Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında, mesleki ve teknik eğitimi sektörle birlikte tasarlayacak “Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü” imza töreni gerçekleştirildi.
Maçka Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen törene Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı.
İstanbul´da mesleki ve teknik eğitim veren okullarda eğitim programlarını sektörle birlikte tasarlamayı ve mezunların niteliğini artırarak iş hayatına hazırlamayı amaçlayan protokol imza töreninde konuşan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, göreve başladığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle "3 konuda atılım beklediğine” ilişkin talimatı olduğunu belirterek, "Bunların başında mesleki ve teknik eğitimin kalkındırılması geliyordu. Bugünü tarihe not düşelim derken, bu anlamda bir mesafe aldığımız için çok mutluyum, sevinçliyim." diye konuştu.
“2023 Eğitim Vizyonu, büyük bir amaca hizmet ediyor”
Millî Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının iş birliği içinde hareket etmesinin önemine işaret eden Bakan Selçuk, “Böyle bir zemin olmaksızın, bunun üzerine inşa yapmak çok da söz konusu değil. Ülkemizin genel olarak 2023 hedefleri doğrultusunda, Millî Eğitim Bakanlığının 2023 Eğitim Vizyonu doğrultusunda ortaya koyduğu mesleki eğitimdeki hedefler, aslında bugünkü çerçevede büyük bir amaca hizmet ediyor.” dedi.
Orta ve uzun vadede mesleki eğitimin prestijinin arttığı ve mesleki eğitime yönelik talebin yükseldiği bir döneme girildiğinin altını çizen Selçuk, “Hedeflere layıkıyla ulaşabilmek için bakanlıkların, kamunun, üniversitelerimizin ve iş dünyasının desteği çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Teknolojinin eğitime "Eğer beni takip etmezseniz, okullarınızda yaptığınız işler önümüzdeki tekillik çağının habercisi olarak işe yaramayacaktır" dediğini dile getiren Bakan Ziya Selçuk, söz konusu protokolün, okullar, laboratuvarlar, öğretmenlerin eğitimi ve daha birçok açıdan çok önemli olduğunu vurguladı.
“Ara eleman değil, aranan eleman ifadesini kullanacağız”
Ortaya koyulan iş birliği protokolünün aslında bir çekirdek protokol olmasını ve bütün Türkiye’ye, hatta uluslararası düzeyde bir modele kaynaklık etmesini beklediklerini dile getiren Millî Eğitim Bakanı Selçuk, “Çalışma aslında bizim genel olarak eğitim sistemimizin de de nasıl koordine olması gerektiği konusundaki ihtiyacını destekliyor. Projenin takibi konusunda hepimiz üstümüze düşeni yaparsak, mesleki ve teknik eğitimde ‘ara eleman’ ifadesinin kalktığını göreceğiz. Biz artık ‘aranan eleman’ demek istiyoruz, ‘ara eleman’ demek istemiyoruz.” diye konuştu.
Bu söylemin yaygınlaştırılması durumunda çocukların mesleki ve teknik okulları algılamasında bir dönüşüm ortaya çıkacağını ifade eden Selçuk, “Zaman içerisinde yüksek puan alan öğrencilerin bu okulları tercih etmesinin ortaya koyacağı şaşkınlıkla bu konuyla ilgili zihniyetin de dönüştüğünü göreceğiz.” dedi.
“Üretimin kodları değişiyor”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise konuşmasında, önem verdikleri konuların başında, "sanayide ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağının belirlenmesi ve yetiştirilmesi" olduğuna işaret ederek, “Küresel ekonomide dijitalleşmenin öncülüğünde ciddi bir dönüşümün içindeyiz. Üretimin kodları değişiyor. Bu değişime ayak uydurmadaki hızımız, işgücümüzün adapte olma kabiliyetiyle doğrudan ilişkili. Burada da mesleki eğitim başta olmak üzere eğitim politikalarının yönlendirici rolü ortaya çıkıyor." diye konuştu.
Varank, eğitim alanındaki çerçevenin, uygulamada da karşılığının bulunmasının kilit bir öneme sahip olduğunu ve başarının çok paydaşlı bir yapının ortak sorunlara ortak çözümler bulmasıyla mümkün hale geldiğini belirterek, imzalanan protokolün, farklı tarafları tek bir amaç doğrultusunda toplaması açısından anlamlı olduğunu söyledi.
İşin eğitim, sanayi ve üniversite taraflarının protokolün imza töreninde bir araya geldiğini söyleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Bu birliktelik, genç kardeşlerimizin iş hayatına çok daha hazır bir biçimde atılmasına imkan verecek ve onları daha üretken olmaya teşvik edecek." dedi.
İş gücünün sanayinin ihtiyacıyla örtüşmesi için meslek liseleri ve üniversite eğitiminin tüm aşamalarının beraber ele alınması gerektiğine inandıklarını ifade eden Varank, üretim sürecinde mavi ve beyaz yakalılar birbirini ne ölçüde tamamlıyorsa, katma değer ve verimlilik artışlarının o denli yüksek olduğunu belirtti.
