11 Aralık 2024 Çarşamba / 10 CemaziyelAhir 1446

Erdoğan: Bir Müslüman intihar edemez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali'deki saldırıya ilişkin, 'İslam'da böyle bir şey yok. Bir müslüman intihar edemez' dedi.

22 Ocak 2015 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Addis Ababa Üniversitesi'nde fahri doktora verildi. Erdoğan tören sonrası yaptığı konuşmada,  Bugün yine bir terör eylemi oldu Somali'de. Ne adına yapıyorlar bunu İslam adına yapıyorlarsa, ben bir Müslümanım İslam'da böyle bir şey yok. Bir Müslüman öncelikle intihar edemez. Böyle bir İslam kesinlikle yok, bizim dinimizde 'insanları git öldür' böyle bir şey yok dedi.
 
ETİYOPYA HOŞGÖRÜ VE TOLERANSIN ÜLKESİ OLMUŞTUR
 
Erdoğan, Etiyopya insanlığa çok şey öğretmeye devam ediyor. Türkiye için Etiyopya'nın çok önemli bir yeri var.
 
Etiyopya'nın Müslümanlar nezdinde yerine de değinmek durumundayım. Mekke'de Hz. Muhammad (SAV) ve ashabı işkencelere maruz kalmıştı. Peygamberimiz ashabına Habeşistan'a gitmelerini ve buraya sığınmalarını istedi. Bu hadisenin İslam tarihinde çok önemli bir yeri var. Hıristiyan bir idarecinin Müslümanlara sahip çıkmış olması önemliydi. Etiyopya hoşgörü ve toleransın ülkesi olmuştur dedi.
 
BUGÜN SÖZÜM ONA MEDENİLERİN YAPTIKLARINI, ONLARIN 7'NCİ ASIRDA GERİCİLER DEDİKLERİ YAPMIYORDU
 
Erdoğan, Etiyopya örnek alınmış olsaydı Filistin ve Avrupa'da, farklı ülkelerde Müslümanlara saldırılar yapılmaz, zulüm yapılmazdı. Bugün sözüm ona medenilerin yaptıklarını, onların 7'nci asırda gericiler dedikleri yapmıyordu. O ilkel dedikleri asırlarda savaşın bile bir ahlakı vardı. Çocuklara, kadınlara, yaşlılara dokunulmazdı. Soykırım diye vahşet yoktu. Bugün nükleeer silahların toplu olarak katlettikleri vahşet o dönemlerde yaşanmıyordu. Bunun ciddi bi şekilde tartışılması gerekiyor dedi.
 
Paris'te dergie terörist saldırı yapıldı, ardından tüm Avrupa'da Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük sergilenmeye başladı diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu olayla saldırılar arttı. Terör cinayettir, bunun adı Müslüman olan da Hıristiyan, ya da Musevi olan da yapıyorsa teröristtir. Bunlar katildir, canidir, barbardır. 40 yıldır biz ülkemizde terörle mücadele ediyoruz. Bölücü terör örgütü şu anda Irak ve Suriye´de kan döken DEAŞ terörü de, Filistin´e yönelik İsrail devlet terörü de, terör örgütleri de en başta bir cinayet grubudur. Şunu da özellikle söylemek zorundayım. Terör ve şiddet sadece silahla yapılmaz. Kutsal değerlere saldırı da bir terördür şiddet eylemidir. Irkçılık ayrımcılık terör eylemidir. Dünyanın tüm ülkeleri bunu görmek terörün ve şiddetin her türüne karşı ortak tavır almak zorundadır. Paris'teki saldırıyı kınamak gibi 350 bin insanın ölümüne sebep olan ve öldürmeye devam eden Suriye'nin başındaki zatı kınamak ve tavır sergilemek de aynı insani görevdir dedi.
 
