26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Bakan Bozdağ: 6 bin civarında gözaltı var

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili, 'Şu anda temizlik devam ediyor. 6 bin civarında gözaltı var. 6 bini de geçecektir. Bunlarla ilgili adli süreç devam edecektir.' dedi.

AA17 Temmuz 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bakan Bozdağ: 6 bin civarında gözaltı var

Bozdağ, TRT Haber'de FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu. Darbe teşebbüsüne karşı mücadele ederken şehit düşenlere Allah'tan rahmet dileyen Bozdağ, onların bu milletin kahramanları olduğunu, milletin bu kahramanları unutmayacağını söyledi.

Türkiye'nin büyük bir tehlike ve tehdidi atlattığını belirten Bozdağ, darbe teşebbüsünün çok açık şekilde Fetullah Gülen'in emir komuta zinciri altında, Türk askerinin kıyafetini giymiş, Türk vatandaşının ödediği vergiden maaşını alan FETÖ terör örgütünün askerleri tarafından yapıldığını ifade etti.

FETÖ'nün emir komuta zinciri içerisinde hareket eden asker kıyafeti giymiş hainlerin, Türkiye'nin demokrasisine, her tür güzelliğine, milletin birliğine, dirliğine, Hükümetine, Meclisine karşı büyük bir kalkışmaya cüret ettiklerini ancak bu cüretin karşılığını bulduğunu dile getiren Bozdağ, millet, Hükümet, polis, yargı, medya, STK'lar ve siyaset kurumunun onlardan daha cesur çıktığını vurguladı.

Türkiye'de geçmişte olumsuzluklar yaşandığını, darbe de olduğunu ancak hiçbir dönem TBMM'nin bombalanmadığını aktaran Bozdağ, darbe girişiminde bulunanların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmek için kaldığı oteli bombaladığını, Başbakan Binali Yıldırım'a karşı atış yaptıklarını, masum vatandaşları gözünü kırpmadan vurmayı marifet saydığını söyledi.

Darbe girişiminin püskürtülmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Başbakan Yıldırım'ın dirayetli duruşu ve her şeyi göze alan mücadelesinin çok önemli olduğunu anlatan Bozdağ, milletin meydanlara çıkması ve bu yapının karşısına dikilmesinin taşıdığı önemine de işaret etti.

"Bu ilkleri başaran Türkiye, büyük bir devlettir"

TRT'nin darbecilerce ele geçirilmesinin ardından milletin buraya gittiğine ve onları derdest ettiğine işaret eden Bozdağ, böyle bir milletin ferdi olmaktan duyduğu gururu dile getirdi.

Medyanın da çok büyük bir birlik gösterdiğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türk medyası farklılıklarına rağmen, 'iktidar yanı, karşıtı' demeden hep beraber bir oldu, bu ihanet çetesine karşı demokrasinin yanında, hükümetin yanında, Meclisin yanında, Anayasa'nın yanında, milletin yanında saf tuttu. Onun için medyamıza buradan teşekkür ediyorum. Siyasi partiler, ilk defa bir araya geldi. Rekabeti bıraktılar, demokrasiye sahip çıktılar. Bu çok önemli. Parlamento adeta savaş gibi bir ortamda, milletin iradesinin temsilicileri orada nöbet tuttular. Ölümüne bir demokrasi nöbeti tuttular, bombaların altında Meclisi terk etmediler. Onlara onun için teşekkür ediyorum."

Yargıya da teşekkür eden Bozdağ, Cumhuriyet savcıları ve hakimlerin darbe teşebbüsü ortaya çıktığı andan itibaren adli süreçleri büyük bir cesaret ve özveriyle yürüttüğünü anlattı.

Bakan Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti. İlk defa bir Hükümet, darbeciler karşısında şapkasını alıp gitmedi. İlk defa Parlamentodaki vekiller, darbecileri alkışlamadı. Siyaset ikiye bölünüp bir kısmı darbecilerden yana, bir kısmı öbür türlü durmadı. İlk defa millet darbeyi sineye çekmedi. İlk defa medya darbecilerin lehine manşetler atmadı. Bütün bu ilkleri başaran Türkiye, büyük bir devlettir. Türk milleti, büyük bir millettir."

