20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Bond ne ki İngilizler Kemal’i okusun

“Anadolu’daki misyoner ve öğretmenler çoğunlukla ajandı. İngiliz ajanı Hempher, Osmanlı’yı bölmek için mezhep bile kurdu. İngilizlerin Lawrence’si vardı ama bizim de İngiliz Kemal’imiz! Teknoloji icad oldu ajanlığın da yöntemleri değişti. Telefonunuzdan olmasa bile camınızdaki titreşimden dinlenebilirsiniz.” diyen eski istihbaratçı Fahri Erenel, ajanların dünyasını anlattı.

SELİM EFE ERDEM21 Ekim 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bond ne ki İngilizler Kemal’i okusun

Rahip Brunson ve Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda yaşananlar, casusluk ve ajanlık tartışmalarını gündeme getirdi. Peki ama casus kimdir, ajandan farkı nedir? Teknolojinin gelişimiyle onlar Bond filmlerinde mi kaldı yoksa etrafımızda Bond’a taş çıkaracak binlerce ajan cirit mi atıyor? Hep yakışıklı, güçlü, akıllı ya da güzel, çekici ve yenilmez midir yoksa sokağımızdaki bakkal, manav da o dünyanın bir parçası mıdır? FBI’ın ajanlık ve istihbaratçı eğitimlerine de katılan Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı eski İç Güvenlik Subayı emekli Tuğgeneral ve Kent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fahri Erenel, ajanların dünyasını anlattı. 

Ajanlık nedir? Devletler neden ajanlara ihtiyaç duyar?

Aklın akılla savaşıdır! Siz karşı devletten bilgi sızdırmaya çalışırken onlar da engellemeye çalışır. Devletler, kendi ülkesinin bekasını ve milletin refahını korumak hasmının ne yaptığını öğrenerek olası tehditleri bertaraf etmeye çalışır. 

Ajanlar nasıl ve hangi alanlarda çalışır? Kimin ajanları daha etkin?

Ajanlık faaliyetleri ülkenin teknolojik ve ekonomik gücüne bağlı olarak değişir. Hep insanla özdeşleştiriliyor ama günümüzde bilim ve sanayi alanlarında ve teknolojiyle de istihbarat toplanıyor. Eskiden bir ajanın bazen bir devletin gizli belgesini alması yıllar sürebilirdi, şimdi bir bilgisayar yazılımıyla en gizli belgelere ulaşılabilinir. Şu anda CIA, MOSSAD, MI6, FSB’nin çok etkin. 

Teknolojik casusluğa karşı önlemler nelerdir?

Önemli belgeler elle yazılıyor, çoğaltılmıyor, okunduktan sonra imha ediliyor. Siz odanızda tek başınıza bilgisayarda yazı yazdığınız veya konuştuğunuzu düşünürken, dışarıda camınızdan ne yazdığınız okunabilir ve dinlenebilir. 

Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde hâlâ ajanlara ihtiyaç var mı? 

Tabii. Özellikle halkın yoksul, devlet organizasyonunun başarısız olduğu Afganistan, Irak, Suriye gibi ülkelerde insana dayalı bilgi, istihbarat çok önemlidir. Bu ülkelerde bir birliğin ya da grubun resmini uydudan çekebilirsiniz ama o grubun saldırı ya da savunmaya yönelik tatbikat planlarının bilgileri sahadaki ajandan gelir. 

İstihbaratçılar, hangi dönemlerde hangi meslekleri yaptılar? 

Her meslekten olabilirler. Eskiden Anadolu’ya gelen misyonerler ve onların kurduğu okullar çoğunlukla ajanlık faaliyeti içindir. Farnsworth’un ‘Kapadokya’daki Amerikalı Misyoner’in Bilinmeyen Tarihi’nde bunlar anlatılıyor. Eskiden daha çok din adamları, öğretmenler ajan olarak kullanıldı. Ya da telgrafçılar. Her kesimden insanla iletişimdeki garson, şoför, temizlikçi ya da bir konsolosluk yakınındaki taksiciler bilgi kaynağı olabilir. Dikkat edin, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu, Kaşıkçı olayında ilk iş olarak Türk hizmetli personeli izne çıkardı. 

Filmlerdeki ajan takasları, gerçek hayatta da yaşanır mı? 

Ajan takasları hâlâ yapılır. Örneğin İngiltere’de, Rus ajanlar tarafından zehirlendiği söylenen Sergey Skpripal ve kızı Yulia, aslında eskiden bir Rus istihbarat subayıydı. İngiltere adına casusluk yaparken yakalanıyor. İngilizlerin elinde, takas yapacak bir Rusya casusu olmadığı için ABD’nin elindeki bir Rusya casusuyla takas yapılarak İngiltere’ye getiriliyor.  