SOMALE'DEKİ BOMBALI SALDIRI
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu anda burada Somali´den 500 bin sığınmacı var. Bu insanlara buraya canlarını kurtarmaya geliyor. Bugün yine bir terör eylemi oldu Somali´de. Ne adına yapıyorlar bunu İslam adına yapıyorlarsa, ben bir Müslümanım İslam´da böyle bir şey yok. Bir Müslüman öncelikle intihar edemez. Böyle bir İslam kesinlikle yok, bizim dinimizde `insanları git öldür´ böyle bir şey yok.
 
DEAŞ terör örgütüne, diğer terör örgütlerine karşı aynı mücadelenin sergilenmesi şart. Biz İslami terör gibi son derece yanlış bir isimlendirmeye karşıyız. Kimse İslam´la terörü bir arada anamaz. Zira İslam barıştır. Kelime itibariyle sin kökünden gelmek suretiyle barıştır. Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmektir. Bu İslam´ın hükmüdür. Bu tür terör saldırıları da farklı inançlara yönelik bu tür saldırılarda dünyada birlikte yaşam kültürünü yok etmektedir diye konuştu.
 
-"Osmanlı Devleti'ne gönderdikleri yardımı hiç unutmadık"-
 
Türkiye dahilinde ve Türkiye'nin bugününde Etiyopya'nın farklı bir yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Türkiye ile Etiyopya ilişkileri bundan 500 yıl önce, 16. yüzyılda başlamıştır. Memluk Türk Devleti ve Osmanlı Devleti, Habeşistan adı verilen bu bölgeyle ilk irtibatları kurmuş, yüzyıllar boyunca da bu irtibat devam etmiştir. Şu anda hala Harrar'da çok sayıda Türk kökenli aile yaşıyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Etiyopya Harrar Türkleri'nin, Osmanlı Devleti'ne gönderdikleri yardımı hiç unutmadık ve unutmayacağız" diye konuştu.
 
Erdoğan, gerek Harrar Türklerine gerek dost Etiyopya'ya bir vefa göstergesi olarak TİKA aracılığıyla çok sayıda insani yardım ve kültür projesini başarıyla uyguladıklarını anlattı.
 
TİKA'nın Afrika'da ilk ofisini Etiyopya'da açtığını, bugün de iki ülkenin dostluğu ve dayanışması için başarıyla çalışmasına devam ettiğini bildiren Erdoğan, TİKA faaliyetlerinde gösterdikleri yardım için de Etiyopya hükümetine ve halkına ayrıca teşekkürlerini iletti.
 
Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin en önemli sultanlarından biri olan Sultan Abdülhamit ile Habeş İmparatoru 2'nci Menelik arasındaki işbirliğini hatırlamak ve hatırlatmak istediğinin altını çizdi.
 
Habeş İmparatoru 2'nci Menelik'in, Sultan Abdülhamit'ten Kudüs'teki Etiyopyalı rahiplerin dinlerini özgürce yaşamalarıyla ilgili taleplerde bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Sultan Abdülhamit, bu talepleri karşıladı ve Kudüs'te Etiyopyalı rahiplerin inançlarını serbestçe yaşamaları imkanını getirdi. Aynı şekilde İmparator Menelik'te Etiyopya'daki Müslümanların özgürce yaşamalarını temin etmiştir. İki devlet adamı arasındaki güzel ilişkinin açıkçası bugün, bütün insanlık için çok önemli bir örnek teşkil ettiğini, tüm insanlığa çok güzel dersler verdiğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
 
- "Hoşgörünün, toleransın, farklılıklara saygının ülkesi oldu"-
 
Erdoğan, Etiyopya'nın İslam ve Müslümanlar nezdindeki yerine de özellikle değinmek durumunda olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
 
