4'üncü sanayi devrimi olarak öne çıkan Endüstri 4.0; üretim sürecinin dijitalleşmesini ve makinelerin birbirleriyle iletişime geçmesini tetikliyor. Endüstri 4.0 kavramının varlığından bahsedebilmek ise bazı teknolojilerin varlığı ile mümkün: Nesnelerin interneti, bulut teknolojileri, artırılmış gerçeklik, siber güvenlik, üç boyutlu yazıcılar, robot teknolojisi ve büyük veri analizi gibi teknolojilerin temelinde yapay zeka geliyor. Platin Dergisi'nin gerçekleştirdiği zirvede de yapay zekanın önümüzdeki dönemde hangi seviyelere erişebileceği masaya yatırıldı.
Düzenlenen zirvede konuşan Turkcell Yapay Zeka ve Analitik Çözümler Direktörü İnanç Çakıroğlu, yapay zeka üzerine olan trendlerin her geçen gün hızla geliştiğini söyledi. Yapay zekanın son 5 yıldır yoğun bir şekilde hayatımızda olduğuna vurgu yapan Çakıroğlu, "Buhar devrimi neyse, Endüstri 4.0'ın yapı taşı da yapay zeka. Yapay zeka ile ilgili temel soru şu olmalı: Ben burada yapay zekayı neden ve hangi iş sürecinim için kullanmalıyım? 2020 ve 2021'de pandemiyle birlikte hayatımız teknolojik anlamda da değişti. Herkes işini dijital ortamlara taşımaya başladı. Bu bağlamda e-ticaret sektörü, hedefli pazarlama, öneri motorları, robotik süreç otomasyonu gibi teknolojiler hızla hayatımızın bir parçası haline geldi. Çakıroğlu, yapay zekanın pazarlama alanında da varlığını güçlendireceğini söyledi. Yapay zekanın yeni müşteri kazanımı, müşteri tutundurma, müşteriye en iyi öneriyi sunabilme gibi kavramları öne çıkaracağının altını çizen Çakıroğlu, müşteri deneyimi dendiğinde de analitiğin gücünün öne çıkacağını belirtti.
Artık tüm şirketlerin mobil uygulamalar, web siteleri, sesli kanallar ve anlık bildirimler gibi farklı platformlar üzerinden müşteriye dokunduğunu dile getiren Çakıroğlu, dijital kanal üzerinden müşteriyle etkileşimin ölçüldüğünü vurgularken, bu noktada da öneri motorlarının öneminin daha fazla anlaşılacağı bir döneme girdiğimizi söyledi. Yapay zeka ile anlamlandırılmış tüketim alışkanlıklarının işlenip, bunun bir öneri olarak sunabilen uygulamaları göreceğimizi aktaran İnanç Çakıroğlu, "Teknoloji tarafında tüm şirketlerdeki soru şu: 'Ben kurum içinde kendi teknoloji ekibimi mi kurmalıyım, yoksa bu hizmeti dışarıdan mı almalıyım?' Şu noktada platform için ücret ödeyerek, platformun ürettiği hazır iş modelleri üzerinden hizmet alabiliyorsunuz. Bu da çok yüklü teknoloji yatırım yapmadan, yapay zeka çözümlerini kurum içinde uygulamanıza yarıyor." diye konuştu. Yakın dönemde bir yapay zeka ile konuştuğumuzu fark etmeden iletişime geçeceğimizi kaydeden İnanç Çakıroğlu, "Ortak veriler üzerinden iş yapılacak. Yapılandırılmış verileri de daha fazla işleyecek platformlar devreye giriyor. Yapay zeka servislerine artık bulut üzerinden erişebiliyorsunuz." dedi. Çakıroğlu, Turkcell'in de yapay zeka hizmetlerini mikro servis mimarisinde bulut üzerinden kullanıcılara sunduklarını kaydetti.
Trend Micro Kamu Teknik Lideri Burak İnce ise siber güvenlik şirketi olarak biz de yapay zekanın manipülatif taraflarına dikkat çekti. "Evimizde online filmleri izlediğimiz platform, ben hangi filmleri seversem karşıma onu getiriyor. Fakat burada biraz daha ileriye giderek yapay zeka şunu da yapıyor: aynı filmler için farklı posteriyle bana sunuyor. Yani ben duygusal bir insansam, bana filmin duygusal bir sekansının posterini gösteriyor. Fakat siz savaş filmlerini seviyorsanız, o filmin içindeki savaş sekansının posterini çıkarıyor bir başkasına. Yani bir yönlendirilme durumu söz konusu" diyen İnce, bu noktada verilerin üçüncü kişilerin elinde olmasının bazı hoş olmayan durumlar yaratabileceğini de hatırlattı.
