Dursun, "Kanunların el verdiği ölçüde uyguladığımız para müeyyideleri maalesef etkili olamıyor. Çünkü müeyyide, ilgili yayın kuruluşunun 1 ay evvel beyan ettiği reklam gelirlerinin yüzde 1'inden yüzde 3'üne kadar uygulanıyor. Bu durumda olan yayın kuruluşunun çoğu, cüzi reklam geliri beyan ediyor. Cüzi reklam gelirleri nedeniyle yüzde 1 uyguladığınız zaman bunun hiç bir kıymeti harbiyesi olmuyor." dedi.
RTÜK Başkanı Dursun, 3. Reklam Sempozyumu'na konuk oldu. Burada reklamların üretici ve tüketici iletişimine imkan tanıyan aygıtlardan olduğunu belirten Dursun, "Reklam, özel yayın kurumları için ana finansman kaynağı. Radyo ve televizyonlar ayakta durabiliyorsa, çarklarını döndürebiliyorsa bu ticari iletişimden elde ettikleri gelirle mümkündür." ifadelerini kullandı. Dursun, reklam yatırımlarının yüzde 56,7'sinin televizyonlar, yüzde 2,8'inin ise radyolar tarafından alındığına temas etti. Bunun yanında outdoor, yazılı basın, internet ve benzeri mecraların aldığını bildiren Dursun, şöyle devam etti:
'Gelecek senelerde televizyonun toplam reklam yatırımları içinde elde ettiği payın yarıdan fazla olacağını tahmin ediyorum. 2012 için de durum bu. O sebeple görsel-işitsel medyanın için ticari iletişim son derece önem arz ediyor. 2012'nin ilk 6 ayında geçen seneye göre yüzde 5 büyüme var. Bu, televizyonun reklamlardan aldığı payın büyüyeceğinin kanıtı.'
Davut Dursun, Türkiye'de 2011'de 2 milyar 571 milyon dolarlık toplam reklam yatırımı olduğu, 2012'de bu rakamın geçileceğini dile getirdi ve 'Gelecek senelerde 5 milyar doları yakalayacak bir büyüklükle karşı karşıyayız. 10 seneyi kapsayan tahminler baktığımızda 9 milyar dolara doğru tırmanan bir büyüklük söz konusu." dedi.
2012'nin 9 ayında toplam 892 ihlal belirlendiğini anlatan RTÜK Başkanı, bu ihlallerin yüzde 81'inin yani 774 adedinin ticari iletişimle ilgili olduğunu bildirdi. 2011 Mart ayından 2012 Kasım ayına kadar olan dönemde ihlaller dolayısıyla uygulanan müeyyidelerin bin 36'yı bulduğunu aktaran Davut Dursun, bu şikayetlerin yüzde 16'sının reklam kuşakları ile ilgili olduğuna işaret etti. Görsel ve işitsel medyaya bakıldığında son derece sıhhatsiz bir ticari iletişimin uygulandığına dikkat çeken Dursun, şunları kaydetti:
'Kanunların el verdiği ölçüde uyguladığımız para müeyyideleri maalesef etkili olamıyor. Çünkü müeyyide, ilgili yayın kuruluşunun 1 ay evvel beyan ettiği reklam gelirlerinin yüzde 1'inden yüzde 3'üne kadar uygulanıyor. Bu durumda olan yayın kuruluşunun çoğu, cüzi reklam geliri beyan ediyor. Cüzi reklam gelirleri nedeniyle yüzde 1 uyguladığınız zaman bunun hiç bir kıymeti harbiyesi olmuyor. Kanunumuzda eğer bu belli bir oranın altında ise minimum bunun 11 bin lira olması şeklinde bir maddesi bulunuyor. Fakat 11 bin lira bile bir televizyon için bu nitelikteki reklam ihlallerine etki etmiyor. Yayın kuruluşlarının bir kısmından anladığımız herhangi bir ihlal oluşturabilecek materyalleri yayınladıklarında, ilgili firma ile yaptığı sözleşmede 'Efendim buna RTÜK'ten bir ceza gelirse o cezayı siz karşılayacaksınız' şeklinde bir değişiklik yapıyor. Dolayısıyla yayın kuruluşu ile diyaloğa girdiğimizde 'Efendim ben ceza vermiyorum ki!' diyor. E cezayı kim veriyor: 'Reklam yaptıran kişi veriyor'. Dolayısıyla yayınlayan kişiye bir külfet gelmediğinden dolayı bu tür ilana devam ediyor."