"Tarihteki bu güzel hadisenin tekrar tekrar hatırlanmasının, düşünülmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Mekke'de İslam Peygamberi Hazreti Muhammed aleyhisselatu vesselam ve arkadaşları çok ağır işkencelere maruz bırakılmıştır. İşkenceler dayanılmaz noktaya gelince Hazreti Muhammed, bazı ashabına Habeşistan'a göç etmelerini tavsiye etti. İlk Müslümanlardan 15 kişi denizi tekneyle geçerek, buraya ulaştılar ve dönemin Meliki Necaşi'ye sığındılar. Mekkeliler, Neşaşi'den bu Müslümanları iade etmesini istedikleri halde Necaşi emin vasfıyla adil vasfıyla kendisine sığınanları iade etmedi, istedikleri kadar topraklarında kalabileceklerini söyledi. Bu hadisenin İslam tarihinde çok büyük önemi vardır. Burada asıl önemli olan Hristiyan bir devletin, Hristiyan bir melikin büyük bir hoşgörü içinde ilk Müslümanlara sahip çıkmış olmasıdır."
 
Erdoğan, 615 yılında, yedinci yüzyılda Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında böyle bir yakınlaşmanın, dayanışmanın yaşanmasının son derece önemli olduğunu belirterek, Etiyopya'nın o tarihten itibaren her zaman hoşgörünün, toleransın, farklılıklara saygının ülkesi olduğunu kaydetti.
 
Etiyopya'nın emin ve güvenilir bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Eğer dünya Etiyopya'yı kendisine örnek almış olsaydı inanın Almanya'da Holocoust, soykırım diye bir facia yaşanmazdı. Etiyopya örnek alınsaydı Irak'ta, Suriye'de din ve mezhep farklılıklarından dolayı masum insanlar katledilmezdi. Eğer Etiyopya örnek alınmış olunsaydı inanın şu anda Filistin'de, Avrupa'da diğer bazı ülkelerde Müslümanlara karşı ayrımcılık yapılmaz, zulüm yapılmaz, insanlığın vicdanını kanatan acılar yaşanmazdı."
 
Bundan 14 asır önce 15 Müslüman'ın Etiyopya topraklarına sığındığını ifade eden Erdoğan, şunları anlattı:
 
"Dönemin meliki onları kovmuyor, iade etmiyor, inançlarıyla alay etmiyor, onların kutsallarına hakaret etmiyor, ibadetlerine karışmıyor, onları geri isteyen zalimlere o masum insanları teslim etmiyor. Bugün medeni olduğunu iddia eden bazı ülkelere, toplumlara, bazı aydınlara sorsanız 'yedinci asır karanlık bir asır, geri kalmış, ilkel bir asırdır' derler. Oysa bugün sözüm ona medeniyetin yaptıklarını, yedinci yüzyılda onların geri ve karanlık dedikleri yapmıyorlardı. Onun için biz o yedinci asra asla 'karanlık çağ demiyoruz, asla ilkel, gerici çağ' demiyoruz. O asır Müslümanlar içinde Hristiyanlar içinde gerçekten parlak bir asırdı, aydınlık bir asırdı, gerçekten asrısaadetti."
 
-"Soykırım diye bir vahşet yoktu"-
 
"O karanlık dedikleri, ilkel dedikleri asırlarda inanın savaşın dahi bir ahlakı vardı" diyen Erdoğan, kadınlara, çocuklara, yaşlılara, engellilere dokunulmadığını, insanların topyekun katledilmesinin, soykırım diye bir vahşetin olmadığını söyledi.
 
Bugün atom bombalarının, nükleer silahların, kimyasal ya da konvansiyonel silahların toplu halde insanları katlettiği bir vahşetin o dönemlerde asla yaşanmadığını belirten Erdoğan, insanlığın daha mı ileriye yoksa daha mı geriye gittiğinin bugün ciddi şekilde tartışılması gerektiğini vurguladı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlık daha mı medeni bir yere gidiyor, yoksa daha mı barbarlaşıyor? Bunun bugün samimi şekilde konuşulması lazım. Eğer insanlık yedinci yüzyılda Etiyopya'nın sergilediği o büyük hoşgörünün, o çok büyük bir arada yaşama kültürünün daha gerisindeyse orada bir yanlışın olduğu açıktır" değerlendirmesini yaptı.