20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Piyasanın önündeki bariyerler kalkıyor

Suriye’nin kuzeydoğusunda elde edilen başarı sonrası azalan jeopolitik riskler, ticaret savaşı ve Brexit’e ilişkin artan iyimserlik, TL varlıklarının önündeki bariyerleri kaldırdı. Uzmanlar Borsa’nın 106 bin puanı görebileceği, doların ise 5.67 lira seviyesine ineceği görüşünde.

20 Ekim 2019 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Piyasanın önündeki bariyerler kalkıyor

Suriye konusunda, ABD ile varılan anlaşma ile Türk lirası varlıklarının değerlenmesi önündeki en önemli bariyerlerden biri aşılırken, küresel risklerden oluşan engeller konusunda da iyimserlik arttı. Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda elde ettiği başarı ile azalan jeopolitik risklerin yanı sıra küresel tarafta ticaret müzakereleri ve Brexit’e ilişkin artan iyimserlik, Türk lirası varlıkların değerlenme süreci önündeki bariyerlerin ortadan kalktığına işaret etti. Barış Pınarı Harekatı’nın jeopolitik risk algısını, ABD’den gelen açıklamaların da tedirginlikleri artırması ile Türk lirası varlıkları üzerinde oluşan baskı haftanın son işlem gününe kadar etkili olmuştu. Hafta başında 93.000 puan sınırına kadar gerilerek 4 ayın en düşük seviyesini gören Borsa İstanbul, TL varlıkların üzerinde baskıya neden olan bariyerlerin ortadan kalkması ile yükselişe geçerek haftayı 98.415 puana yükselerek tamamlamıştı. Dolar ise hafta içinde 5.94 sınırına kadar çıkmasının ardından düşüşe geçerek, yurt içi piyasalarda haftayı 5.7890 seviyesine indi. 

DOLAR 5.67’YE DOĞRU

Analistler, teknik açıdan Borsa’da yaşanan düşüş trendinin ardından oluşan pozitif iklimle, ilk etapta 101.000 ve 103.000 seviyelerinin, sonrasında da güçlü direnç konumuna gelen 106.000 seviyesinin gündeme gelmesinin beklendiğini bildirdi. Dolarda ise teknik açıdan kritik önemde olan 5.92 direncinin üzerinde kalıcı olunmamasıyla birlikte tekrar düşüş eğiliminin başladığını belirten analistler, geri çekilmenin 5.72 ve 5.67 desteklerine doğru devam edebileceğini tahmin etti. Analistler, azalan jeopolitik risk algısının yanı sıra yurt dışında da piyasaların önündeki engellere ilişkin olumlu gelişmeler yaşandığını belirterek, ABD ve Çinli yetkililer arasında Washington’da devam eden ticaret müzakerelerine ilişkin iyimserlik ve Brexit gelişmelerinin bu konuda öne çıkan başlıklar olduğunu bildirdi. 

BREXIT ÇÖZÜLÜYOR

AB üyesi 27 ülke liderinin, İngiltere ile AB arasında varılan yeni Brexit anlaşmasını onaylamasının ardından gözlerin İngiltere Parlamentosu’na çevrildiğini aktaran analistler, riskin devam ettiğini ancak iyimserliğin de arttığını söylediler. Bu arada Çin’de 3’üncü çeyrek Gayri Safi Yurt içi Hasıla’nın, yıllık yüzde 6 artış ile beklentilerin altında kalması bu ülkenin ABD ile yürüttüğü ticaret müzakerelerine ilişkin iyimserliği artırdı. Analistler, ekonomik aktiviteye ilişkin artan endişelerin, Çin’in ticaret müzakerelerinde daha yapıcı olmasını sağlayabileceğine değinerek, küresel ekonomideki yavaşlama beklentilerinin ise, merkez bankalarının genişlemeci adımlarına devam edeceği öngörüleri ile dengelendiğini bildirdi.      

FED’DEN BEKLENTİ 25 BAZ PUAN İNDİRİM

Gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), sonraki hafta ise ABD Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası toplantıları takip edileceğini kaydeden analistler, Fed’in 29-30 Ekim’deki toplantısında 25 baz puanlık bir faiz indirimi daha yapmasına kesin gözüyle bakıldığını ifade etti.   

Merkez’in faiz indirimine devam etmesi bekleniyor

Merkez Bankası’nın 24 Ekim’de gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirimine devam etmesi bekleniyor. Merkez Bankası, temmuzda 425 baz puan ve eylülde 325 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini yüzde 16.50’ye çekmişti. Tahvil-bono piyasasında gösterge tahvilin bileşik faizi ise artan iyimserlikle haftanın son işlem gününde yüzde 14,3’e kadar geriledi. Küresel piyasalarda, para politikalarındaki faiz indirimleri ve tahvil alımı adımlarının, mali politikalardaki gevşeme ile destekleneceği beklentilerinin artmaya devam ettiğini dile getiren analistler, bu öngörülerin, pay piyasalarının yükseliş trendindeki en önemli yakıtı olduğunu kaydetti.