20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Yıldırım: Kuzey Kıbrıs Türk halkının meşru hakları, maalesef tanınmamak suretiyle gasp edilmektedir

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, 'Kıbrıs'ta yıllardan beri yaşanan bir izolasyon söz konusudur. Kuzey Kıbrıs Türk halkının meşru hakları, maalesef tanınmamak suretiyle gasbedilmektedir. Yıllardan beri KKTC, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için Türkiye ile omuz omuza bir mücadele içindedir.' dedi.

AA9 Şubat 2022 Çarşamba 17:40 - Güncelleme:
Yıldırım: Kuzey Kıbrıs Türk halkının meşru hakları, maalesef tanınmamak suretiyle gasp edilmektedir

Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Azerbaycan Aksakalı Hasan Hasanov, Kazakistan Aksakalı İkram Adyrbek, Kırgızistan Aksakalı Medetkhan Sehrimkulov, Özbekistan Aksakalı Bakhtiyor Sayfullayev'in katılımıyla, Yıldırım başkanlığında düzenlenen TDT 12. Aksakallar Konseyi Toplantısı sona erdi.

Yıldırım, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Aksakallar Konseyi olarak TDT'nin çalışmaları ve üye ülkeler arasında gittikçe gelişen ve yükselen iş birliğinin ve koordinasyonun daha etkin bir noktaya nasıl taşınabileceğini ve ortak projeleri görüşme fırsatları olduğunu söyledi.

Bugünkü toplantıda tavsiye kararlarını oluşturduklarını, bu kararların devlet başkanları konseyine arz edileceğini aktaran Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"TDT'nin asıl üyeleri Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan. Türkmenistan ve Macaristan henüz gözlemci üye. 5 asıl, 2 gözlemci üye olarak faaliyetine devam ediyor. Bugünkü toplantımıza Türkiye dahil 5 ülke aksakalı iştirak etti. Aksakal geleneği, Türk devletlerinde özel bir yere sahiptir. Tarihten beri zor zamanlarda ihtilaflı konularda, kritik kararlar alınması gereken alanlarda aksakallar, yöneticilere daima destek olmuşlardır. Bu anlayışla Türk tarihinin doğal bir yansıması olan TDT, 2009'da Nahçıvan'da kurulurken Aksakallar Konseyi de teşkilatın önemli organlarından biri olarak belirlenmiştir. Düzenli toplantılarla bir araya gelen Türk Devletleri Aksakallar Konseyi, teşkilatın bugünü ve geleceğiyle ilgili önemli katkılar ve tavsiyeler yapmıştır.

Bugün de özellikle 12 Kasım 2021 İstanbul tarihi zirvesinden sonra yapılan ilk toplantıdır. Bu toplantının özelliği şudur. Bilindiği gibi İstanbul Zirvesi birçok yeniliklere vesile olmuştur. Bunlardan en önemlisi Türk Konseyi olan teşkilatın adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmiş ayrıca Aksakallar Konseyi ile ilgili yönetmelik de güncellenmiştir. Bu güncellemeyle birlikte artık Aksakallar ve Aksakallar Konseyi, Türk devletleri üye ülkelerin müşterek konularında daha etkin rol alabilecektir. Buna göre İstanbul Zirvesi'nde Aksakal Konseyinin başkanı olarak Türkiye Aksakalı bendeniz de tayin edildim ve 4 yıl süreyle TDT Aksakallar Konseyi Başkanı olarak görevimizi sürdüreceğiz. Daha sonra dönüşümlü olarak alfabetik sıraya göre diğer ülkeler de bu görevlendirmeyi yapacaklar."

- "ÜYE ÜLKELER ARASINDAKİ DAYANIŞMANIN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMAKTADIR"

TDT'nin günden güne büyümeye devam ettiğini, üstlendiği sorumluluğun her geçen gün daha da arttığını dile getiren Yıldırım, gerek bölgede gerek dünyada daha fazla tanınan bir organizasyon haline geldiğini söyledi.

Yıldırım, benzer şekilde yine İstanbul Zirvesi'nde gözlemci üye olarak Türkmenistan'ı da aralarında görme fırsatı bulduklarını, beklentilerinin Türkmenistan'ın kasım ayında yapılacak zirvede gözlemci üyelikten tam üyeliğe geçiş yapması olduğunu ifade etti.

Bu zirvede Vizyon 2040 Belgesi'nin kabul edildiğini anımsatan Yıldırım, "Yani TDT'nin 2040 yılına kadar olacak faaliyetleri, projeleri 35 bölüm, 121 başlık halinde zirvede karara bağlandı ve bunların gerçekleştirilmesi için de 5 yıllık iş planları ve stratejik plan hazırlanması konusunda üye devletlerin başkanları tam bir mutabakat sağladılar. Bu konuda bir irade ortaya koydular. Kısaca İstanbul Zirvesi tarihi bir niteliğe sahip oldu. Bu zirveyle beraber Türk dünyasındaki iş birliğinin derinliği de artmıştır. Ayrıca bu zirvede Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Beyefendi de Türk Dünyası Ali Nişanı ile taltif edildi. Bunun anlamı şu, Türk devletlerinin en büyük nişanıdır. Sebep de 44 günlük Karabağ Savaşı'nın zaferle sona erdirilmesi ve bu savaşta gösterdiği liderliktir." diye konuştu.

