“Sabetayist diye ayrım yapan birini savunmam mümkün değil. Bugün devlet korumasındaysam Soner Yalçın'ın yazdığı ‘Efendi' kitabında ailemi Sabetayist olarak yargılamasından da geliyor, unutmayalım. Benim için düşünce özgür olmalı; ama yalan ve de ırkçı düşünceye saygı duyamam. Soner Yalçın'ı da sevenler olabilir. Benim sevmem mümkün değil.”
İpekçi, “Soner beyin ‘Efendi' kitabı satış rekorları kırarken benim ailem içinde yazılan yalanlardan kan ağlıyordu. Bu mu düşünce hürriyeti? İnsanları etnik kökenlerinden ya da inançlarından dolayı dışlayan bu ülkede o kadar çok Soner Yalçın var ki. Soner Yalçın Beyaz Türk, Sabetiyistler diye ayrım yaparken merak ediyorum kendi ne renk? Türk ya da Türk mü ve inancı ne? Önce kendini ayırsın bence!” diye sordu.
Sanık koltuğunda bir gazetecinin olmasının demokrasi dışı olduğunu yazan İpekçi, ‘Efendi' kitabında Soner Yalçın'ın ailesi hakkında araştırmadan yazdıklarını tasvip etmediğini belirtti. İpekçi twitter hesabından şu açıklamaları yaptı: “Beyaz Türkler diye yazdığı ve nerdeyse tüm Türkiye'yi Sabetayist yapan ve de ailemi yanlış tanıtanı affetmem mümkün değil. Soner Yalçın'ı sevenler olabilir ama (baba) ailem tamam Sabetayist kökenli ama (anne) ailemi de Sabetayist yapıp onları suçlamasını affedemem. Yalnız bizlere sorma zahmetine bile katlanmayıp kendi uydurduklarını yazanda? Ben Soner Yalçın'ı savunamam. Sadece fikir ve düşünce hürriyetini savunurum. Anne ailem Selanikli değil. Efendi kitabından dolayı zavallılar olmadıkları bir şeyle sanki suçmuş gibi suçlandı ve de acı çektiler. İnsanları beyaz Türk, kara Türk diye ayıran bir düşünceyi savunamam. Ancak insan haklarını savunurum. Biliyor musunuz, ‘Efendi' kitabından sonra (anne) ailemden kaç kişi işini kaybetti. Bu mu düşünce özgürlüğü? Avrupa'da olsa Soner Yalçın ‘Efendi' kitabından oradaki yazdığı yalanlardan dolayı yargılanırdı. Baba ailem 500 yıl evvel Müslüman olmuş olabilir ve de bir tarikat olabilir. Kaç kişi 500 yıl öncesini biliyor. Herkes dönmüş Müslüman olmuş.