"Millete hesabını verecektir"

Yaşananların Türkiye'de demokrasinin geldiği seviyeyi göstermesi bakımından da önem taşıdığını belirten Bozdağ, milletin demokrasiyi özümsediğini, ona sahip çıkmasını bildiğini ve canı pahasına sahip çıktığını söyledi. Bozdağ, Türk milletinin demokrasiye olan sadakatini tüm dünyaya gösterdiğini bildirdi. Bozdağ, dün vatandaşa tekrar çağrılar yapıldığı hatırlattı.

Darbecilerin yeniden bir deneme yapması konusunda bir tedirginlik olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bozdağ, yaşananların FETÖ'ye mensup kişilerin nasıl bir ruh yapısına sahip olduğunu açık şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.

FETÖ mensuplarının ölümüne hareket etiklerini ve gözlerinin hiçbir şeyi görmediğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:

"Fetullah Gülen'in talimatlarını, haşa gökten Allah'ın verdiği talimatlar gibi kabul ediyorlar. Bunlar sapık. Gözü görmüyor. Onun için de pek çok hukuk dışı işi ibadet niyetiyle yapıyorlar. Pek çok suçu ibadet niyetiyle işliyorlar. İnsanlara kurşun sıkıp masumları öldürürken cennete gideceğine inanıyor bu alçaklar. Onun için bunlara karşı Türkiye'nin her zaman teyakkuz halinde olması, milletimizin de mutlaka bu süreç bitene kadar, şu anda temizlik devam ediyor. 6 bin civarında göz altı var. 6 bini de geçecektir. Bunlarla ilgili adli süreç devam edecektir. Devletin kurumları, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti bunlarla birlikte artık yaşama şansını kaybetmiştir. Bunlara ilişkin hukuksal süreçler devam edecektir. Bu darbenin kim neresinde durduysa, neresinden tuttuysa onların hepsi bu milletin yargısının önünde hesabını verecektir. Millete hesabını verecektir. Türkiye artık bunları temizlemek için de elinden geleni yapacaktır. Meclisimiz elinden geleni yapacaktır. Milletimiz bu sürece destek verecektir."

TSK içerisindeki bu ihanet çetesinin uzantılarının tek tek yargıya teslim edileceğine dikkati çeken Bozdağ, Türkiye'nin bundan sonra bir daha böylesi bir türbülansa girmemesi için yapılması gerekenler olduğunu, bunları da hep birlikte yapmaları gerektiğini bildirdi.

"Milletle beraber biz bunu başardık"

Dün halkı sokaklardan çekmek için paralel çetenin, hainlik yapan güruhun bazı medya hesaplarından mesajlar gönderdiklerini aktaran Bozdağ, vatandaşlardan sadece Cumhurbaşkanı, Hükümet ve yetkililerin sesine kulak vermesini istedi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Çünkü bu mücadele milletle beraber yürüyen bir mücadeledir, milletle beraber biz bunu başardık. Eğer aziz Türk milleti, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin, Meclisimizin arkasında durmamış olsaydı, bugün böylesi bir demokratik ortamda hayatımızı sürdürebilir miydik? Vatandaşın üzerine kurşun yağdıran bu alçaklar, şu anda Türkiye'de nasıl işler yaparlardı. Bunu herkesin tahayyül etmesi lazım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da gösterdiği dirayetten dolayı teşekkür eden Bozdağ, buna ilişkin bir anekdot paylaştı. İhanet çetesinin, Erdoğan'ın Dalaman'dan İstanbul'a geldiği sırada Atatürk Havalimanı'na hakim olduğunu hatırlatan Bozdağ, Erdoğan'ın pilotla konuştuğunu, "Onlar izin vermese de havaalanına kendi ışıklarınla inebilir misin?" diye sorduğunu anlattı.

