14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Aynı adres aynı aile

Splendid Otel, aynı ailenin üçüncü kuşak temsilcileri tarafından işletiliyor. Büyükada’da gümüş renkli soğan kubbeleri ile dikkat çeken otel, Doğu-Batı sentezine sahip mimarisinin her ayrıntısında şaşırtıcı bir tarih gizliyor.

Belkıs Kamut Aktürk4 Ocak 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Aynı adres aynı aile

Büyükada’da vapurdan indiğinizde yol ikiye ayrılır. Sola saparsanız Maden bölgesine, sağa dönerseniz Nizam tarafına doğru ilerlersiniz. Nizam’ın en başında 23 Nisan Sokağı’nda sizi ilk selamlayan yapılardan biri Splendid Palas olur. Farklı mimarisi, gümüş renkli soğan kubbeleri hemen dikkat çeker. Geçmişin en güzel figürlerinden biri olan bu yapı, adaya geldiğinizi fısıldar size.

1908’de açılan Splendid Palas, art nouveau üslubunun Doğu-Batı senteziyle sunulduğu özel bir plana sahip. Sütunların süslediği iç avlusu odalarla çevrelenir.

Doğayla tarihin zarifçe buluştuğu Splendid Palas, kültürel mirası nedeniyle az sayıdaki özel statülü otellerden biri. 100 oda olarak tasarlanan yapı, adadaki oteller içinde mimarisi ile en eski otel özelliğine de sahip. Adanın özel dokusuna işlenmiş bir kanaviçe gibi durur deniz cephesi. Otelden içeri girer girmez, sizi inşa edildiği dönemlere götürür. Adanın vazgeçilmezlerinden olan otelin beyazlığına kırmızı pancurları arkadaşlık eder. Splendid Palas’ın bulunduğu arazide daha önce de bir otel olduğu bilinir. Giacomo (Jakomo) Oteli olarak anılan yapının bulunduğu cadde de Giacomo Caddesi imiş. Splendid Palas, Sakızlı Müşir Kazım Paşa tarafından 1908 yılında Giacomo Oteli’nin yerine inşa edilir. Adadaki konaklama ihtiyacını gören Kazım Paşa binayı ‘otel’ olarak yaptırır. Bu önemli çünkü yüzyıldan fazladır otel olarak kullanılıyor yapı. Hemen yanına da ‘Küçük Splendid’ olarak bilinen konağı yaptırır, kendisi ve ailesi için. Dört katlı ahşap otelin bodrum katının altındaki sarnıç, uzun süre yapının su ihtiyacını karşılar.

YEMEK TAKIMLARI PARİS’TEN

Otelin ilk işletmecileri Dikran ve Norber Beyler olur. Otel titizlikle döşenir. Mobilyalar, Austro-Ottoman’dan, hasır koltuklar Lion’dan sipariş edilir. ‘DDN’ monogramlı çatal-bıçak ve gümüş yemek takımları Paris’teki ünlü Christophle’den gelir.  Ancak işler iyi gitmez ve otel icraya verilir. Bunu duyan aile, günün şartlarını zorlar ve özel bir buharlı gemiyle icraya yetişir ve tüm ücreti yatırarak her şeyi geri alır. Odalara ve kullanım alanlarına göre özel üretilen bu eşyaların halen kullanılabilmesi işte bu olaya dayanır. 

Yüksek tavanı, yapıyla yaşıt ahşap mobilyaları sizi önce danışmaya, vezneye daha sonra ise iç avluya sürükler. Yapıyı gezerken, eski telefon santralinin bulunduğu vezne bölümünün önemli bir olaya tanıklık ettiğini öğrendim. Splendid Palas’a komi olarak girerek müdürlüğe yükselen ve 42 yıldır otelde çalışan Bejyen Çelik’in yaşadığı pek çok anıdan iz bırakanlardan biri bu an olur. Kıbrıs Harekatı günlerinde çalan telefonu Bejyen Bey açar. Otelin müdavimlerinden Haldun Taner’i arayan ses otelde yankılanır. Harekat başlamıştır ve Haldun Taner’in şehre dönmesi istenmektedir. “Kıbrıs Barış Harekatı’nı böyle öğrendik” diye anlatıyor Bejyen Bey.

