Kanlı soygun 26 Ağustos'da Kıbrıs Caddesi üzerinde bulunan Baygın Kuyumculuk'ta meydana gelmişti. Kuyumcuyu soyan zanlılardan Abdullah Aslan (20) kaçarken kendisine engel olmak isteyen erkek kuaförü Alican Aytaç (47) ile 16 yaşındaki oğlu Mahir Aytaç'ı öldürüp Hakkı Baygın, İrem Alpaltun (7), Uğur Can Yıltay (5) ve Arife Laçin'i (55) yaralamıştı. Olayı kısa sürede aydınlatan polis, 6 kişiyi yakalamış ve 4 kişi tutuklanmıştı.
Polis, zanlıların sorgularından kanlı soygunun karanlıkta kalan noktalarını da aydınlatmayı başardı. İddiaya göre soygun, Mardin Nusaybin ilçesinde oturan Kemal Tekel (19) tarafından 5 ay önce planladı. Kemal Tekel'in tutuklanan zanlılardan Şükrü Akad'ın (18) “Ben kafe açmak istiyorum bana para lazım ne yapacağımı bilmiyorum” diye yakınmasına “Sen biraz bekle ben soygun planlıyorum, öyle bir soygun yapacağız ki daha Türkiye de öyle bir soygun olmadı” dediği öğrenildi.
Soygunun planını yapan Kemal Tekel, daha sonra kendisini yardımcı olması için arkadaşlarını aramaya başladı. Kendisinden para isteyen Şükrü Akad'ın ehliyetini kullanarak otomobil kiralaması karşısında kafeyi açacak parayı vermeyi vaat etti. Ardından kuyumcuya girdiğinde yanında bulunması ve altınları alması için A.G. (17), D.Ö.yü (15)buldu. Ancak buna rağmen sayıyı yeterli bulmayan Kemal T. daha önce PTT, kuyumcu ve market gasbına karışmış olan Abdullah Aslan'a ulaştı. Burdur'da çalışan Aslan'ı arayarak ,“Soygun yapacağız sende gel böyle çalışmaktan kurtulursun” dedi.
Abdullah Aslan. “Bu işlerin sonu yok bak bana ben memlekete gelemiyorum ben yokum bu işte, hem patron izin vermiyor” diye cevap vermesine rağmen Aslan'ınn patronunu arayan Tekel, “Abdullah'ın ağabeyi hayatını kaybetti, Adana'ya gelmesi gerekiyor” diye izin aldı. Adana'ya gelen Abdullah Aslan'a planını anlatan Kemal Tekel, soygunda kullanılacak silahlar içinde Aslan'ın akrabası Nazım Akipa'dan (40) yardım istedi. Nazım A. soygunculara 3 tane pompalı tüfek ayarladı. Silahların temin edilmesinin ardından soyulacak kuyumcunun çevresinde keşif yapıldı.
Cadde üzerinde 30 güvenlik kamerası olduğunu tespit eden zanlılar kuyumcuya ara sokaklardan gelmeye karar verdi. Kemal Tekel, soygundan 1 hafta önce Abdullah Aslan ve soyguna karışmayan Ö.V. isimli bir kişiyle kuyumcuya yakın bir kafede yeme yiyerek soygunun son planını yaptı. Yaklaşık 15 dakika kafede kalan zanlılar, planlarını son kez gözden geçirdiler. Plan gereği, Kemal Tekel ve Şükrü Akad, Dağlıoğlu Polis Merkezi'ne giderek nüfus cüzdanını kaybettiği beyanında bulundu. Daha sonra bu belgeyi alan Kemal Tekel, son anda vazgeçen Akad'ın yerine ona benzeyen bir arkadaşıyla otomobil kiraladı.
Otomobili kullanması içinde hırsızlık ve gasptan kaydı bulunan Ferman Akipa (21) çağrıldı. Bunun üzerine Kemal Tekel., Abdullah Aslan, A.G., ve D.Ö. otomobile binip kar maskelerini takarak ara sokaklardan Baygın Kuyumculuğun önüne geldi. Ferman Akipa, otomobilde kalırken diğerleri ellerinde silahlarla kuyumcuya girdi. En önde kuyumcuya giren Tekel, Hakkı Baygın'a “Davranma öldürürüm” dedi. Abdullah Aslan, silahlı kuyumcu önünde nöbet tutarken D.Ö.'de altınları almaya başladı. Yaklaşık 1.5 dakika içerisinde altınları alan zanlılar kaçmaya çalışırken kuyumcunun akrabası olan Ali Can Aytaç silahını alıp zanlılara karşı koymak istedi. Ancak onu oğlu Mahir Aytaç engelledi.
Bunu fırsat bilen Abdullah Aslan'da baba ve oğula ateş ederek öldürdü. Polis olayı kısa sürede aydınlarak zanlıları tek tek yakaladı. Baba ve oğlunu öldüren Abdullah Aslan, soygundan dolayı pişman olmadığını ancak 16 yaşındaki bir kişiyi öldürdüğü için üzgün olduğunu belirterek, “Bu olaydaki tek pişmanlığım 16 yaşındaki bir çocuğun ölmesidir. O çocuk beni korudu o olmasaydı belki ben bugün ölmüş olacaktım ama ben biran korktum ve ateş ederek hem babayı hem de oğlunu öldürdüm. 16 yaşındaki çocuğu öldürdüğüm için pişmanım” dedi.