Bozdağ, pilotun inebileceklerini ancak riskler bulunduğunu belirtmesine karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağın kendi ışıklarıyla havaalanına inmesi talimatını verdiğini aktardı. Bakan Bozdağ, havaalanının vatandaşların kontrolüne girmesiyle böyle bir şeye gerek kalmadığını ancak Türkiye'nin böyle cesur bir lidere sahip olduğunu belirtti.

"Haşhaşilerden de daha çok uyuşmuş bir yapı"

Geçmişte darbe olduğu zaman gidenler düşünüldüğünde, darbelerin önüne giden cesur bir Cumhurbaşkanı ve lider olduğunu dile getiren Bozdağ, Erdoğan'ın yanında çalışma fırsatına sahip olması nedeniyle Allah'a şükrettiğini ifade etti.

Bakan Bozdağ, bugüne kadar yargı, askeriye ve başka yerlerdeki gözü dönmüş çeteleri anlatırken çoğu insanın kendilerini öylesine dinlediğini söyleyerek "Bu son ihanet olayı gösterdi ki bu artık öylesine dinlenecek bir konu değil. Herkes bu çetelerin ne noktaya geldiğini gördü." dedi.

Vatandaşın üzerine havadan bombalar yağdırıldığını vurgulayan Bozdağ, "Böylesi büyük bir canavarlaşmış yapı, Haşhaşilerden de belki de daha çok uyuşmuş bir yapı. Aklı, kalbi rehin bir yapı. İpotek etmişler." dedi.

Bu yapıda yer alan hakim, savcı, generallerin hiçbirinin eğitimsiz olmadığına dikkati çeken Bozdağ, aklın kullanılmadığı bir yapıda yaşayan birinin kendi dışında sağlıklı bir dünyanın olduğunu fark edemeyeceğini dile getirdi.

"Hepsini araştırıyoruz"

Adalet Bakanı Bozdağ, hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlama bakımından ciddi adımlar attıklarını söyledi. Bu darbe teşebbüsüne destek veren pek çok kişi de olacağının altını çizen Bozdağ, FETÖ ile irtibatlı olan kişiler hakkında çalışmalar yapacaklarını vurguladı.

Anayasa'nın, hakimlere ilişkin "anayasaya, kanuna, hukuka bağlı bir vicdanla hareket ettiği" tanımını hatırlatan Bozdağ, mücadelelerinin yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tahkim etmek olduğuna değindi.

İstanbul'da bir asliye ceza hakiminin arefe günü Fetullah Gülen'i 500 küsur sayfalık mahkeme kararıyla mehdi ilan ettiğini ve TSK'yı darbeye çağırdığını anlatan Bozdağ, kısa bir süre sonra darbe teşebbüsü ortaya çıkınca, kararda yazılanların o kadar da havadan sudan şeyler olmadığının altını çizdi.

Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bir asliye ceza hakimi Gülen'in mehdi olduğuna dair karar verip, altına imza atabilir mi? Attı burada. Fetullah Gülen belli ki Allah'tan mehdiliği almaktan ümidini kesince mahkeme kararıyla herhalde almaya kalktı. Daha sonra da bu bir yerde psikiyatrik tedavi görüyor diye bir yere yattı. Acaba doğru mu diye onların hepsini araştırıyoruz ve bu çok ilginç bir karar. Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğinde nasıl bir esire dönüştüğünü, esir olduğunda da kendini esir edenin talimatlarıyla nasıl bir zulüm kırıcı hale geldiğinin bu en somut göstergelerinden bir tanesidir."

15 Temmuz'un artık bir demokrasi bayramı olduğuna, milleti birleştiren bir sonuç doğurduğuna işaret eden Bozdağ, bundan sonra Türkiye'nin siyasetinin de farklı bir iklime gireceğine inandığını söyledi.

Milletin duygu birliğinin, bundan sonra da devam ettirilmesi gerektiğinin altını çizen Bozdağ, "Yargıya, Hükümetimize, Meclisimize milletimiz güvensin ve bu suç şebekelerini, ihanet şebekelerini, Fetullahçı terör örgütünün kılıcına dönmüşleri, milletimizin üzerinden çekmek, elbette hepimizin vazifesidir." dedi.

