Hafta sonunu Bursa'da geçiren Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde "kıdem tazminatı" konusunun çok fazla konuşulduğunu söyledi.
Ankara'da 26 Eylül'de geniş katılımlı "Çalışma Meclisi" toplantısı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: "Türkiye'deki bütün çalışma hayatının katıldığı çalışmadaki gündem konulardan biri de kıdem tazminatıydı. Kıdem tazminatı, keyfi olarak Çalışma Meclisinin gündemi olmuyor, bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Yaşanan sorunlar var. Bire bir görüşmelerimizde tüm tarafların kıdem tazminatıyla ilgili sorunları olduğunu, çözüme kavuşturulması gerektiği konusunda bir fikir birlikteliği var aslında ama diğer taraftan içeriği hakkında bilgi sahibi olunmadığı için 'Acaba Kıdem Tazminatı Fonunun tartışılması, bir hak kaybından mı kaynaklanıyor?' gibi ön yargıyla hareket edenler de var. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili ölçüyü koydu. Konu, tarafların uzlaşmasıyla çözülecek bir mesele. Uzlaşılamaması için bir neden göremiyorum."
Kıdem tazminatını, işçilerin çoğunun alamadığını vurgulayan Çelik, çalışandan yana olmayan bir sistemi savunmanın doğru olmadığını dile getirdi.
Çelik, çözüm noktasında farklı görüşlerde olanlar bulunduğuna işaret ederek, "Zor konudur ama oturup içeriğine girdiğiniz zaman zor olmadığını çok rahat şekilde görmek mümkün. Yüzde 90 çalışanın yararlanamadığı bir tazminat sistemini savunmak doğru olmasa gerek. Çalışma Meclisinde bu tartışıldı, üzerinde çalışılması konusunda bir değerlendirme oldu" ifadesini kullandı.
- "Kimsenin endişe etmesine gerek yok"
Tazminat hakkını elde eden işçiler için herhangi bir kaybın söz konusu olmayacağına dikkati çeken Çelik, sistemin yürümeyen yönlerini çözmeye çalıştıklarını anlattı.
İşçilerin, "Ne olur, tazminatlarımızı alma konusunda bize aracı olur musunuz?" diyerek kendilerinden yardım istediğini kaydeden Çelik, "Demek ki hak etmiş tazminatı ama alamıyor. Çalıştığı halde hiç tazminat alamayanlar var. Bir de süre sebebiyle tazminat alamayanlar var. Çalıştığı halde süre yetmediği için hiç tazminat alamayan milyonlarca işçi var. Bunun savunulacak tarafı yok" değerlendirmesinde bulundu.
Görevinin, çalışanların sorunlarını çözmek olduğunu bildiren Çelik, şunları kaydetti: 'Sağduyu hakim olmalı ve bu kronik sorunlarımızı bu diyalog ortamı sağlıklıyken çözmeliyiz. Konuşarak çözülmeyecek bir mesele yok. Bu konuyla ilgili çalışan kesimler var. Önerilerini getirecekler. 'Hak nedir?', 'Hak kaybı nedir, var mıdır, yok mudur?', hepsini masaya yatırıp ona göre çözüm yolu bulacağız. Kimsenin endişe etmesine gerek yok. Hükümetimiz endüstriyel ilişkilerde her iki tarafın hak ve menfaatlerini koruma noktasında çok hassas davranmıştır. Hassas davrandık, bu kadar büyük icraatı gerçekleştirdik, hassas davrandık, işçilerimiz enflasyona hiçbir zaman ezdirilmedi."
- Banka promosyonları
Faruk Çelik, kıdem tazminatları gibi banka promosyonlarının da son günlerde epeyce konuşulan bir diğer konu olduğuna değindi.
Promosyonların, memur temsilcileriyle yaptıkları toplu sözleşme görüşmelerinin gündeminde yer aldığını anımsatan Çelik, yetkili sendikanın bu konunun konuşulmasını ısrarla istediğini ancak kendilerinin, masada tarafların bulunmadığını ifade ettiklerini belirtti.
Bu sendikaların yöneticilerine, 'Bu konuda bankaların karları, zararları nedir? Emekliye verdiğimiz 122 milyar liralık maaştan bunların karı nedir ki biz talepte bulunacağız? Bunların verileri elimizde yok" dediklerini aktaran Çelik, şöyle konuştu:
"Toplu sözleşme bittikten sonra banka genel müdürleriyle bir araya geldik. Yanlış anlaşılma var. Yetkili sendika Memur-Sen ile banka müdürlerini toplu sözleşmedeki talepten dolayı bir araya getirdik, müdürlerle toplantı yaptık. Bahsedildiği gibi bankaların bu üç gün paranın orada, bankada kalmasından dolayı çok büyük karları olmadığını açıkça söylediler. Dedik ki 'Emeklilerin bir talebi var. Çalışan memurlar banka promosyonu alıyor, emekliler alamıyor. Bunu birlikte konuşalım.' Güzel bir görüşme oldu fakat veriler ve taleplerimizle onların söyledikleri arasında bayağı ciddi bir uçurum var. Kamuoyunda konuşulanlarla bankanın ortaya koyduğu bilanço, karlar ve olabilecekler arasında hiçbir uyum söz konusu değil. Nitekim bazı bankalar, özel bankalar bazı uygulamalar içerisinde. 'Çeyrek altın uygulaması' yapanlar var. Tekrar bir araya gelinip yapılabilecek ne varsa onun üzerinde gayret edilmesi gerektiği, 'az, çok' demeden bir bakış açısı değil, burada hakikaten emeklinin hakkı neyse bunu görelim ve onu da verelim noktasında yeni bir toplantıya kaldı promosyon meselesi. Ekim ayı içerisinde tekrar görüşüp neticeyi almış olacağız."