15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

İçişleri Bakanı'ndan önemli açıklamalar!

İçişleri Bakanı Muammer Güler derbide yaşanan olaylarda 'Sahaya giren 40'ın üzerinde kişi kamerada tespit edildi' dedi. Güler ayrıca Bingöl'de 18 tutuklu PKK'lının firar etmesini için de 'Böylesine organize bir hareketin dışarıdan veya içeriden bir destek aldığını düşünüyoruz.' dedi.

25 Eylül 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
İçişleri Bakanı'ndan önemli açıklamalar!
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olaylarda sahaya giren 40'ın üzerindeki kişinin kameralardan tespit edildiğini, 20 kişinin ise şu anda gözaltında bulunduğunu belirtti.

Güler, Yemen Mahalli İdareler Bakanı Ali Mohammed Al-Yazidi ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olayların ardından gözaltı sayısına ilişkin sorusu üzerine Güler, maçın olaylar nedeniyle hakem tarafından tatil edildiğini hatırlattı.

Olayın akabinde Emniyet Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Bakanlığı, spor savcıları ve ilgili kurumlarla geniş çaplı bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Güler, aynı gün tribünlerde ve stat dışındaki olaylarda gözaltına alınan 68 kişiyle ilgili yapılan işlemleri anımsattı.

"Sahaya giren ve kameralarla tespit edilen şahıslar üzerindeki çalışmamız büyük bir titizlikle sürdürülüyor. Şu ana kadar 40'ın üzerindeki kişinin kameralardaki görüntülerinden tespit edildiğini, 20 kişinin de şu anda gözaltında bulunduğunu size ifade ediyorum" diyen Güler, bütün görüntülerin en ince ayrıntısına kadar incelendiğini söyledi.

Sorumluların yakalanarak adli mercilerin önüne çıkarılacağını ifade eden Güler, şunları kaydetti: "Hem adli yönden hapis cezasının hem idari para cezasının hem de müsabakadan men cezasının gündemde olduğunu söylemek isterim. Her üç cezaya muhataptırlar bu sahaya giren şahıslar. Bu işin en iyi şekilde kontrolü bakımından elektronik bilet uygulamasına derhal geçilmesi, bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığımız 2014 Nisan'a kadar olan süreyi daha geriye çekmiştir. Üç ay içinde bu uygulamanın yapılacağı ifade edilmektedir. Bir diğeri de saha içinde yüksek çözünürlü ve çok sayıda kamera. Çünkü şu anda Olimpiyat Stadı için diyorum, 20 civarındaki kamera yetmiyor, bunun 100'e çıkarılması lazım. Diğer statlara da yeteri kadar kameranın konulması gerekiyor. Bunlar daha önce il spor güvenlik kurullarında defalarca belirtilen konulardır. Bir diğer konu ise müsabakaya girmeme cezası alanların daha kapıdayken yüz tanıma sistemiyle ilgili oraya özel kameraların konulması gerekiyor. Onun temin edilmesi de burada caydırıcılık sağlanmış olacak. Ayrıca kapıların ve turnikelerin fiziki emniyetinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Anlaşıldı ki bazı yerlerde turnikeler bozularak, kapılar zorlanarak orada yasadışı girişler olabiliyor."

"Yeteri kadar güvenlik görevlisinin çalıştırılmadığı" iddiası

Konuyla ilgili özel güvenlik açısından da bazı sıkıntıların kendilerine iletildiğini söyleyen Güler, şöyle konuştu: "Yeteri sayıda güvenlik görevlisinin çalıştırılmadığı ifade edildi. Bununla ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetim Başkanlığı, emniyet müfettişleriyle bu konuyu ayrıca inceletecektir. Şunu açıklıkla belirtiyorum; 6222 sayılı kanunda öngörülen yasaklamalara riayet etmeyenler bunun mutlaka müeyyideleri ile muhatap olacaklardır. Ancak uygulamada men cezası alanların karakola gelip imza vermesi konusunda da maalesef caydırıcı hükümlerin olmadığını gördük. 4 bin 300'ün üzerindeki müsabakaya girmeme cezası alanların şu anda devam etmekte olan 2 bin 100'ü ile ilgili maalesef bu uygulamanın ancak yüzde 25'ler civarında başarılı olabildiğini gördük. Burada caydırıcı hükümlerin getirilmesinde fayda var. Sayın Bakanımız ifade etti, bir çalışma yapılıyor. Belki oradaki cezaların tutuklama limitleri için bir hüküm konulabilir. Çünkü belli bir limitin altında tutuklama cezası getirilemiyor. O konuda Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı olarak özel bir çalışma yapacağız."

