11 Aralık 2024 Çarşamba / 10 CemaziyelAhir 1446

Yargıtay, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada 18 sanığa verilen hapis cezalarını onadı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarınca Adana ve Hatay'da MİT'e ait tırların durdurulmasına ilişkin davada aralarında eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ile eski Adana Jandarma Bölge Komutanı tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun da bulunduğu 18 sanığa 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme' ve 'devletin gizli kalması gereken belgelerini açıklama' suçlarından verilen hapis cezalarını onadı.

AA2 Temmuz 2021 Cuma 10:03 - Güncelleme:
Yargıtay, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada 18 sanığa verilen hapis cezalarını onadı

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen ve 28 Haziran 2019'da karara bağlanan MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin 54 sanıklı davanın temyiz incelemesi tamamlandı.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 18 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararları ile 24 sanık hakkındaki beraat kararlarının onanmasına karar verdi. Kurul, 3 sanık hakkındaki hükme bozma kararı verirken, 9 sanık yönünden ise dosyayı ayırdı.

Kurul ayrıca, tüm sanıklar hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" suçundan verilen beraat kararlarına ilişkin ise temyiz taleplerinin reddine hükmetti.

Buna göre, Kurul, eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'a "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 5 yıl, bu belgeleri açıklama suçundan 7 yıl, FETÖ üyeliğinden 10 yıl 6 ay olmak üzere verilen 22 yıl 6 ay hapis cezasını onadı.

Eski Adana Jandarma Bölge Komutanı tuğgeneral Hamza Celepoğlu'na "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 4 yıl 2 ay, bu belgeleri açıklama suçundan 5 yıl 10 ay, FETÖ üyeliğinden ise 10 yıl olmak üzere verilen toplam 20 yıl hapis cezası da onandı.

Kurul, aynı suçlardan 18 yıl 9 ay hapis cezası verilen eski Adana Başsavcıvekili Ahmet Karaca, 26 yıl hapis cezası verilen eski özel yetkili Adana savcısı Aziz Takçı, 20 yıl 5 ay hapis cezası verilen eski Adana İl Jandarma Komutanı kurmay albay Özkan Çokay hakkındaki hükümlerin de onanmasına karar verdi.

Eski özel yetkili Adana savcısı Özcan Şişman'a "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 5 yıl 3 ay ve FETÖ üyeliğinden 12 yıl olmak üzere verilen toplam 17 yıl 3 ay hapis ile dönemin Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu'na "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etme" suçundan 4 yıl 6 ay ve FETÖ üyeliğinden ise 11 yıl 3 ay olmak üzere verilen toplam 15 yıl 9 ay hapis cezalarının da onanması kararlaştırıldı.

Yargıtay 16. Ceza Dairesince mahkumiyetlerine hükmedilen sanıklar Gökhan Bakışkan, Hakan Kaplan, Hüseyin Özmen, Önder Kır, Hakan Gencer, Orhan Şahin, Mehmet Fırat, Bekir Karataş, İbrahim Aslan, Gültekin Menge ve Yasin Yalçınkaya hakkındaki cezalar da onandı.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanıklar Halil İbrahim Köse, Mahmut Özcan ve Hayati Özcan hakkında verilen kararların ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyizi doğrultusunda bozulmasına hükmetti.

- MİT'E AİT TIRLARI DURDURMUŞLARDI

Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde Ocak 2014'te ve Adana'nın Ceyhan ilçesinde 19 Ocak 2014'te MİT'e ait araçların durdurularak, arama yapılması nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında olaya karışanlar hakkında kamu davası açılmıştı.

İddianamede, MİT tırlarının durdurulmasının, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletini El Kaide'ye yardım ediyor görünümü ile Uluslararası Ceza Mahkemesine ve Lahey Adalet Divanına taşımayı amaçlayan bir casusluk faaliyetinin önemli bir aşaması olduğu belirtilmiş, bu "mizansen ve operasyonun" amacının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine casusluk faaliyeti olduğu ve devletin gizli sırlarının ortaya dökülmesinin amaçlandığı ifade edilmişti.

İddianamede, "İşlenen suç başlangıcından sonuna kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti, MİT ve Dışişleri aleyhine gerçekleştirilen, sonuçları itibarıyla Suriye devleti lehine sonuçlar doğuran bir casusluk faaliyetidir." tespiti yapılmıştı.