Ankara'da polis memuru olarak görev yapan Erol Güler ile Döndü Güler, geçen sene Haziran ayında dünya evine girdi. Güler çifti, bir süre sonra bebekleri olacakları haberini aldı. Aksu ilçesinde yaşayan Döndü Güler, 7 Temmuz günü doğum için Manavgat ilçesinde özel bir hastaneye yattı. Sezaryen ile doğum yapan genç kadın 'Hatice Umay' ismini verdikleri kız çocuklarını kucağına aldı.
İddiaya göre doğumun ardından odaya çıkarılan ve hiçbir hastalığı olmayan Güler, rahatsızlandı. Erol Güler, eşinin rahatsızlandığını ve nefes alamadığını doktorlara bildirdi. Güler, doktorların eşinin durumunun iyi olduğunu, narkozun etkisinde olduğunu söylediğini buna rağmen eşine geç müdahale edildiğini iddia etti. Rahatsızlığın ilerlemesi üzerine genç kadın, Antalya'da özel bir hastaneye sevk edildi. Burada da kalp krizi geçiren genç kadın yaklaşık 1 gün hastanede yattı. Güler, bugün sabah saat 04.00 sıralarında hayatını kaybetti. Güler'in ölüm raporuna ise epilepsi nedeniyle vefat ettiği yazıldı.
ANNESİ AĞIT YAKTI
Güler'in ölüm haberini alan eşi ve yakınları büyük üzüntü yaşadı. Erol Güler, eşinin ölümünde hastanelerin ihmali olduğunu iddia ederek, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine genç kadının cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Bu sırada annesi ölen Hatice Umay bebek ise hastaneden çıkarılarak, Erol Güler'in ablası tarafından bakılmaya başlandı. Morg önüne gelen Güler'in yakınları uzun süre gözyaşı döktü. Güler'in annesi Iraz Saykun da morg önünde gözyaşı dökerek, ağıt yaktı.
'DOĞUMDAN SONRA KENDİNDE DEĞİLDİ'
Eşinin vefatında yaşanan ihmalleri anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Erol Güler, “Doğum için Manavgat'ta özel bir hastaneye gittik. Sezaryenden ilk önce çocuğum çıktı, sonra eşimi getirdiler. Eşim geldiğinde kendinde değildi. Ayakları atıyordu. Nefes alamıyordu ve gözleri boş bakıyordu. Bu yüzden görevli personelleri uyardık. Onlar da narkozdan dolayı olduğunu ve geçeceğini söyledi. Ben 10-15 defa gittim, 'nefes alamıyor gelin bakın' dedim. Narkozun etkisinde olduğunu söylediler. Sonra eşimi kıyafetlerini giydirecekleri sırada yan döndürdüklerinde ağzından sıvılar akmaya başladı. O zaman müdahale etmeye başladılar" dedi.
'GEÇ MÜDAHALE EDİLDİ'
Eşinin ağzından gelen sıvıyı temizlemek için getirdikleri makineyi takmak için priz bulamadıklarını iddia eden Güler, “Fiş bulamadıkları için müdahalede geciktiler. Makinaya hortum takmaları gerekiyordu hortumu kesmek için makas aradılar. Orada zaman kaybettiler. Yanlış hortum taktılar. Büyük hortum takmaya çalıştılar vakit kaybı oldu. Eşimi 112 aranmadan telefonla doktorlar arası diyologla 1 saat 15 dakika mesafe olan başka bir özel hastaneye getirdiler. Bu şekilde hastaneye gelir gelmez kalp krizi geçirdi ve organları iflas etti. İkinci kalp krizini geçirdi. Bize sadece bu bilgiler verildi" diye konuştu.
ÖLÜM BELGESİNDE EPİLEPSİ
Eşine herhangi bir tanı konulamadığını belirten Erol Güler, “Dün saat 19.00'da başhekimle görüştük. Başhekim yine bir tanı koyamadı. Ama eşim gece 4.00'da vefat ettiğinde ölüm belgesine epilepsi yazıldı. Bu iki hastane arasında paslaşarak Manavgat'taki yanlış hatayı kapatmak için diğer hastaneye getirildi. Eşimin kronik bir rahatsızlığı yok. Ailesinde de herhangi bir kronik bir rahatsızlık yok. 26 yaşında vefat etti" dedi.
'ÇOCUĞUM ANASIZ BÜYÜYECEK'
Doğan çocuklarının sağlık durumunun iyi olduğu söyleyen baba Güler, “İlk çocuğumuzdu. Çocuğumuz kız. Kontrollerini yaptırdık. Şu anda da ablam bakıyor. Şikayetçi de oldum. 184 üzerinden de, CİMER üzerinden de de şikayetçi olduk. Bunlar eşim vefat etmeden önceydi. Eşim vefat ettikten sonra da karakola giderek şikayette bulunduk. Benim eşimin canı yandı, bizim canımız yandı. Benim çocuğum anasız büyüyecek başka çocuklar anasız büyümesin. Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın. Devletimden başka bir şey istemiyorum" diye konuştu.
'ÇOCUĞUMUN O HALLERİNİ ANLATAMAM'
Konuşurken gözyaşlarına boğulan genç kadının annesi Iraz Saykun, “Şu an hiç durumum yok benim. Çocuğumu odaya çıkardıklarında, 'çocuğum kriz geçiriyor, gözü tavana baktı' dediğimde müdahale etmediler. O kadar kötüydü ki. Anlatamam ben çocuğumun o hallerini anlatamam" dedi. İddialara konu olan Manavgat'taki özel hastane yetkilileri ise doğumun başarılı geçtiğini, genç kadının ölümünde bir ihmallerinin olmadığını savundu. Genç kadının vefat ettiği hastanenin yetkilileri de kadının ölümünde bir ihmallerinin olmadığını ileri sürdü.
Güler'in cenazesini Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'ndan alan yakınları ise 'sapasağlam verdiğimiz yavrumuzu geri alamadık' diye sitem etti. Genç kadının cenazesi Altınova Sinan Mezarlığı'nda defnedilecek.