Bu noktada atılan adımlara değinen Bakan Varank, Millî Eğitim Bakanlığıyla mesleki-teknik eğitimin niteliğini artırmak için “300 OSB’ye 300 Teknik Kolej” iş birliği protokolünün daha önce imzalandığını hatırlatarak, “Protokolle OSB’lerde özel mesleki ve teknik eğitim veren Anadolu liselerinin açılmasını ve eğitim niteliğinin artırılmasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda bilişim teknolojileri müfredatı, blok zincir, bulut bilişim, yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik ve mobil uygulamalar gibi konularla zenginleştirilerek güncellendi.” diye konuştu.
517 doktora öğrencisi yetiştirilecek
Hâlihazırda OSB’ler içinde 39 teknik kolejde eğitim faaliyeti yürütüldüğünü belirten Varank, “OSB’lerde eğitim veren meslek yüksek okullarına devletimiz öğrenci başına eğitim destekleri veriyor. Bir diğer önemli adım da üniversitelerin mühendislik ve fen bilimleri son sınıfında olan öğrencilerin bir dönemlerinde sanayide işbaşı eğitimi yapmaları imkanı. ‘7+1’ adı verilen bu düzenlemeyle, yeni mezun mühendislerin zaman kaybı olmadan işe başlaması hedeflendi. Bu uygulamadan daha fazla sayıda üniversitemizin faydalanmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Dün, "Sanayi Doktora Programı" kapsamında desteklenmeye hak kazanan projelerin imza töreninde olduğunu hatırlatan Varank, "İlk günden itibaren üretimde yapısal bir dönüşümü gerçekleştirmenin ne denli kritik olduğunu vurguluyoruz. Yapısal dönüşümden kasıt, katma değerli ve teknoloji yoğunluğunun yüksek olduğu bir üretim modeli. ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’ vizyonumuz tam da bu amaca hizmet ediyor. Vizyonumuz kapsamında yer alan hedeflere varmada, beşeri sermayemizin niteliği en önemli bileşen. Sanayi Doktora Programımız bu farkındalığın bir yansıması." diye konuştu.
Söz konusu projeyle sanayide ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağının, reel sektör ve akademi iş birliğiyle yetişeceğini, sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacağını dile getiren Varank, 33 üniversitenin, 77 firmayla yaptığı 120 farklı projeyle sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirileceğini belirterek öğrencilerin mezun olduktan sonra sanayide istihdam edilmesi halinde yüzde 40 ila yüzde 60 arasında değişen maaş desteğinin karşılanacağını kaydetti.
“En büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır”
Genç ve dinamik iş gücünü en iyi şekilde yetiştirmenin ve profesyonel hayata hazırlamanın hem kamunun hem de özel sektörün güçlü ve sürekli iş birliği içinde çalışmasıyla mümkün olduğunu vurgulayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, en büyük yatırımın, insana yapılan yatırım olduğuna işaret ederek, “İş gücü piyasasındaki arz-talep dengesini en iyi şekilde kurup, kabiliyet eksikliklerini gidermek durumundayız. Gençlerimize ve mevcut çalışanlarımıza değişen koşullara karşı esneklik kazandırabilmeli, yetenek setlerini çeşitlendirmeliyiz.” dedi.
Kamu tarafı olarak üzerlerine düşeni en iyi şekilde yapmaya hazır olduklarının altını çizen Varank, “Özel sektör paydaşlarımız ve odalarımızın da bu konuda ne kadar hassas ve istekli olduğunu bizzat gördük. İşte imzaladığımız bu protokolle de İstanbul özelinden başlayarak sektörün ihtiyacına yönelik meslek liselerindeki eğitim içeriklerinin güncellenmesi, atölye ve laboratuvarların kurulmasına yönelik somut bir adım atmış oluyoruz." ifadelerini kullandı.
89 okulda hayata geçirilecek
Mesleki ve teknik eğitimde, sektörün iş gücü ihtiyacına cevap verebilecek niteliğe sahip, gelişen teknolojiye hızla ve etkin şekilde uyum sağlayabilen, paydaşların planlama ve karar alma süreçlerine aktif şekilde katıldığı bir yapıyı tam anlamıyla hayata geçirebilmek için imzalanan iş birliği protokolüyle yapılacak çalışmalar şöyle:
- Okulların atölye ve laboratuvarlarının yeni teknolojilere dayalı olarak donatılması;
- Alan öğrencilerine işletmelerde gerçek üretim ortamlarında beceri eğitimi ve staj imkânları sağlanması;
- Alan öğretmenlerine hizmet içi ve işbaşı eğitimlerinin verilmesi;
- Çerçeve öğretim programlarının güncellenmesi;
- Başarılı öğrencilerin ve projelerin desteklenmesi, mesleki İngilizce ders içeriklerinin sanal gerçeklik uygulamalarına dair akademik olarak hazırlanması;
- Mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmak, başarılı öğrencilerin mesleki ve teknik eğitimi tercih etmelerini sağlamak, başarının sürdürebilirliğini desteklemek, başarılı öğrencileri ödüllendirmek ve sektör ile okul iş birliğini artırmak amacıyla öğrencilerin ve projelerinin desteklenmesi çalışmaları.
Protokol kapsamındaki faaliyetler İstanbul’da mesleki ve teknik eğitim veren 89 okulda hayata geçirilecek.