Koruma memurları

Statlarda polisin görevlendirilmesine yönelik söylemleri de hatırlatan Bakan Güler, bakanlık olarak koruma memurluğu statüsüyle ilgili bir çalışma yaptıklarını söyledi.

Güler, şöyle devam etti: "Koruma memurluğu kuruluş kanununa koyacağımız bir hükümle onlar da emniyet hizmetleri sınıfından sayılıyorlar. Koruma görevlerini yürütecekleri için stadyumlarda bunların da görevlendirilmesine gideceğiz. Ancak UEFA ve FIFA kriterlerinde özel güvenliklerin bulunması gereken yerlerle ilgili bazı kayıtlar var. Onlara da riayet etmek suretiyle bu hizmetin emniyet hizmetleri sınıfından kişilerce yürütülmesinin daha etkin olacağına inanıyoruz. Ancak İçişleri Bakanı olarak burada polislerim adına şunu da ifade etmek isterim, daha önce bunlar ücretsiz yapılıyordu. Son dönemlerde çok düşük ücretlerle bunlar yapıldı. Orada özel güvenlikler ne alıyorsa emniyet görevlilerine de bu miktardaki ödemelerin mutlaka kanunun içerisinde bir düzenleme olarak yer almasını İçişleri Bakanlığı olarak şart koşacağız. Çünkü böylesine asli bir görevi olmayan bir konuda polisimizin hizmetinden yararlanılması karşılığında arkadaşlarımızın bu ödemeleri almaları gerekiyor."

Ankara'daki saldırılar

Ankara'da emniyete yönelik saldırılarla ilgili soru üzerine Güler, DHKP-C'nin Haziran 2012'den beri İstanbul'da 7, Ankara'da 4 olmak üzere düzenlediği 11 eylemin bütün faillerine ilişkin işlem yapıldığını belirtti.

Bu olaylara karışanlardan yurt dışına kaçanlarla ilgili de kırmızı bülten çıkarılması gibi her türlü takibin yapıldığını vurgulayan Güler, "Takip, yerini biliyorum onu izliyorum anlamına gelmez. Takipte yer bilirseniz, gider operasyon yapar alırsınız. Biz yerini bildiğimiz şahıs ya da terörist hakkında 'aman eylem yapsın da yakalayalım' şeklinde bir düşünce de olabilir miyiz? Bu düşünülmeyecek, mantık dışı bir şey" ifadesini kullandı.

Kırmızı bültenle arananları veya yerini bilmedikleri ama eylem yapma ihtimali olanları bulunacakları her yerde bütün teknik imkanları kullanarak takip ettiklerini dile getiren Güler, yakalananlara da adli işlem uyguladıklarını anlattı.

Emniyet Genel Müdürlüğünün Dikmen'deki Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının bulunduğu ek hizmet binası ile polisevine yönelik eylemleri gerçekleştirenlerden Muammer Karataş'ın 19 Mart'ta AK Parti binasına lav silahıyla saldıran kişi olduğuna işaret eden Güler, bu kişinin arandığını, takip edildiğini ve hakkında kırmızı bülten çıkarıldığını dile getirdi.

Güler, Adalet Bakanlığına bomba atan şahsın da 30 Temmuz'da Yunan makamlarıyla işbirliği halinde yapılan operasyonla Türkiye'ye eylem yapmak üzere gelirken yakalandığını kaydetti.

Bakan Güler, 19 Mart'tan sonra istihbarat birimlerinin 6 ayrı bilgi notuyla yetkili makamları bilgilendirdiğini ve operasyonlarda bu kişilerin muhtemelen kullanılabileceği malumatının verildiğini bildirdi.

