13 Aralık 2024 Cuma / 12 CemaziyelAhir 1446

Konutta TSE standardı geliyor

Teknik komitenin konutta net-brüt metrekareye tanım getirecek çalışma yaptığını belirten TSE Başkanı Şentürk, ayrıca sınıf tanımı da yapacaklarını söyledi. Şentürk, ayrıca talep olursa konut projesine ve satış şartnamesine uygunluk belgesi verebileceklerini söyledi.

Yener Yalçın27 Ocak 2015 Salı 07:00 - Güncelleme:
Konutta TSE standardı geliyor

Konutlara artık standart geliyor. Özellikle konut satışlarında tüketicinin kafasını karıştıran, sektörde haksız rekabete neden olan net-brüt metrekare uygulamasını da içeren standart çalışması yapan Türk Standartları Enstitüsü (TSE), konutların sınıflamasını da yapacak. TSE Başkanı Hulusi Şentürk, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette, konuta yönelik standart çalışması yaptıkları müjdesini verdi. Şentürk’ün verdiği bilgiye göre teknik komitenin çalışması tamamlanınca artık TSE standartlarında net ve brüt metrekare tanımı getirilecek. Böylece projede örneğin 150 metrekare ev alan bir kişi, teslim sırasında 100 metrekare sürprizi yaşamayacak. Firmadan firmaya değişen metrekare tarifleri de ortadan kalkacak.

Bu iş çığrından çıkmak üzere

TSE Marmara Bölge Başkanı Mehmet Hüsrev ve TSE Elektronektik ve  Makine Grup Başkanı Ramazan Gümüştaş’ın da bulunduğu sohbet toplantısında, binalara yönelik standart üzerinde çalıştıklarını belirten Hulusi Şentürk “Eskiden ev alırken net-brüt hesabı kolaydı. Merdivenler, asansör boşluğu ve balkon denince brüt hesap ortaya çıkardı. Fakat şimdi gidiyorsun, diyor ki brüt 260 metrekare. Ölçüp biçiyorsun, 150 metrekareden fazla değil. Sorunca da otoparkta şu kadar, bahçede şu kadar hissenize düşen pay var cevabı veriyorlar. Kusura bakmasınlar ama bunun adı tüketiciyi aldatmak” diye konuştu. Şentürk “İnşaatta net brüt tanımına ihtiyaç var. Bu iş çığrından çıkmak üzere. Adam artık bahçeyi, sığınağı bile brüt tanımına katmaya başlamış. Şu an teknik komitelerde bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. Komite, net-brüt tanımı getirecek. Ayrıca konutlarda sınıf tanımı da yapacaklar. Taslak ortaya çıktığında sektör buna nasıl bir tepki verir onu da bilmiyorum” dedi. Şentürk, TSE olarak ayrıca talep olursa konut projesine ve satış şartnamesine uygunluk belgesi verebileceklerini söyledi. Şentürk “İster müteahhit garanti adına bunu yapabilir. İsterse de alıcı ‘Ben bu evi alacağım. Müteahhit birinci sınıf fayans, şu özellikte batarya vs taahhüt etti. Gerçekten de böyle mi?’ derse o belgeyi sunabilirim” diye konuştu.

TÜRK ŞİRKETLERİ STANDART HAZIRLAMA KOMİTELERİNİN ÖNEMİNİ ANLAYABİLMİŞ DEĞİL

DünyaNIN artık standart savaşlarına sahne olduğuna dikkat çeken TSE Başkanı Hulusi Şentürk, standart belirlemede ‘Uluslararası Standart Hazırlama Komiteleri’nin hayati önemi olduğunu belirtti. Diğer taraftan da  Türk özel sektörüne de bir sitem etti. Şentürk “Uluslararası Standart Hazırlama Komiteleri çatısı altında 1.000’den fazla komite var. Pazardaki ürünlerin kalite standartları buralarda belirleniyor. Tüm dünyadan özel sektör şirketlerinin temsilcileri katılıp bazı kararlar alıyor. TSE olarak ‘Türk şirketlerinin temsilcileri’ karara ortak olsunlar diye yılda 4 milyon TL aidat ödüyoruz. Fakat şirketlerimiz o kadar ilgisiz ki, bu 1.000 komitenin sadece 37’sinde Türk temsilci var. Bu komitelere girmek ücretsiz olduğu halde kimse zahmet edip vaktini ayırmıyor” dedi.

