Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan, Cihan Haber Ajansı Ankara temsilciliğini ziyaret etti. Ankara Temsilcisi Mustafa Kılıç ile Haber Müdürü İlyas Güney ile sohbet eden Kazan, 28 Şubat davasıyla ilgili soruları cevapladı. Dönemin Adalet Bakanı Kazan, 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının tutanaklarını görüp görmediğine ilişkin soruya tutanakların gizli olduğunu ve üyelerine de verilmediğini ifade etti.
Gizli tutanakların bugüne kadar yayınlanmadığını dile getiren Kazan, "Toplantıda neler görüşüldüğü, neler konuşulduğunu Başbakan Erbakan'ın Başbakanlığa gelmesiyle, kendisinin bilgi vermesiyle, bilgi sahibi olduk. Özellikle gazete küpürlerinden oluşan materyallerle, gerek Güven Erkaya'nın gerek raporu sunan Fevzi Türkeri'nin, Hareket Dairesi Başkanı'ydı o zaman, yapmış olduğu konuşmada hocamız bize enine boyuna anlattı. MGK toplantılarında üç tane rapor okunur. Bir tanesi MİT'in raporu, bir tanesi İçişleri Bakanlığının yani Emniyetin raporudur. Bir de askerlerin raporudur. Ancak 28 Şubat MGK toplantısında da her ne kadar üç rapor okunmuş olsa da toplantının esas maddesi Güven Erkaya'nın talebi üzerine Türkiye'de irticanın birinci tehdit olup olmayacağı konusunun tartışılmasıdır. Dolayısıyla o konularla ilgili özel bir müzakere söz konusu olmuştur." değerlendirmesini yaptı.
28 Şubat'ın zabıtlarının mahkeme tarafından görevlendirilen hakimler tarafından özetlendiğini anlatan Kazan, zabıtlarının tamamının okunması halinde günlük gazetelerden derlenmiş bir muhtevada olduğunun görüleceğini kaydetti.
28 Şubat davasının bir numaralı sanığı eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile Genelkurmay'da yaptığı özel görüşmeyi de aktaran Kazan, Karadayı'nın "İktidarınızın başarılı olduğunu görüyoruz ancak sizin iktidarınızı fırsat olarak bekleyen bazı çevreler var. Bizim bu çevrelerden endişemiz var. Mesela ben Meclisin Dikmen kapısına bakıyorum. Bu kapıdan çarşaflılar geliyor, sakallılar, cübbeliler geliyor. Bu memlekette Devrim Kanunları yok mu? Bunlar niye önlenmiyor." dediğini ifade etti.
Kendisinin de Karadayı'ya bu kapıdan üç kere girip çıktığını ama böyle bir tablo görmediğini söylediğini dile getiren Kazan, "Niye siz görüyorsunuz da ben görmüyorum? Ha sizin dediğiniz tablolar Türkiye'de yok mu; var. İstanbul Çarşamba'da vardır ama Ankara'da işte meydanlar: Kızılay, Sıhhiye meydanı var. Bakalım bu dediğiniz tablolar var mı? Onun için konuyu fazla büyütmeyin dedim. İkincisi diyorsunuz ki bu Şapka İktisat Kanunu yok mu? Şimdi bu kanun yürürlülükte, Anayasada da belirtilmiş. Peki ben Adalet Bakanı olarak genelge çıkarsam; desem ki bütün hakimler, savcılar ve adliyede çalışan personel bakanlığa gelirken şapka giyip gelecekler desem soruyorum benim emrimi dinlerler mi? Durdu tabi; dinlemezler. Ben dinlenmeyen emri niye vereyim? Bir devrimin mutlaka bir süresi vardır, 80 senelik devrim olmaz dedim. 10 senelik 20 senelik olur. İşte Çin'de devrim oldu, bugün Çin'deki devrimin hali nicedir. Öyle deyince cevap veremedi birşey de diyemedi." şeklinde konuştu.
Bu diyaloğun ardından Karadayı'nın "Sayın Kazan siz beni çok aydınlatsınız, çok teşekkür ederim. Zaman zaman sizinle görüşsek." dediğini aktaran Kazan, "Çok iyi olur dedim, ne zaman isterseniz. Bir telefona bağlı, bir telefon açarsanız ben gelirim dedim. Ama bir daha görüşmek nasip olmadı." ifadelerini kullandı.
28 Şubat'ın belgelerinin zabıtlar olduğuna dikkat çeken Kazan, MGK zabıtlarının açıklanmasından sonra herkesin Erbakan'dan özür dilediğini belirterek Ahmet Hakan'ın bile özür dilediğini ama hesabın mahşerde olduğunu kaydetti. 28 Şubat'ın sermaye ve medya ayağı bulunduğunu dile getiren Kazan, bunların hesabının sorulması gerektiğini vurguladı.
Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) fikir babasının Güven Erkaya olduğuna dikkat çeken Kazan, Erkaya'nın bu soruşturma olmadan vefat ettiğini söyledi.