Bu tarihi kararlarla birlikte TDT'nin ve Aksakallar Konseyinin sorumluluklarının daha da arttığını vurgulayan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Bölgemizde, Avrasya coğrafyasında jeopolitik ve jeoekonomik olaylar gittikçe önemli hale gelmiştir. Stratejik ulaştırma ve enerji hatları, Anadolu topraklarından Kafkaslara, oradan Uzak Doğu'ya kadar uzanmaktadır. Bu stratejik konumunun yanı sıra bölgede ayrıca birçok sorun da mevcuttur. Bu yüzden üye ülkeler arasındaki dayanışmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Özellikle Karabağ Zaferi'nden sonra Kırgızistan-Tacikistan sınırında yaşanan çatışmalar, Kazakistan'da bu yılın başında meydana gelen olaylar ve Afganistan'ın içinde bulunduğu durum, ülkemizin güvenlik hassasiyetleri ve Türkiye'nin hem 15 Temmuz hem 40 yıl boyunca devam eden bölücü teröre karşı verdiği mücadele, bölgede çeşitli sınamaların geçmişte olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini göstermektedir. Bütün bu zorlukları aşmanın tek yolu, Türk dünyasının birlikte hareket etmesi ve birlikte güçlü bir duruş sergilemesinden geçiyor."

Aksakallar Konseyinin bu toplantısını önemli bulduklarını ifade eden Yıldırım, "Toplantıda siyasi konulardan ekonomiye, kültür-eğitim konularından turizme, diasporadan kardeş Türk iş birliği teşkilatları arasındaki koordinasyona kadar birçok konuyu ele aldık. Teşkilatın ilgili kurumlarıyla bunu paylaşacağız. Bu çerçevede bir sonraki toplantımızı da önümüzdeki temmuz ayı içinde Kırgızistan'da yapma kararı verdik." dedi.

- "KAZAKİSTAN'DA YAŞANAN OLAYLARDAN ÇIKARACAĞIMIZ ELBETTE DERSLER VAR"

Bir gazetecinin, "Kazakistan'daki son durumun da bu toplantıda kısmen de olsa değerlendirildiğini söylediniz. Neler konuşuldu bununla ilgili?" sorusuna Yıldırım, şu yanıtı verdi:

"Ocak ayı başında Kazakistan'da istenmeyen olaylar yaşandı. Şiddet ve terör faaliyetleri ile ülkenin huzurunu, istikrarını bozmaya yönelik faaliyetlere şahit olduk. Olayların kontrol altına alınmış olmasından ve yeni hükümetin göreve başlamasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev Beyefendi duruma tamamen hakim olmuş ve Kazakistan'da huzur ve istikrar sağlanmıştır. Bu kargaşada, bu anarşide Almatı'da ve diğer yerlerde hayatını kaybeden Kazak vatandaşları vardır. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. İstikrar bir ülke için çok önemli. İstikrarın, huzurun ne anlama geldiğini en iyi bilen ülke biziz. Biz, 40 yıla varan bir süredir terörle mücadele ediyoruz. Ülkemizi bölmeye çalışan hain odaklara karşı çok çetin bir mücadele veriyoruz. Hamdolsun bunda da büyük başarı sağladık."

Artık Türkiye'nin gündeminde terörün hemen hemen ilk sıralardaki yerini kaybettiğini ifade eden Yıldırım, "Ayrıca 15 Temmuz 2016'da da hain darbe kalkışmasıyla yüzleştik. Onda elhamdülillah milletimizin ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetiyle, vatandaşları meydanlara davet etmesiyle bu FETÖ terör örgütüne de geçit vermedik. Hamdolsun bayrağımız inmedi, ezanlarımız dinmedi. Bundan sonra da özellikle Kazakistan'daki olaylar başlar başlamaz Türkiye olarak derhal gelişmeleri yakın takibe alarak, gerekli destek açıklamalarını hem Cumhurbaşkanımız hem TDT adına hem de Aksakallar Konseyi adına biz gerçekleştirdik. Dolayısıyla ne Kazakistan ne başka üye ülkenin buna benzer bir olayla karşılaşmaması en büyük temennimizdir. Bunun için de daha yakın çalışmamız, daha uyanık olmamız, su uyur düşman uyumaz misali gerekli tedbirleri almamız icap ediyor. Kazakistan'da yaşanan olaylardan çıkaracağımız elbette dersler var. Gerek dışişleri bakanlarımızın gerek devlet başkanlarımızın gerekse aksakalların yürüttüğü çalışmalar bu amacın gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak." diye konuştu.

- "KUZEY KIBRIS TÜRK HALKININ MEŞRU HAKLARI, MAALESEF TANINMAMAK SURETİYLE GASBEDİLMEKTEDİR"

"Toplantıda KKTC'nin TDT'ye üyeliği gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Yıldırım, Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti.

Kıbrıs'ta yıllardan beri yaşanan bir izolasyonun söz konusu olduğunu belirten Yıldırım, "Kuzey Kıbrıs Türk halkının meşru hakları, maalesef tanınmamak suretiyle gasbedilmektedir. Yıllardan beri KKTC, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için Türkiye ile omuz omuza bir mücadele içindedir. Bütün yollar denenmiştir ancak bir sonuç alınamamıştır. Tek geriye kalan, eşit egemenlik temelinde iki ayrı devletin tesis edilmesidir. Kuzey Kıbrıs'ın da Türkiye'nin bütün bu tecrübelerden sonra geldiği nokta budur. Bunun dışında ortaya konacak hiçbir teklif Kuzey Kıbrıs'ta barışı, huzuru sağlamayacaktır. Bu amaca yönelik olarak özellikle TDT'nin faaliyetlerinde Kuzey Kıbrıs'ın yer alması için gayret gösteriyoruz. Bu minvalde TDT ile KKTC arasındaki iletişim canlı bir şekilde devam ediyor. Özellikle Kıbrıs ve Türk devletleri arasında gençlik, spor, diaspora, medya gibi alanlarda gerçekleştirilen faaliyetlere KKTC'den heyetler davet ediliyor." dedi.