Bilgi casusluğu için fırsat

Bu tür komitelerde sektörler açısından önemli kararlar alındığını söyleyen TSE Başkanı Şentürk, LC Waikiki üzerinden bir de örnek verdi: “LC Waikiki Kurumsal Akademi Direktörü Gülperi Tandar, Avrupa Tekstil Komisyonu’nda Türkiye’yi temsil eden komitede yer alıyor. Geçen yıl Tekstil Komitesi’nde bir standart değişikliğine gidilecekti. Fakat bu değişiklik Türk tekstilini mahvedecek kararlar içeriyordu. Gülperi Hanım o komitede aslanlar gibi direndi ve kararı çıkarttırmadı. O direniş sayesinde Türk tekstili büyük bir krizi atlattı.” Olayın bir de ‘bilgi casusluğu’ boyutu olduğuna dikkat çeken Şentürk “Herkes kendi geliştirdiğini standardizasyona kabul ettirmeye çalışıyor. Bu tür komiteler tarafların inovatif fikirlerini ilk gelip attıkları havuzdur. Dolayısıyla burada yer aldığınızda bu gelişmelerden daha tohum halindeyken haberdar oluyorsunuz. Bu bilgiyi dışarıya taşımak yasak. Ama dünyanın hiçbir ülkesi o komitedeki bilgileri özelde tutmaz” diye konuştu.

Kimse kusura bakmasın otomotiv test merkezinin yerini sadece 4 kişi biliyor

Otomotiv test merkezi için dev bir arsaya ihtiyacı olan TSE, daha önce yer olarak açıkladığı Bursa’da arsa fiyatları fırlayınca, çalışmayı askıya almıştı. Otomotiv test merkezinde önceki yaşadıkları sıkıntıları yaşamamak için hiçbir açıklama yapmayacaklarını belirten Şentürk “Bursa’da arazi fiyatları bir anda astronomik seviyelere fırladı. Kamulaştırma bedelleri bu kadar yükselince ben de oradaki projeden vazgeçtim. Birilerinin çok canı sıkıldı ama kimse kusura bakmasın. Ben kurumumun parasını kimseye peşkeş çektiremem. Bu konuda hiçbir açıklama yapmayacağım. Dilim yandı. Bitsin, o zaman hep beraber oturur konuşuruz. TSE’den bunu benimle beraber 2 kişi biliyor. Benim dışımda da bakanım ve bakanımın müsteşarı biliyor” dedi.

15 milyar dolarlık İslam ülkeleri pazarında martta sahaya iniyoruz

2014’te Ortadoğu gözetim pazarına da göz diktiklerini kaydeden Şentürk, şu bilgileri verdi: “Bu ülkelerdeki pazar büyük oranda AB ve ABD’li kuruluşlarda. İslam ülkelerinden az 15 milyar dolarlık bir pazar söz konusu. Buraya direkt giremezdik, bir şirkete ihtiyacımız vardı. Şirketin kurulması 2 yıl sürdü. Geçen hafta da yönetim kurulu toplantısını yaptık. Mart gibi de sahaya inmiş olacağız.

İlk olarak da Körfez’de bir laboratuvar yatırımıyla başlayacağız. Bu pazara geçen yıl girdiğimiz halde daha ilk yılda 1.5 milyon liralık gelir elde ettik. Bu yıl bu rakamın yanına bir sıfır atmış oluruz. Şirketimizin de aktif hale gelmesiyle İslam ülkelerinden birkaç yüz milyon dolarlık hizmet cirosuna ulaşabilmek.”

Bizim asansöre de kırmızı etiket  vuruldu, yönetici kapıya dayandı

Geçen yıl 65 bin asansörü denetlediklerini kaydeden Şentürk, başından geçen bir olayı da şöyle anlattı: “Arkadaşlar sağ olsun, benim de oturduğum binanın asansörüne gelip kırmızı etiketi vurdular. Yönetici kapıma dayandı. Dedi ki ‘Seninkiler geldi, kırmızı etiketi asansöre vurdu. Söyle şunlara etiketi değiştirsinler.’ Ben de dedim ki neyini değiştirsinler. Aşırı yük sinyal lambası yok. Bu ikaz sistemi çalışmak zorunda. Para toplayıp bunu yapacağız.”