Gazze'de her gün onlarca sivili katleden, iki milyon Filistinliyi açlığa susuzluğa terk ederek savaş suçu işleyen İsrail, Suriye'deki Dürzilerin hukukunu koruma gerekçesiyle doğrudan Şam'a saldırırken irtikâp ettiği hukuksuzluklar, ortada İsrail diye bir devletin değil azgın bir terör örgütünün varlığını göstermektedir.
Baasçı Esed rejimi yıkıldıktan sonra oluşan yeni hükümeti tanıyan ve uyumlu olmayı vadeden Dürziler, İsrail'in tahrikleriyle komşuları olan Sünni Arap aşiretlerine saldırıp kadın çocuk demeden öldürmüş ve yaklaşık iki bin kişiyi rehin alarak bir iç savaş başlatmanın provasını yapmıştır.
Süveyda meselesinin özü budur.
Durumu öğrenen diğer aşiretler akrabalarına yardım etmek üzere ülkenin dört bir tarafından Süveyda'ya akın etmişler ve rehineleri kurtarmak üzere harekete geçmişler... Dolayısıyla şiddetli çatışmalar yaşanmıştır.
Şam yönetimi duruma müdahale için güvenlik güçlerini gönderince de Dürzileri korumak amacıyla İsrail savaş uçaklarıyla müdahale etmiş, sadece Süveyda'ya değil Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayına ve genelkurmay binasına füzeler yağdırmıştır.
Bu saldırı tam bir terör saldırısıdır ve Süveyda olayları İsrail'in Suriye'yi bölme projesinin bir provasıdır.
Kuzeydoğuda PYD'yi, batıda Nusayrileri benzer şekilde devreye sokması beklenmektedir.
Feshedilen PKK'nın Suriye kolu olan PYD zaten Şam yönetimiyle yaptığı anlaşmayı çöpe atmışçasına, özerklik isteyerek ve silahlı birliklerinin Suriye ordusu içinde bağımsız birlikler olarak kalmasını talep ederek isyan etmenin hazırlığı içindedir.
Konunun dikkat çeken tarafı ABD Suriye temsilcisi PYD'nin bu tavrına tepki koymasına rağmen PYD'nin geçen hafta ABD askerleri ile tatbikat yaptığı yalanına sığınmış olmasıydı!
İsrail'in saldırıları uluslararası bağlamda çok sayıda ülke tarafından kınanmış, başta Türkiye olmak üzere saldırının durdurulması için yoğun çaba sarf edilmiştir.
Şam yönetiminin özellikle Türkiye teşekkürü anlamlıdır!
Şam yönetimi sivillerin korunması ve kaosun durdurulması amacıyla iç güvenlik güçlerini Süveyda'da konuşlandırmış, son gelen haberlere göre Dürzilerle aşiretler arasında ateşkes ilan edilmesi sağlanmıştır.
Güvenlik güçleri ateşkesin uygulanmasını sağlamak ve kamu düzenini korumak için harekete geçmiştir.
İşin özü eğer İsrail saldırmazsa Şam yönetimi duruma hâkim olmakta zorlanmaz.
Çıbanbaşı İsrail'dir.
Süveyda'da Dürzileri tahrike devam ederse zaten Arap aşiretleri tarafından kuşatılmış olan Dürziler İsrail'e sığınmak zorunda kalabilirler!
Dolayısıyla İsrail'in Süveyda provası tutmamıştır!
Bununla birlikte varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail yanlısı Dürzilerin saldırılarını sürdürdüğü ve dün şiddetli çatışmalar yaşandığı haberleri vardı.
Süveyda provası tutmadı ama İsrail'in Nusayrilerle rejim artıklarını ve PYD'yi her an Süveyda'da olduğu gibi tahrik edip harekete geçirmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Güçlü bir Suriye istemeyen İsrail bu ataklarıyla bir taraftan da Suriye üzerinden Türkiye ile hesaplaşma peşindedir.
Türkiye ile ilişkileri iyi olan Şam yönetimine yeni darbeler vurma ihtimali daima vardır!
İsmail Heniyye'yi İran'ın en güvenli bölgesinde vuran, Nasrallah'ı yedi kat yerin altındaki sığınıkta infaz eden İsrail, hava sahası güvenliği olmayan Şam'da istediği suikastı gerçekleştirebilir!
İsrailli bakan açıkça cumhurbaşkanını tehdit etmektedir.
O yüzden Ahmed Şara sıkı korunmalıdır. Çünkü Suriye'deki istikrar bir bakıma Şara'nın yönetimiyle doğrudan alakalıdır.
Şara'nın alternatifi görünmemektedir!
Benim cevabını bulmakta zorlandığım husus, Şam yönetiminin müşterek savunma işbirliği anlaşması yapmak konusunda neden yavaş davrandığıdır!
Daha önce yazdım, Türkiye Suudi Arabistan Mısır gibi ülkelerle ya da hava sahasını ve sahilini koruyacak başka bir ülkeyle Şam yönetiminin acilen bir savunma işbirliği anlaşması yapması lazım.
Türkiye son saldırıdan sonra Şam yönetimi talep ederse her türlü desteğe hazır olduğunu tekrarladı!
Suriye hava sahası korumaya alınmazsa İsrail bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da her türlü hava saldırısını rahatlıkla yapar!
Bölgede İsrail'e karşı Suriye'yi havada ve denizde koruyacak Türkiye'den başka bir yönetim görünmüyor!
Cumhurbaşkanlığı sarayının ve genelkurmay binasının vurulmasından sonra Şam yönetimi güçlü bir ülkeyle savunma işbirliği anlaşmasına acilen ihtiyaç duyduğunu iliklerine kadar hissetmiş olmalıdır!
Aslında bir zamandan beri bu hususta Türkiye ile görüşmeler devam ediyor diye biliyorum. Ama yavaş seyrediyor gibi!
İnşallah yanılıyorumdur ama tahminim o ki, Suriye Türkiye ile savunma işbirliği anlaşması yaparsa Suriye'yi kaybedeceklerinden korkan ya da korkutulan kimi Arap rejimleri Şam yönetimi üzerinde baskı oluşturuyorlar!
İnşallah yanılıyorumdur!