25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Doğu- Batı ayrımında şehircilik ve sanat

Serkan Duman mimarlık camiasının mahkûm olduğu Batı merkezli düşünce sistemini samimi bir münekkid tavırla eleştiriyor ve literatürde kendine çığır açıcı hususi bir yer ediniyor.

FARUK ATMACA14 Aralık 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Doğu- Batı ayrımında şehircilik ve sanat

Mîmarlık, hem teoride hem de pratikte bir buhran geçirmektedir. Bu buhranın sebebi de, günümüz mimarlık pratiğine yol veren ve sonra bu pratiğin teorisini yazmaya çalışan Batı temelli düşünce sistemidir. 

Batı içine kapanık, beslediği loş ışıklı evlerinde yaşarken, Doğu, bir yüzü umûmî hayata bir yüzü husûsî hayata açılan ve bu ikisi arasındaki muvâzeneyi sağlayan planlamasıyla, kıvrımlı sokaklarına yerleşmiş her biri bir san’at hârikası olan evlerinde yaşamaktaydı. “Yerine medeniyet getirmek” iddiası ile kendi şehirlerinden yıkıma başlayan Batı, Müslümanların şehirlerine de girmiş ve her şehrinin minârelerinden tüten müdîr fikri önce göz planında silmeye çalışmıştır. Göz planından silinen fikir, sonrasında teorik planda da silinmiş ve şahsiyetsiz mîmârî anlayışlar tüm dünyaya sistemli şekilde ilkâ edilmiştir. Bu teşebbüsü Batılı kendi dünyasında kabul etmiş ve yarım asır sonra insanlar “tavuk kümesi”ni vehmettiren apartmanlarda hem fizikî hem rûhî hastalıklara tutulmuşlardır. Bundan kurtulmak isterlerken, bu sefer getirdiği çözüm önerileri ile son yarım asırda mîmarlık sektörünü ve akademik anlayışları teknolojinin esiri haline getirmiştir. 

KAFA MİMARİSİ

Batı bunları yaşarken, Müslüman Doğu, bunların hiçbirisini bütünüyle ve gönüllü olarak kabul etmemiş, hepsine şüpheyle yaklaşmıştır. Ancak ne eskisi gibi yaşanmaya değer mekânını koruyabilmiş ne de ilkâ edilen sistemin içine girebilmiştir. Yalnızca arada kalmış, yaşanan ve yaşanacağı tahmin edilen olumsuzlukların suçlusu addedilmiştir. Böylece de, özgüvenini “hep suçlu addedildiği için” yakalayamamış fakat sâhip olduğu ruh ve kafa mîmârisini bir gün alevlendirmek üzere ruhunda bir kor gibi saklamıştır. 

İşte bu ve bunun gibi meselelerin üzerinde az sayıda insanın ciddiyetle durduğunu söylüyor Mimar Serkan Duman. O yüzden de yazdıklarının özü halinde “Doğu-Batı Ayrımında; Aslında Mimarlık” ifâdesini kitabının adı yapmış. “Modern Dünya”nın oklarının kiliseyi işâret ettiğini, Hıristiyanlığın Batı tipi düşünceyi şekillendirdiğini, tüm dünyanın “düşünce”yi Batı’dan ithâl ettiğini, tecrübelerle sâbit olarak Batı’nın “insan merkezli” düşüncesinin bir yalan olduğunu; yani “modern dünyanın; ambalajı başka muhtevâsı başka satılan bir mâmul” olduğunu söylüyor.