzak tutun, lütfen bizi rahat bırakın ancak kalp acıyla ve kızgınlıkla doluyken kalbim aynı zamanda Yemen halkına son derece sevgiyle dolu."
 
"Kaşıkçı, haklarını savunmaya başladı, asıl sorun budur"
 
Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri ve eski cumhurbaşkanı adayı Dr. Eymen Nur da Tawakkol Karman Vakfı'nın kendilerine bir umut ışığı olduğunu ifade etti.
 
Nur, Arap Baharı destekçilerinin yayılıp büyüdüğünü gördüklerine dikkati çekerek, bunun "bir devrim" olduğunu belirtti.
 
Bütün rejimlerin halk ayaklanmasını, halkın umutlarını yok etmek istediğini dile getiren Nur, insanlık dışı bir terörizm gördüklerini anlattı.
 
Eymen Nur, öldürülen Cemal Kaşıkçıyla 35 yıldır arkadaş olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
 
"Kaşıkçı bir yazardı, geniş ilişkileri vardı hatta rejimdeki bazı devlet adamlarıyla ilişkisi iyiydi. Arap Baharı başlar başlamaz Cemal Kaşıkçı görüşünü biraz değiştirmeye başladı, görüşlerini biraz geliştirdi. Haklarını savunmaya başladı, asıl sorun budur. Cemal Kaşıkçı ve Suudi Arabistan rejiminin arasındaki en büyük, temel sorun budur. Cemal Bey biraz umutluydu. Öyle düşünüyordu, bu değişim her ülkeye gelecek, Arap ülkelerine. Türkiye çok zekice davrandı. Türkiye şimdi bizim tek yerimiz oldu. Arap dünyasında böyle bir toplantı yapamazsın, böyle toplantı sadece Türkiye'de yapılıyor. Türkiye bizim ciddi bir ortağımızdır."
 
Konferans, diğer katılımcıların konuşmalarıyla sürüyor.