Çalışmaların netice alacağını ifade eden Bozdağ, Türkiye'nin bu yapıyı temizlemesi ve demokrasi, hukuk, Anayasa, siyaset ve milli iradesini daha güvenceli hale getirecek pek çok adımları atması gerektiğini, bundan sonra bunları yapacaklarını vurguladı.

"Böylesi bir zihniyetle Türkiye'yi yaşamaya mecbur bırakmamız, bu millete, devlete ihanetimiz olur"

"Örgütlü ve kadrolu bir FETÖ'den bahsediliyordu kurumların hepsinde. Bu darbe girişiminden sonra bu yargılamalar başladıktan sonra bunlarla ilgili süreç hızlanır mı?" şeklindeki soru üzerine Bozdağ, artık Türkiye'nin bu Fetullahçı terör örgütüyle irtibatlı olanlarla yaşama kabiliyetinin kalmadığını, bunu herkesin gördüğünü dile getirdi.

"Devletine dahi ihanet eden, kendi komutanlarını, her gün çay taşıdığı, 'Emredersiniz' dediği komutanın kafasına silahı dayayan eline kelepçe takan, vergilerinden maaş aldığı millete kurşun yağdıran böylesi bir zihniyetle bizim bundan sonra Türkiye'yi yaşamaya mecbur bırakmamız, bu millete, devlete ihanetimiz olur." diyen Bozdağ, siyasetin bunun için önemli olduğunu söyledi.

Atılacak adımları hukuk içinde yapacaklarına işaret eden Bozdağ, ancak ortada bulunan gerçeğin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

"Güneşin varlığını ispatlamak için delile hacet var mı?"

Bozdağ, "Dün ABD'de Gülen gazetecilere açıklamalar yaptı, kendileriyle ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağını iddia etti. ABD'den bunun bir terör örgütü ve onun da bir terör örgütünün lideri olduğuna dair talepte bulunuyoruz. Fakat ABD, kendi hukuki ya da siyasi gerekçeleriyle buna yanaşmıyordu. Bu darbe girişiminin ardından bu girişim tazelenecek mi? Bu belgeler yeniden sunulacak mı? Bu iade süreci hızlanır mı bu açıdan." sorusunu şöyle yanıtladı:

"Darbe teşebbüsünün Fetullah Gülen'in emir komuta zinciri altında yapıldığından Türkiye'de tek bir Allah'ın kulunun şüphesi var mıdır? Yoktur. ABD Başkanı Obama'nın, Dışişleri Bakanı Kerry'nin dünyadaki bütün liderlerin eğer zerre kadar şüpheleri varsa o zaman 'tamam' desinler. Dünyada istihbarat örgütlerinin hepsinin bu teşebbüsün Fethullah Gülen'in emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirildiğine inandıklarına eminim. Güneşin varlığını ispatlamak için delile hacet var mı? Bu o kadar açık ve net bir durum. Kimsenin burada bir tereddüdü yok."

Fethullah Gülen'in, bir yandan dini kullandığına, öte yandan da milletin, dünyanın hepsinin gözünün içine baka baka yalan söylediğine işaret eden Bozdağ, "Bu işin göbeğinde ve bu işin 'number 1'ıdır. Türkiye'deki bir numaralı adam farklı ama bunun esas 1 numaralı adamı Fetullah Gülen'dir. Burada benim, Türk milletinin ve dünyanın herhangi bir şüphesi olduğuna inanmıyorum." dedi.

"Başka listeler de çıkacaktır"

"Yargılamalar sırasında hukuken de ispatlanabilecek bir şeye dönüşecek mi?" sorusu üzerine Bozdağ, yargılamalar sırasında nelerin çıkacağının görüleceğini, sorgu ve soruşturmalarda ortaya pek çok şeyin çıktığını, daha başka şeylerin de çıkacağını ifade etti.