Aranan her kişinin bir anda yakalanmasının mümkün olamadığına işaret eden Güler, "Hemen olayın akabinde 2 saat 50 dakikalık bir süre içerisinde Ankara polisinin bunu yakalamasını, polisin bu konudaki başarısı olarak değerlendiriyorum. Elbette bu konuda polisimizin başarısının da takdir edilmesini bekleriz. 'Geçmiş olsun' denmesini bekleriz. Ama konu başka şekilde siyaseten başka tarzda yorumlandı ve değerlendirildi. Bu da polis teşkilatımızı üzmüştür" diye konuştu.

Bingöl M Tipi Cezaevi'nden firar

Bingöl M Tipi Cezaevi'ndeki firara ilişkin soru üzerine Güler, 25 Eylül'de bölücü terör örgütü mensubu 18 tutuklu ve hükümlünün firar ettiğini kaydetti.

Güler, 14'ünün tutuklu, 4'ünün de hükümlü olduğuna işaret ederek, bunların Bingöl M Tipi Cezaevi'nden tünel kazmak suretiyle kaçtıklarının tespit edildiğini vurguladı.

Bu cezaevinde 211'i hükümlü ve 192 tutuklu bulunduğunu belirten Güler, cezaevinde yatanların 76'sının da bölücü terör örgütü mensubu olduğunu bildirdi.

Güler, şehir merkezine 4 kilometre mesafedeki cezaevinin, iç korumasının Adalet Bakanlığı infaz koruma memurlarına, dış korumasının da jandarmaya ait olduğunu dile getirerek, firarilerin yakalanması için çok yoğun bir çalışma yürütüldüğünü söyledi.

Olayın, cezaevi idaresinin vardiya değişimi sırasında gerçekleştiğinin tespit edildiğini kaydeden Güler, şöyle konuştu: "İlk incelemede bölücü terör örgütleri mensupları tarafından cezaevinin kuzeyine doğru 50 metre uzunluğunda bir tünel kazıldığı belirlendi. Tünelin içerisinde de aydınlatma düzeneği bulunduğu anlaşılmıştır. Bölge dışına kaçan kişilerle ilgili çok geniş bir çalışma yapılmaktadır. Cezaevi Tevkif Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı tarafından görevlendirilmiştir. Jandarma Asayiş Harekat Başkan Yardımcısı,Asayiş Daire Başkanı ve uzman ekip olay yerine gönderilmiştir. Uçaklarımız olay yerine gönderilmiştir. Bölgede geniş bir arama çalışması yürütülmektedir. Tabii böylesine bir eylemin başka destekler veya işbirlikleriyle gerçekleştirilebileceği düşünülmektedir. Bunlar üzerinde geniş bir soruşturma şu anda Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Biz de dış korumanın görevlisi jandarmayla ilgili müfettişlerle gerekli araştırmaları yapacağız. Yakalanmaları için her türlü gayret gösterilmektedir."

"Başka destekler derken ilk etapta verebileceğiniz bir isim var mı?" şeklindeki soru üzerine Güler, "Elbette yok. Olsa paylaşırım. Böylesine organize bir hareketin mutlaka içerden veya dışardan bir destekle bir işbirliğiyle yapılmış olması şüphesi vardır. Onu araştırıyoruz" yanıtını verdi.

Belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonları

Son dönemde belediyelere yönelik yapılan yolsuzluk operasyonlarına ilişkin soru üzerine Güler, şunları kaydetti:

"Görevi ne olursa olsun, partisi ne olursa olsun o tür yanlış işlem yapanlarla ilgili biz idari yönden gerekli araştırmaları mülkiye müfettişleri vasıtasıyla yapıyoruz. Gereken işlemleri, açığa alma veya adli mercilere sevk etme gibi cumhuriyet savcılarımızın da yürütmekte olduğu soruşturmalar var. Bu konuda yargı bağımsızlığı çerçevesinde bütün işlemler yapılmaktadır. Bu konuda herhangi bir ayrımda bulunulması söz konusu asla olamaz. Kim yapmışsa kanunen muhatap olduğu işlemle karşılaşır. Son günlerde bazı belediyelerde bu tip iddialar üzerine yürütülen soruşturmalar vardır. Bunlardan bir kısmı sona ermiştir. Adli kontrolle serbest bırakılanlar vardır. Adli soruşturması ilgili cumhuriyet savcılıklarınca sürdürülenler de bulunmaktadır."