Halep kırsalında bulunan Mercidabık kasabasından Ebu Ali, halkın üzerine ateş ve bomba atan Suriye askerlerine karşı silahlanarak Ömer Bin Abdulaziz Tugayı'nı kurduktan sonra Esed güçlerine karşı savaşa katılmıştı.
Ebu Ali, Türkiye'den bölgeye giden birçok Türk gazeteciye yardım ederek, çatışma arasında kalan AA muhabirleri Samet Doğan, Kenan Yeşilyurt ve Sinan Gül ile NTV Muhabiri Can Ertuna ve kameraman Yetkin Torlak'ı da kurtararak, güvenli bölgeye çıkmalarına yardımcı olmuştu.
Suriye'deki şiddet olaylarını görüntülemek için Halep'e giden AA ekibi, muhaliflerle Suriye askerlerine bağlı Şebbiha milisleri arasında çıkan çatışmayı görüntülemek için Selahaddin bölgesine gitmiş ve Fotomuhabiri Sinan Gül, Suriye keskin nişancıları tarafından ayağından ve baldırından vurulmuştu. Vurulduktan sonra bir aracın arkasına sığınan Gül, keskin nişancıların hedefinden kurtulamamış saatlerce yardım beklemişti.
Arkadaşları Sinan'ın yaralı olarak mahsur kaldığı yerden kurtarılması için yardım istedikleri Ebu Ali de öldürülme riskini göze alarak, kurşunların arasına araçla girip Gül'ü kurtarmıştı. Ebu Ali, ardından bir gün boyunca çatışma bölgesinden çıkamayan Muhabir Samet Doğan ve Kenan Yeşilyurt'un da bölgeden güvenli şekilde çıkmalarına yardım etmişti.
-'Helallik alamamıştım'-
Halep'te yaralanan Sinan Gül, 'Haberi alınca öyle çok üzüldüm ki ayağımdan vurulduğumda bile bu kadar içim acımamıştı' diyerek duygularını dile getirdi.
Kendisinden helallik alamadığını, yaralandığında doku kaybına uğrayan ayağı iyileştikten sonra ayakkabı giyerek Halep'e gitmeyi ve Ebu Ali'den helallik almayı hayal ettiğini anlatan Gül, şunları söyledi:
'Herkes çocuklarını Ebu Ali'ye emanet etmişti. Bizi de ona emanet etmişlerdi. Emanetlerini en güzel şekilde korudu. Kendi emanetini de en güzel şekilde koruyarak Allah'a teslim etti. Ben yaralanıp çıktıktan sonra kendisi de yaralanmış. Ancak köyünde kalmayıp Halep'e dönmüş. Kendisine yaralı olduğu söylenince 'önemli değil benim mesuliyetimde olan birçok genç var' diye cevap vermişti. Ebu Ali, müstesna adamdı. Bize elleriyle yer hazırlamıştı. Kimseye emir vermez, yer süpürülecekse bile kendisi kalkar yapardı. Askerler zorla elinden süpürgeyi alırlardı.'
-'Ebu Ali, özgürlük savaşçısıydı'-
AA muhabiri Samet Doğan, Halep'e haber için gittiklerinde ilk tanıştıkları kişinin Ebu Ali olduğunu anlattı.
Ebu Ali ile hatıralarını anlatan Doğan, 'Ebu Ali ile tanıştığımız gece Halep cehennem gibiydi. Her yerden çatışma sesleri geliyordu. Ebu Ali, bize yardım edebileceğini, aksi takdirde bölgeyi bilmediğimiz için hayatımızın tehlikede olduğunu söyledi. Kendisinden yardım alarak bölgeyi tanıdık. Selahaddin bölgesinde de çatışmayı bırakarak bizim yanımıza gelip işimizi yapıp yapamadığımızı, aç olup olmadığımızı sorup yardım etmişti. Korktuğumuz zaman bölgeden bizi çıkartabileceğini bile söylemişti. Ebu Ali, gerçekten iyi bir insandı, çok üzgünüm' dedi.
Doğan, 'Ebu Ali, kendilerinin terörist olmadığını, yıllarca zulüm gördükten sonra, çocuklarının daha iyi bir yaşam sürmesi için özgürlük savaşı verdiklerini anlatıyordu. Daha sonra Ebu Ali'nin Halep kırsalında çok sevilen bir insan olduğunu, gariplere ve mağdurlara yardım etmesiyle bilindiğini öğrenmiştik' diye konuştu.
-'En başarılı komutanlardan biriydi'-
Halep'teki çatışmaları izlemek için bölgeye giden NTV Muhabiri Can Ertuna, kameraman Yetkin Torlak ile kendisini Halep'ten çıkarılmasını sağladığını belirterek, Ebu Ali'nin şehit oluşunu büyük bir üzüntüyle öğrendiklerini söyledi.
Ebu Ali'nin çok deneyimli bir savaşçı olduğuna şahit olduğunu belirten Ertuna, 'Açıkçası çok şaşırdım, beklemiyordum. Çünkü Halep cephesinde gördüğüm en deneyimli, profesyonel savaşçılardan biriydi. Muhalif saflarında savaşmayı cephede öğrenen büyük bir kesim vardı; Ebu Ali onlardan biri değildi. Dolayısıyla başına böyle bir şeyin geleceğini düşündüğüm en son kişilerden biriydi' diye konuştu.
Ertuna, sözlerini şöyle sürdü:
'Selahaddin'de 25 kişilik bir grubun içinde çatışmaları takip ediyorduk, ancak çatışmalar artınca bizi dışarı çıkarmalarını istedik. Grup geri dönmek istemedi sonuna kadar savaşmak istedi ve talebimizi kabul etmedi. Biz AA'dan arkadaşlarımızla irtibata geçtik. Biliyorduk ki Sinan Gül, Samet Doğan ve Kenan Yeşilyurt bizim olduğumuz bölgede kısa süre önce sıkışıp kalmış, Sinan yaralanmış ve çok kısa bir süre içerisinde oradan çıkabilmişlerdi.
AA muhabirlerinin yardımıyla Ebu Ali bizimle irtibat kurdu. Ebu Ali, yanında bulunduğumuz komutana talimat verdi ve bizi yaklaşık 4 arabalık transferle önce Halep'te güvenli bir bölgeye ardından da Türkiye sınırına kadar güvenli şekilde gelmemizi sağladılar. Tüm operasyonu yöneten de Ebu Ali'ydi. Kendisine bu çabasından dolayı ne yapabileceğimizi sorduğumuzda herhangi bir şey sitemedi ve sadece bir daha geldiğimizde yeniden misafiri olmamızı istemişti.'