Siber güvenlik olgunluğunun pandemi döneminde biraz geri planda kaldığını belirten İnce, bu durumun yoğun biçimde kullanımdan kaynaklandığını dile getirdi. "Biz buna şirket olarak hazırdık, şimdi insanlar da bunun önemini anladı. Pandemide sadece kullanıcılar ofis dışına çıkmadı, sunucular da ofis dışına çıktı. Böyle olunca da kurumun güvenli sınırları da ortadan kalktı. Şu anda servislerin bir kısmı şirkette, bir kısmı bulutta. Böyle olunca da güvenlik sorunu söz konusuydu" diyen İnce, kendilerinin de bu süreçte müşterilerinin içlerinin rahat olmasını sağladığını anlattı.
Yapay zekanın, otonom ve otomatik makinelerin iş hayatında karşılığının verimlilik ve kârlılık olduğunu ifade eden Logo Grup Teknoloji Başkanı ve CTO'su İsmail Duran da, iş yazılımları üreten bir şirket olarak yapay zekanın büyük veri ile harmanlayıp, şirket verimliliğini daha yukarılara çıkardıklarını söyledi. "Türetilmiş verinin hayatımıza girişi de bu noktadan sonra başlıyor. Kıymetli veriye ulaşmaya çalışmak, makine öğrenmesiyle kendini geliştiren derin öğrenmeye sahip karar vermeye yetkin algoritmaların öğrenmesine olanak sağlıyoruz; bunun toplamına da yapay zeka deniyor aslında. İş süreçlerinde çapraz satış, kullanıcı deneyimini iyi noktaya taşınması, stok ömür döngüsünün doğru tahminlenmesi ve maliyetin düşürülmesi gibi çeşitli faydalar üretiyoruz. Finansal alanda bunları karar destek uygulamalarının bir adım ötesine taşımaya çalışıyoruz. İş hayatı ERP ve CRM'den ibaret değil. Yapay zeka, nesnelerin interneti tarafından da besleniyor" diyen Duran, Logo olarak herkes için değiştirilebilecek şekillerde çözümler sunduklarını, çünkü her sektörün bambaşka ihtiyaçları olduğunu hatırlattı. Duran son olarak son dönemde özellikle ödeme tahsilat, kargo ve lojistik ve yanı sıra enerji şirketlerinin yapay zekaya önemli yatırımları olduğunu sözlerine ekledi.
Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney ise yapay zeka ekonomisinin global tarafta 20 trilyon dolara ulaştığını dile getirdi. "2030 yılına kadar yerel ekonomilerin yapay zeka sayesinde yüzde 216 büyümesi bekleniyor. Yapay zeka sanıldığından daha hızlı büyüyor aslında. Bu büyüme de yeni paradigmaları karşımıza çıkarıyor. 2030 yılında kadar 40 ila 60 milyon kadın işsiz kalacağını ya da iş değiştireceğini düşünüyor. Yine çalışanların yüzde 47'sinin beş yıl içinde işsiz kalma korkusu var. Fakat her değişim büyük fırsatları da barındırıyor. Yapay zekanın önümüzdeki dönemde 40 ila 50 milyon yeni işi de ortaya çıkarması bekleniyor. Kişisel gelişim ve yeni işlerdeki eğitimler, bu yeni işlere entegre olmada çok önemli bir platform oluşturacak" diyen Öney, otomasyonla çok büyük değişimlerin geldiğini, insanların da bu sürecin bir parçası olması gerektiğine vurgu yaptı. Önümüzdeki dönemde trend olması beklenen mesleklerin başında akıllı şehirleşmenin öne çıktığına işaret eden Öney, nesnelerin interneti alanında ise buzdolaplarının marketlerle konuşacağını ifade etti. Duygu analizleri ve sanal asistanların da gelecek dönemde iş yapış süreçlerine entegre edileceğini kaydeden Öney, yapay zeka konusunda kadınların da ekosisteme daha fazla katılması gerektiğini söyleyerek sözlerine son verdi.