ABD FBI VE RUS FSB AJANLARI BÖYLE SEÇİLİYOR

Bizde MİT bu işin merkezi ama Genelkurmay, jandarma, Emniyet ve Dışişleri Bakanlığı’nın da kendi yöntemleri var. Ben ABD’de FBI’ın ajan eğitimini gördüm. Önce 20 bin kişi alıp 20 haftalık eğitim veriyorlar. Teknolojiyi kullanmak, devlet içine sızmak, sanal gerçeklik testi gibi ağır bir eğitim sonrasında 850 ajan adayı seçiyorlar. CIA çoğu zaman yetiştirdiği ajanlarla irtibatı kopararak ‘uykudaki hücre’ olarak kullanıyor. Tarlayı sürüyor, o ülkede bir ihtiyaç olduğunda mahsulü topluyor. Rusların FSB’si, çocukluk yaşından itibaren ajanlarını belirliyor ve yetiştiriyor. 

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN GİZLİ KAHRAMANI İNGİLİZ KEMAL

Türk ajan ve casusları ne kadar etkin?

Bir örnek vereyim. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında İngiliz Kemal olarak bilinen Türk ajan Ahmet Esat çok önemlidir. İyi yetişmiş, beş dile hakim olan Ahmet Esad, istihbarat eğitimi sonrası zengin bir ABD’li kılığında İzmir’i işgal eden Yunan karargahına kadar girip, Yunan askerinin harekat planlarını öğrenmiştir. Şüphelenilip tutuklansa da bir tek kelime Türkçe konuşmadığı için Yunan hakimi bile ikna edip serbest kalmıştır. Kut-ül Amare’nin komutanı olan General Townshend ile tıpkı bir esir gibi aynı zindana atılan Esat, burada General’in ağzından çok kritik istihbaratlar aldı ve İngilizlerin planlarını deşifre etmek konusunda önemli işler başardı.

ALMANLARIN İKİ ÜNLÜ CASUSU: MATA HARİ VE İLYAS BAZNA

Almanlar, Arnavutluk’ta babası İngilizler tarafından öldürülen İlyas Bazna’nın bu duygusunu kullanarak onu II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’ne casus uşak olarak yerleştirip askeri bilgileri ele geçirdi. Mata Hari bir dansözdür ama Almanlar tarafından istihbarat eğitiminden geçirilip, kadınlık özelliğini de kullanarak I. Dünya Savaşı’nın ünlü casusları arasına girmişti. 

VEHHABİLİK, TÜRK’E KARŞI İNGİLİZ AJANLARININ ÜRÜNÜ

Dünya tarihine geçen ve bizim topraklarımızda yaşanmış casusluk olayları var mıdır?

İngilizler, aynı zamanda Halife de olan Osmanlı’ya karşı Müslümanları bölmek için ajanları ve casuslarını mezhep ve etnik çatışmada kullandı. İngilizler, ajan Hempher’i önce Anadolu’da yetiştirip İslamiyet’i ve dili öğretiyorlar. Sonra Arabistan’a geçen Hempher, Mehmet bin Abdülvehhab’ın kanına girip Vehhabilik diye hiç olmayan bir mezhebi çıkarıyor. Ona Vehhabilik ilkelerini açıklatıp, yayıyor. Çünkü Araplar Sünniliğe bağlı oldukça Osmanlı’yı parçalayamayacaklardı. Arapların Osmanlı’ya karşı ayaklanması, Hempher ve Lawrence gibi İngiliz ajanlarının ürünüdür. 

AJAN, CASUS VE MUHBİR KİMDİR?

Muhbir, yerelde çalışan eğitim ve gelir seviyesi düşükken paraya da ihtiyacı olan bilgi kaynağıdır. Muhbir, sokağınızdaki bakkal da otopark işletmecisi de olabilir. Ajan, devletin bir biriminde resmi olarak görevlendirdiği kişidir. Casus ise devletin resmi görevlisi değildir ama eğitim ve gelir seviyesi yüksek ve yerelden daha çok merkezdeki bilgi kaynağıdır. Casus, ajanın bir aşağısıdır. Zaafları bulunarak önce hedef kişi ele geçirilmeye çalışılır, o olmazsa yanındaki çalışan casus yapılır. Bunlar olmazsa, yanına ajan yerleştirilir.