Bozdağ, şunları söyledi:

"Bursa'da gözaltı kararı verildi, sıkıyönetim komutanı olduğu söylenen kişiye, onun cebinden atanmış sıkıyönetim komutanlarının listesi çıktı. Başka yerden askeriyenin bünyesinde bulunan pek çok kişinin nereye atandığına dair listeler çıktı. Şimdi başka listeler de çıkacaktır. Belki orada bakacağız, illerin valileri, belediye başkanları, bakanlar kimler? Bütün bunlar bu şeyin içerisinde mutlaka çıkacaktır ve bunlarla ilgili de gereken neyse tereddütsüz yapılacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

ABD yönetiminin bu saatten sonra Fetullah Gülen'e sahip çıkamayacağına inandığını dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Eğer çıkarsa onu ABD'nin demokrasiye, insan haklarına inanan vatandaşlarına izah edemez. Türk vatandaşlarına hiç izah edemez. Demokratik değerlere önem veren ülkelere, insanların hiçbirine izah edemez. Buna sahip çıkması ABD'nin kendi duruşunu zayıflatır, ABD'nin kendi itibarına da zarar verir. Ben bu saatten sonra ABD'nin Türkiye'ye karşı bu eylemleri gerçekleştiren birini himaye edeceğine ihtimal vermiyorum. Cumhurbaşkanı'nı öldürme teşebbüsü yapıyor, bomba yağdırıyor olduğu yere. Obama'yı öldürmek için birileri bomba yağdırsa o bomba talimatını veren de Türkiye'de olsa, biz ABD'ye 'onu vermeyiz' diyebilir miyiz? Amerikan vatandaşlarını bombalasa, sivilleri bombalasa, darbe teşebbüsüne kalkışsa ve bu işin başındaki kişinin ABD Başkanı Sayın Obama'nın adı gibi, bunun başının Fetullah Gülen olduğunu bildiğine de ben eminim. Diğerlerinin bildiğine de eminim. Amerika'nın güçlü istihbaratı var, güçlü bir devlet. Onların tereddütü olduğundan hiç bir endişem yok. O nedenle bu saatten sonra onu orada tutmak, Türkiye ile ABD arasındaki dayanışmaya, işbirliğine, ittifaka, dostluğa sığmaz. Ben ABD yönetiminin de bu saatten sonra bu Fetullahçı terör örgütünün elebaşını orada tutacağına ihtimal vermiyorum. Biz arzu ediyoruz ki bunu Türkiye'ye iade etsin. Doğru olan Türkiye'ye getirilmesi, Türk yargısına çıkıp hesabını vermesidir, yaptıklarının bedeli neyse onu ödemesidir. Bunun yolu da ABD'nin Türkiye ile olan ilişkileri, ittifakı, dostluğu çerçevesinde Fetullah Gülen'i iade etmesidir."

"ABD, bu belgeleri beklemeden de pekala iade edebilir"

Birtakım bilgilerin, belgeler istendiğini aktaran Bozdağ, bunların hukuki süreçlerin ikmali için olduğunu söyledi. Güneş gibi gerçek bir hakikatin bulunduğuna ama o hakikatle ilgili bir takım resmi prosedürlerin de yerine getirilmesi gerektiğine işaret eden Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Şu an Fetullah Gülen'le ilgili pek çok iade dosyası hazırlandı. Onlar hazır ama bu darbe teşebbüsüyle ilgili soruşturmalar 15 Temmuz gecesi başladı. Şu anda gözaltılar var, ifadeler alınıyor, işlemler devam ediyor. Bu işlemler biter bitmez de onunla ilgili resmi darbe teşebbüsüne ilişkin hukuksal delilleri içeren onlar da eklenecek ama bu Türkiye'nin ABD'den siyaseten iade talep etmesine engel değildir. Hatta ABD'nin bunun Türkiye'ye iadesine hiç engel değildir. Gerçekten ABD, bu belgeleri beklemeden de bunu pekala iade edebilir çünkü biz de ABD'ye pek çok iade yaptık, yapıyoruz da. Şimdi ABD Türkiye ile dostluğunu, Türk halkı ile Türkiye'nin hükümeti, Meclis'i, demokrasisiyle dayanışmasını göstermek adına bu dosyaların kendisine ulaşmasını beklemeden, Gülen'i Türkiye'ye iade edebilir. Bu demokrasiye verdiği değeri, hukuka verdiği değeri, Türkiye ile girdiği dayanışmanın gücünü de gösterir. Umarız böyle bir tercihte de bulunurlar ama şimdi birtakım resmi prosedürleri istiyorlar. Onları da biz yerine getireceğiz. Umarız ki fazla bir zaman almadan ABD, Fetullah Gülen'i Türkiye'ye iade eder. Biz de Türk yargısının önüne çıkarırız. Millet adına yargıya hesap verir."

