24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Baltar’ın da bir romanı var

Sivas’ın dünyaca meşhur Kangal köpeği ilk kez bir romana konu oldu. Şule Köklü’nün romanı ‘Baltar’, her ne kadar köy romanı olsa da eserin merkezinde Baltar isimli bir Kangal var.  

23 Ocak 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Baltar’ın da bir romanı var

“Gerçeklerden kopmadan olduğu gibi vermeye çalıştım Kangalları” diyor Şule Köklü, Baltar romanından bahsederken. Şule Yayınları’ndan çıkan roman ikici baskısını yaptı. Bu vesile ile ilk kez romanı yazılan meşhur Sivas Kangalını ve romanı konuştuk. 

Baltar, 2015 yılında yayımlanan Yanık Maske’den sonra ikinci romanınız. Her iki romanınızda da mekân olarak köyü tercih etmenizin sebebi nedir?  

Çocukluğumun mekânıdır köy, kalemimi bulduğum yerdir. Köy bir hazine, ben tam da onun üzerinde duruyorum. Bu zenginliği bırakıp başka gömülerin peşine düşmek pek akıllıca olmazdı benim için. İki kent hikâyesi yazdım, ikisinde de karakterlerim deliydi. 

Niçin Kangal köpekleri? 

Kangal köpekleri bizim bir değerimiz. Orta Asya’dan göçü denk edip Anadolu’ya yönümüzü döndüğümüzde onlar da bizimleydi. Tanışıklığımız çok eskilere dayanıyor.  Jack London’ın  Beyaz Diş romanını okurken kırma bir kurt köpeğini dünyanın okuduğunu düşündüm. Oysa Kangal köpeği hiç yazılmamıştı. Bu beni çok üzdü. Bir Sivaslı olarak bana düşerdi bu görev. 

KANGALDA VEFA VAR 

Romandaki önemli şahsiyetlerin karşılığı olarak görebileceğimiz kangallar var. 

Onca zulme, onca çirkin davranışa rağmen özlerini çok zor bozuyorsunuz. İnsan gibi değiller. İşte bir kangal, romanda da okuduğunuz gibi, sahibine ancak küsebiliyor, tepkisi bu. Dövse de asla saldırmıyor, kaçıyor gizleniyor. Oysa koskoca ayıya, kurda güç yetiren, insana mı güç yetiremeyecek? Hayır, yapısında yok saldırganlık, vefa var. Adalet terazileri daha adildir hayvanların. Bir lokma ekmek verdiğiniz öte sokağın köpeği, yıllar sonra sizi görünce kuyruğunu sallayarak yanınızda bitiyor. Sıradan bir tanışıklık olarak kodlamıyor o bir lokma ekmeği uzatan eli. İşte bu vefa değil de nedir? 

Kangal köpekleri, şahsiyet olarak insanla bu kadar benzerlik gösterebilir mi acaba? 

Onların abartıya ihtiyacı yoktu. Bize uyum sağlamışlar. Ağırbaşlılığı ihtiyar bir köylüden öğrenmişler sanki. Beni asıl şaşırtan; iki farklı sürünün köpeği olsalar bile, her ikisinin sürüsünü de tehdit eden bir düşman karşısında çok çabuk organize olabiliyorlar. İşte o anda hangi sürünün bekçisi olduklarının bir önemi kalmıyor, birlik oluyorlar. Düşman bertaraf edilince herkes kendi cephesine çekiliyor. Bu bana çok şey hatırlatıyor, şu son yaşananlar adına. Yani düşman ortak olunca her şey ortadan kalkıyor.