BAŞKALARINA OTEL, ONLARA EV

 Yapıyı otelin sahibi olan ailenin son kuşak temsilcilerinden Serra Hamamcıoğlu Taşkent ile beraber gezdim. Yapı tüm aile için önemli çünkü evleri de otelin üst katında yer alırmış. Dolayısı ile misafirlerin yapıyı otelden ziyade ‘ev’ olarak algılamaları çok normal. Tüm kuralları, misafirler ilişkilerini yaşayarak öğrenmişler.

 Splendid Palas, Atatürk’ün sık sık geldiği bir otel. Ancak, meşhur vals yaparken çekilen fotoğraflarının adresi olarak bilinse de Serra Hanım’dan bunun doğru olmadığını öğrendim. Resimde Atatürk ile dans eden Ankaralı bir hanımmış. Günümüzde otelin 75 odası kullanılıyor. Otelde konaklayan müşteriler yapıyı öylesine benimserler ki evleri yerine burada yaşayanlar olur. Yaklaşık 50 yıldır Splendid Palas’ta yaşayan Leon Bey, sadece otel bakıma girdiği zamanlarda otelden ayrılır. Madam Pappo 22 numaralı odanın, Madam Raşel 76 no’lu odanın müdavimleri olur. Annesiyle bu otelde uzun yıllar konaklayan Madam Bella’nın odası 55 numaradır. Annesinin ölümünden sonra da bu odada kalmaya devam eden Madam Bella,kısa bir süre önce vefat eder.

Otelin amblemi gerçekten çok zarif. Eski porselenlerin üzerine işli logo, önemli bir tasarımcı tarafından ortadaki harfi değiştirilerek  N harfi S harfine çevrilmesiyle günümüze uyarlanır. Sakızlı Kazım Paşa’nın vefatıyla önce kızı Nazire Tokgöz’e kalır otel. Nazire Hanım’dan da kızı Belma (Tokgöz) ve eşi Nihat Hamamcıoğlu’na geçer. Otel şimdi Belma Hanım’ın oğulları Münir ve Nuri Hamamcıoğlu’na ait.

106 yaşındaki otelin aynı yerde, aynı işlevde yani otel olarak hizmet vermesi çok önemli. Oteli daha da önemli kılan bir husus da aynı ailede olması. Kazım Bey’den beri aynı sülale işletiyor Splendid Palas’ı. 1957 yılından bu yana Hamamcıoğlu Ailesi’nin hizmetinde olan yapı 100 yaşından büyük adı ve tüm görkemiyle sizleri bekliyor.

BALOLARIN GÖZDE MEKANIYDI

Otelin girişindeki kadın heykelleri Giacomo Oteli’nden kalmış. Giriş merdiveninin her iki yanında yaz bahçesi, merdivenden çıkınca da ana giriş kapısının her iki tarafında yemek terası yer alıyor. Ana kapıdan girdiğinizde göze çarpan, döneme ait çok özel eşyalar oluyor. Giriş ve salonların duvarlarındaki F. Dubreuil, J. Saville ve J. Ratzkowski imzalı orijinal yağlıboya tablolar özenle korunuyor. Geçmişin tadını çıkarırken o günlerde kaybolmak isterseniz ahşap, büyük tarihi asansörün kapısını aralamanız yeterli. Adada ilk jeneratörü, ilk kaloriferi, ilk asansörü kullananlardan biri olur Splendid Palas. Şehirden uzak olmasına rağmen pek çok kutlamaya ve baloya ev sahipliği yapar. Cumhuriyet balolarının yanı sıra adaya özel olan ve 1920’lerde kutlanan ‘Çiçek Balosu’ ile anılır. 1955’lere dek her sonbaharda, kağıt Japon fenerleriyle süslenerek yapılan cemaat balolarının dışında, Kemal Zeren resim sergileri ile İFSAK fotoğraf sergilerinin de adresi olur.