"Tek tek alıp onları yargıya teslim edeceğiz, boşuna kaçmasınlar"

Bakan Bozdağ, darbe teşebbüsüne katılanlar arasında bütün rütbelerden subaylar, hatta açığa alınmış ama asker elbisesi giyip darbe teşebbüsü içine karışanlar bulunduğunu, bunların hepsiyle ilgili gözaltıların bulunduğunu söyledi.

Gözaltıların ülke genelinde 6 bini geçtiğini yineleyen Bozdağ, bazı televizyonların Ankara'daki, bazısının da sadece İstanbul'un gözaltı rakamlarını verdiğini, gözaltıların sadece Ankara ve İstanbul'da yapılmadığını, Türkiye'nin illerinde ve ilçelerinde de gözaltılar olduğunu söyledi.

Darbe girişimin yapıldığı gece yaşananlardan örnekler veren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bir yerde polis amiri, darbe teşebbüsü ortaya çıkınca polislere diyor ki 'Silahlarınızı teslim edin.' Bunlar, hemen gözaltına alındı. Polisin içindeki hainler, hemen silahlarını teslim edip oraları darbeciler için pasif hale getirmek istiyor ama buna izin verilmedi. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız, savcılarımız, hakimlerimiz, vatansever polislerimiz, bu darbe teşebbüsüne başından beri katılmayan ona karşı duran askerlerimiz, onlar hep beraber hareket ettiler ve nerede böyle bir şey varsa hemen onu gözaltına alıp, onları yargıya teslim ettiler. Şu anda isimleri belli olanlar var, yargılananlar var. Onlar hangi ine girerlerse girsinler, inlerine gireceğiz, tek tek alıp onları yargıya teslim edeceğiz. Onun için boşuna kaçmasınlar."

"Türkiye tarihinin gördüğü en kapsamlı dava olacaktır"

FETÖ'nün darbe girişimi nedeniyle devam eden soruşturma kapsamında görülecek davaya ilişkin "Belki Türkiye tarihinin gördüğü en kapsamlı dava olacaktır." ifadesini kullanan Bozdağ, şu anda gözaltında olanların hepsinin yüzde yüz darbe girişimi içinde olup olmadığının bilinmediğini belirtti.

"Bu işin içinde olanlar hesabını verecektir." diyen Bozdağ, hükümetin darbe girişimine katılan herkesi bulacağını ve yargıya teslim edeceğini vurguladı. Yargılama sürecine ilişkin ise Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Gözaltına alınan veya açığa alınan hakim, savcılarla ilgili vatandaşlarımız herhangi bir endişede bulunmasınlar. Şu anda adli tatil var, şu anda bizim staj yapan hakim savcı adaylarımız var. 5 bin civarında stajyerlerimiz var. Şu anda onların bir kısmının stajı bitti. Mesleği kabulleri var, bir kısmının ise kabulleri yakın. O yüzden yargılama süreçlerinde herhangi bir aksamaya meydan verilmeyecektir. Hakim ve savcılarımıza büyük görevler düşüyor. Belki onların iş yükü biraz artacaktır ama demokrasiye, hukuk devletine inanan, Anayasasına, Meclisine sadakati olan hakim ve savcılarımızın artacak iş yükünü samimiyetle ve isteyerek yükleneceklerine de inanıyorum."

"Gözaltına alınan hakim ve savcıların sayısı artacak mı?" sorusuna ise Bozdağ, çalışmaların sonucuna göre hareket edileceğini söyledi.

Bozdağ, yargının darbe sürecinde büyük bir sınav verdiklerini başarılı olduklarını aktardı.