Dış haber editörleri Medya Derneği seminerinde biraraya geldi

Seminer, George Washington Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi yardımcı doçentlerinden Dr. Danny Hayes tarafından verildi. Siyasi iletişim ve davranış alanlarında uzmanlığı bulunan Hayes, değişen iletişim biçimlerinin ABD seçim kampanyalarını nasıl etkilediğini anlattı. Yaklaşık iki saat süren seminerde Hayes, Amerikan siyasetinde sosyal medyanın gücü kadar, eksikliklerini de tartıştı.

Hayes’e göre ABD seçimlerinde adayların sosyal medyayı kullanmalarının temel olarak dört sebebi var. Seçim kampanyalarını yürütebilmek için para gerektiğinden, bağış toplamak bu sebeplerin en başında yer alıyor. ABD yasalarına göre Amerikalı seçmenler destekledikleri partinin seçim kampanyasına bağış yapabiliyorlar. Sosyal medya sayesinde bağış yapmak da kolaylaşmış durumda. Hayes, 2008 ve 2012 seçim finansmanlarının çoğunun bu şekilde yapılan 200 doların altındaki bağışlardan oluştuğunu belirtti.

Seçim kampanyası için çalışacak gönüllü bulmak, destekçiler arasında mesajların yayılmasını sağlamak ve halkı oy vermeye teşvik etmek de diğer sosyal medya kullanım sebepleri arasında.

2008 yılı genel seçiminde Amerikan halkının %62 oranında sandık başına gittiğini söyleyen Hayes, halkın %10’unun ise herhangi bir siyasi partiyi desteklemediğini belirtti. Çekimser olarak nitelenebilecek bu %10’luk kesime sosyal medya kanalıyla ulaşmanın mümkün olmadığını ifade eden Hayes’e göre bunun sebebi, politika ile ilgilenmeyen bu insanların siyasi liderleri sosyal medyadan da takip etmemesi. Geleneksel medya bu yüzden Amerikan seçimlerinde hala önemli bir rol oynuyor.

Amerika’da gazete ve diğer medya kuruluşlarının bir partiyi alenen desteklemeleri siyasi bir gelenek. Muhabirlerin ise tarafsız haber yapma gibi bir yükümlülüğü bulunuyor. Yalnızca haber merkezi dışında çalışan yorumcuların ve köşe yazarlarının kendi siyasi görüşleri çerçevesinde yorum yapma özgürlüğünün olduğunu söyleyen Hayes, bu durumun son yıllarda değişmeye başladığını dile getirdi. Muhabirlerin tarafsız duruş sergileme kaygısı, özellikle kablolu televizyonlarda çalışanlar arasında azalmış durumda. Hayes, muhabirlerin de kendi kişisel görüşlerini blogları vasıtasıyla artık daha özgürce yansıtabildiklerini ifade etti.