24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Anılarınıza veda etmemek için harekete geçin

Türkiye Alzheimer Derneği’nin paylaştığı rakamlar karanlık bir tablo çiziyor. Öte yandan genç yaşta alınabilecek önlemler içimizi umutla doldurdu! Sosyal, mutlu bir hayat, bol egzersiz ve Akdeniz diyeti hastalığın baş düşmanı!

BÜŞRA UĞRAŞ24 Eylül 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Anılarınıza veda etmemek için harekete geçin

Bir an için benliğinizi yitirdiğinizi, hayata duyarsızlaştığınızı hayal edin. Bir boşluğa düştüğünüzü ve geri dönüşünüzün olmadığını… İşte o zaman Alzheimer’ın ne olduğunu çok daha iyi anlayacaksınız. Türkiye Alzheimer Derneği’nin paylaştığı bilgiler dudak uçuklatacak cinsten. 65 yaş üstü toplumun yüzde 5’i bu hastalığın pençesinde, ki bu neredeyse 40 bin kişi demek. 85 yaş ve üzerindeyse bu oram yüzde 50’ye varıyor. Bugün ülkemizde 600 bin kişi ve onların aileleri Alzheimer ile mücadele ediyor. Dünyada bu sayı 46.5 milyon! Uzmanların öngörüleri ise hiç iç açıcı değil; önümüzdeki 20 yıl içinde hasta sayısının iki katına çıkacağı ve 2030 yılında 74.1 milyon, 2050 yılında ise 131.5 milyon Alzheimerlı olacağı öngörülüyor. Sanırız durumun ciddiyetinin bir an önce farkına varmanın ve önlem almanın zamanı geldi zira bu hastalığa yakalandıktan sonra geri dönüşü, bilinen bir tedavisi yok. Alzheimer hastalığı meme kanseri ve prostat kanserinin toplamından daha fazla kişinin ölmesine neden oluyor. 2000’li yıllarda kalp hastalığından ölümler yüzde 15 azalırken, Alzheimer ölümleri yüzde 89 arttı. Her üç yaşlıdan biri maalesef demans nedeniyle hayatını kaybediyor. Peki ne yapmalı?  21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Doç. Dr. Başar Bilgiç, Prof. Dr. Haşmet Hanağası, Prof. Dr. Barış Topçular, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şevki Sözen ve hasta yakını Ayşin Eksioğlu’nun katılımıyla bir toplantı gerçekleşti. Alzheimer tedavisinde ve teşhisinde kaydedilen son gelişmeleri ve önlemleri onlardan dinledik. 

KURTARICIMIZ ZEYTİNYAĞI

Doç. Dr. Başar Bilgiç Alzheimer’ı önleme konusunda beslenme alışkanlıklarının önemini vurguluyor. Elde edilen bilgiler yaşadığımız coğrafya düşünüldüğünde umut verici çünkü araştırmalar Akdeniz tipi beslenmenin koruyucu etkisi olduğuna işaret ediyor. Konuyla ilgili çalışmaları aktaran Doç. Dr. Bigiç “Altı bin yaşlı ile yapılan yeni bir çalışmada Akdeniz tipi diyetle beslenmenin yaşlılarda zihinsel bozukluğun ilerleme riskini yüzde 35 oranında azalttığı tespit edildi. Bunun temel nedeninin diyetin ana unsuru olan zeytinyağından kaynaklandığı öne sürülüyor. Yakın tarihli başka bir çalışmada zeytinyağı içeren bir diyetle beslenen farelerde Alzheimer ile ilişkili beyin değişikliklerin daha az ortaya çıktığı, zeytinyağının Alzheimer hastalığında biriken maddelere ve zararlı süreçlere karşı çok daha dirençli bir şekilde savaşmasına yardımcı olduğu ortaya çıktı. ‘Natürel sızma’ denen rafine olmayan ve bekletilmeyen zeytinlerden sıkılan zeytinyağıyla bu olumlu sonuçlar elde edilebilir” diyor.

UYKU APNESİ OLANLAR DİKKAT

Peki ne yapacağız sorusunun cevabını ararken Doç. Dr. Bilgiç alınabilecek önlemleri sıralıyor: Uyku apnesinin zihinsel işlevlerinde sorun olmayan kişilerde bile Alzheimer hastalığı ile ilgili beyin değişikliklerini artırdığı görüldü. Gerek uykuda takılan özel maskeler gerekse de bazı basit cerrahi girişimler ile mutlaka bu hastalığa önlem alınmalı. Diğer taraftan Manyetik Rezonans (MR) kullanılarak yapılan beyin görüntülemelerinde günlük yürüyüş yapan sağlıklı yaşlıların beyinlerinde Alzheimer ile ilişkili bağlantı bozukluklarının engellendiği görüntülendi. Günlük yürüyüşler beynin normal şekilde çalışmasına katkı sağlıyor. Bu egzersizlere yaşlılığı beklemeden orta yaşlarda başlamak daha rasyonel bir yaklaşım.  

DEMANS ÖNLENEBİLİR

Prof. Dr. Haşmet Hanağası, demans hastalıklarının görülme yaşının her geçen gün düştüğünü vurguluyor. Bu durumun tanı güçlüğünü de doğurduğunu belirten Prof. Dr. “Başta depresyon olmak üzere çeşitli hastalıklarla karıştırılabiliyor. Bu hastalıkta erkenden tanı koyup hızla önlem almak büyük önem taşır. Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda yayınlanan bir araştırmaya göre demansların üçte birinin önlenebileceği bildirildi. Bu önemli bir rakam” diyor. Hastalığın risk faktörlerini de sıralayan Hanağası, yeni bulguları vurguladı: Yeni bir modelleme algoritması ile yapılan bir çalışmada araştırmacılar, demans hastalıklarının yüzde 65 oranında modifiye edilemez risk faktörlerinden, yüzde 35 oranında modifiye edilebilir risk faktörlerinden kaynaklandığını belirtiyor. İşitme kaybı, az okumak, depresyon, sosyal izolasyon yani yalnızlık, hipertansiyon, obezite, diyabet, fiziksel hareketsizlik, sigara içmek önemli risk faktörleri. Erken yaşlarda Alzheimer’a dair farkındalık eğitimi almak, tetikleyicileri bilmek ve hastalığı öteleyen şeyleri uygulamak sizi koruyabilir. İskandinav ülkeleri, ABD ve Avrupa’da modifiye edilebilir risk faktörlerini azaltmaya yönelik çalışmalar başlatıldığından beri demans hastalarının sayısının azaldığı gözlendi.

İSTİSMARA DUR DEYİN

Türkiye Alzheimer Derneği üyesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Sözen, Alzheimer hastalarını ilgilendiren hukuki prosedürler ve yapılması gerekenleri anlattı. Hasta ve yakınları için son derece önemli bir konu bu zira Alzheimer’lı bir hastanın çevresinde her zaman iyi niyetli insanlar olmayabiliyor! Prof. Dr. Sözen “Biz Alzheimer’lı hastaları istismar riski konusunda birinci sırada değerlendiririz. Fiziksel, ruhsal, ekonomik olarak istismara uğrayan çok fazla hasta var. Hele hastanın parası varsa durum daha vahim. Mirasını bölüşme derdine düşen çocuklar, nikah masasına oturan bakıcılar gibi pek çok istismar ile karşılaşıyoruz” diyor ve hasta ve yakınlarına sahip oldukları birtakım yasal ve sosyal haklardan yararlanabilmek için Engelli Sağlık Kurulu Raporu almalarını tavsiye ediyor.