Diyanet İşleri Başkanı Görmez, geçen yıl Çin Din İşleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında din eğitimi ve din hizmetleri alanlarında ortak çalışmaların geliştirileceği önemli bir protokolün imzalandığını hatırlattı. Görmez, İslamiyet'in Çin'e barış yoluyla geldiğini vurgularken şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıllarda Pekin'de Hıristiyan, Yahudi ve Budist din adamlarıyla bir toplantı yaptık. Diğer din temsilcilerinin İslamiyet hakkında söyledikleri çok önemli bir husus vardı. İslamiyet'in bu topraklara barış yoluyla geldiğini ve Müslüman olmayan hiçbir Çinli'nin bu topraklarda Müslümanlığı yadırgamadığını bu nedenle her Çinli'nin Müslümanlığı bu topraklara ait bir din olarak kabul ettiğini belirttiler. Bu kadim tecrübeleri modern zamanda geliştirmek konusunda insanlık hala sorunlarla baş başadır."
Din ve inanç özgürlüğünün önemine vurgu yapan Diyanet İşleri Başkanı Görmez şöyle devam etti; "Kendi dinini yaşama konusunda herkes ne kadar özgür olursa birlikte barış içinde yaşamak da o kadar güçlü olur. En küçük bir baskı uygulanırsa huzur ve barış ortadan kalkar. Çünkü inanç özgürlüğü aynı zamanda insanın iç dünyası ve vicdan özgürlüğünün en önemli parçasıdır. İnancında ve vicdanında özgür olmayan toplumlar barış ortaya koyamazlar. Barış içinde yaşamanın ikinci önemli şartıysa din mensubu insanların kendi dinlerini özgürce ve doğru şekilde öğrenmeleridir. Çünkü din cehalet kabul etmez. İmzalanan protokol çerçevesinde her türlü yardıma hazırız."
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Valisi Nur Bekri de ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek, "Sizleri sevinç ve dostlukla karşılıyoruz. Sizin bu ziyaretinizle iki ülke arasındaki ilişkiler yeni bir döneme girmiştir. Sizin bu ziyaretiniz işbirliğimizi artıracaktır" dedi. Bölge Valisi Bekri, Sincan Uygur Özerk Bölgesi hakkında Başkan Görmez'e bilgi verdi.