Usta oyuncu aylar önce veridiği röportajında oyunculuk sürecini şu sözlerle anlatmıştı.
Kurtiz, babasının avukat olmasını istemesi üzerine hukuk fakültesine girdiğini söylüyor: “Hukukla ilgim yok benim, 15 gün gittim, 15 gün sonra Gençlik Tiyatrosu’ndaydım...
Babam istemiyordu, dayım, üstelik Halk Parti milletvekiliydi, o da istemiyordu ama oynadım. Sonra babam İstanbul vali muaviniyken meclise gidiyor, dayım tanıştırırken ‘Vala Kurtiz’ diyor. ‘Tuncel Kurtiz’in akrabası mısınız’ denince babam başlıyor gülmeye. ‘O benim oğlum’ diyor ‘hayırsız oğlum’. Sonra gelip seyrettiği zaman çok sevdi.”
Yıllarca televizyonu küçümsediğini belirten Kurtiz, “Muhteşem Yüzyıl”daki rolünden dolayı mutlu olduğunu belirtiyor: “Bir sürü teklifin arasında ben atladım üstüne ve çok mutluyum şu anda. Tarihi bir karakteri oynuyorum bir defa, değiştiremezler, adam belli. Bütün kitapları aldım, okudum, baktım, biliyorum, rejisörler de biliyor. ‘Fena değilsin’ diyorlar. Ne mutlu bana.”
İstanbul’da tiyatro salonlarının azlığından yakınan Kurtiz, sağlık sorunları nedeniyle tiyatro sahnesinde olamadığını vurguluyor: “Bana burada bir rol verdikleri zaman ‘Bilmem ne alışveriş merkezinin alt katına in, bodrumda oyna’ diyecekler... "
Nerede benim Elhamra Tiyatro’m? Nerede benim Saray Tiyatro’m? Nerede Emek Tiyatrosu? Nerede Dram Tiyatrosu? Çok zor durumdayız. Bütün dünyada tiyatro devlet yardımıyla yaşar. Ve devlet sana ‘bunu oyna, bunu oynama’ demez. Özgürsündür, o yardımı alırsın. Çünkü tiyatro öyle büyük paralar kazanmak için yapılmaz. (...) Berkun bana bir rol teklif etti, nasıl içim cız ediyor oynamak için ama ben bypass’lı, kalp krizi geçirmiş bir adam olarak dağda ev yapmışım kendime. Berlin’den de teklif geldi. Ama Berlin’e gidersem ne olacağını biliyorum. Ben hayatımı kontrol altında tutuyorum. 77 yaşındayım, e 87, 97 olmak istiyorum.”