19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Daha çok şey gerekli'

Cevdet Karal’ın Alışveriş Listesi’nde en çok tekrar eden mısra “DAHA ÇOK ŞEY ÇOK ŞEY GEREKLİ” idi. Bu noktada bize de “ilk taşı alışveriş listesi en kısa olan atsın” demek düşüyor elbette…

SUAVİ KEMAL YAZGIÇ12 Kasım 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
'Daha çok şey gerekli'
Alışveriş, günümüz hayatının temel iletişim biçimlerinden birine dönüştü adeta. İhtiyaçlarımızı karşılamak için arzularımızın peşinde sürüklenmek, var olduğumuzu hem kendimize hem de diğer bütün insanlara ispatlamak için alışveriş yapıyoruz. Bu yüzden de hayatımız ucu bucağı gözükmeyen devasa bir alışveriş listesine, yaşadığımız dünya ise alışveriş merkezine dönüşüyor ister istemez. 
 
Cevdet Karal’ın beşinci şiir kitabı Alıveriş Listesi, 90 sayfaya yaklaşan bir uzun şiir ile bir sayfadan ibaret olan bir kısa şiirden müteşekkil. Bu istatistiksel verileri sıralamamın temel sebebi ise Karal’ın “niceliğin hegemonyasını” ve bu hegemonya altında ezilen/ezilmek zorunda kalan/ezilmeyi tercih eden insanı anlattığı şiiri hakkındaki yazının da “niceliklere” bigâne kalarak yazamayacağımız gerçeğidir elbette.
 
NİCELİKLER ÇAĞI
 
Bir nicelikler çağında yaşıyoruz. Başka bir ifadeyle zihnimizde atom bombası gibi patlayan bir nicelik bombasının enkazında hayatta kalma, kaldığımız şeye hayat deme ikilemindeyiz. Cevdet Karal’ın bir kitap hacmine ulaşan şiiri Alışveriş Listesi, işte bu çağın ruhunu ve ruhsuzluğunu deşifre eden uzun soluklu bir şiir.  
 
“Zamanın ruhu ve ruhsuzluğu”, bir anahtar hatta maymuncuk imge gibi günümüze ait pek çok metinde yer alıyor. Her şeyi izah etme iddiası taşıyan pek çok kavram yahut espri gibi toplu taşıma aracına dönüştükçe, her anlamı içine aldıkça “içeriğinden” mahrum kalan ve katı olan her şeyin buharlaştığını bir kez daha ispatlayan bu ikili kavram/imge serisi Alışveriş Listesi’ni anlamaya/hissetmeye çalışırken de bizim için anlamlı bir referans teşkil ediyor. 
 
Alışveriş Listesi’nde neler var? sorusundan daha anlamlı bir soru arıyorsanız elimizde bir tek ne yok sorusu kalıyor. Üzerine etiket yapıştıramadığımız bir şeyi “varlık katında” algılayamadığımız için dini, gözyaşını, teri, kutsal kitapları hep bir alışveriş listesi gibi anlama, alışveriş listesine yazamadıklarımızı da yok sayma küstahlığını yapmakta sakınca görmüyoruz. Can acıtıcı bir “biz” hikâyesi ile yüzleşmeye davet ediyor Cevdet Karal. Bize bizi anlatan eserler deyince daha hazmı kolay hatta neşemize neşe katacak, gaza getiren metinlerin kastedildiğinin elbette farkındayım. Ancak söz konusu “bizin” karanlık yüzünü okuyabilmek için elimizde Alışveriş Listesi gibi eserlerin bulunması olmazsa olmaz bir şart. 
 
Muhsin Macit, “Cevdet Karal’ın şiiri berraklığından dolayı dibi görünen derin bir su gibidir” tespitinde bulunuyor. Bu berraklık bir kolaylığın bir de zorluğun işaretidir esasen. Zira gündelik hayatta “anlamak” derken kastettiğimiz manada kolayca anlaşılır bu tarz çalışmalar. Oysa bir edebi eseri anlamak manasında ise “derin berraklık” hiç de bir kolaylık işareti değildir. Tam tersine “zor anlaşılır” olarak tanımlanan nice metin kendisini oluşturan “anlam katmanları” bir soğan gibi kat kat açılarak “otopsiye” tabi tutulabilirken burada söz konusu olan “derin berraklık” ise kendisini aynı kolaylıkla açmaz okuruna. Apaçık aşikâr olanın anlaşılmasındaki en büyük engel “apaçık” olması ve tek bir anlam katmanından ibaret olduğu, ilk bakışta anlaşılanla yetinilebileceği yanılgısıdır.
 
TÜKETİM TOPLUMUNA KARŞI ŞİİR
 
Tüketim toplumunu eleştiren kitaplar bir kütüphaneyi rahatlıkla dolduran bir yeküne ulaşmış durumda. Bunca sosyolojik, psikolojik, ekonomik araştırmanın yapıldığı bir alanda şiir yazmak başlı başına sıkıntılı bir iş. Zira bütün o eleştirel külliyatın neticesi bir yönüyle de “tüketim toplumunu” tahkim ediyor. Oysa “şiir” bütün o kocaman eleştirel külliyatın dışında anlamlı bir etkiye sahip olabilir. Nitekim Cevdet Karal kendisiyle gerçekleştirilen bir söyleşide “Alışveriş Listesi, ağır denecek eleştirileri, ironiyi yüklenmiş bir uzun şiir. Bir yıkıcılık arzusu ve putların gerçekten put olabileceği konusunda insanlarla şakalaşma eğilimi var. Biraz belalı bir şiir olacağını tahmin ediyor ama meselesinde ciddi olduğunu da söylemek istiyorum.”  diyerek vahim olanın vuku bulduğunu da ilan etmiş oluyor. 
Kendi hesabıma Alışveriş Listesi’nin sahneye uyarlanabileceğini de düşünüyorum. Çünkü dramatik etkisi güçlü bir şiir Alışveriş Listesi. Kim bilir belki bir gün de sahneden seyrederiz bu şiiri belli mi olur? 
 
Alışveriş Listesi’nde en çok tekrar eden mısra “DAHA ÇOK ŞEY ÇOK ŞEY GEREKLİ” idi. Bu noktada bize de “ilk taşı alışveriş listesi en kısa olan atsın” demek düşüyor elbette…