Bu eğitimde toprak başrolde

Dershanelerin kapatılma kararı ve devamındaki süreç, ebeveynleri alternatif eğitim kurumu arayışına itti. Çocuğunun nitelikli bir eğitim kurumunda yetişmesini isteyen aileler en ideal olanı bulma yolunda çabalıyor. Özel Petek Eğitim Kurumları bu arayışta göze çarpan okullardan biri. Başakşehir’de yeni kurulan okul, hobi bahçeleri, hayvanlarla eğitim ve sanat faaliyetleri gibi alternatifler sunması yönüyle benzerlerinden ayrılıyor. Özel Petek Eğitim Kurumları’nın yönetim kurulu başkanı ve kurucu temsilcisi Mustafa Petek, okullarında uygulayacakları programları anlattı.

- Petek Koleji’nin kurulması fikri nasıl oluştu?

40 yıla yakın bir süredir eğitimin içindeyim. Başakşehir’deki Final Eğitim Kurumları’nın kurucu ortağıyım. Kolej kurmak için bir süredir arayış içindeydik. Türkiye’de yıllardır devletten destek ve teşvik görmüş cemaat okullarının gizli ajandalarının ortaya çıkması ve halkın gözünden düşmesi, özel okul ihtiyacını acil hale getirdi. Eğitim benim severek yaptığım bir iş, taşın altına elimi değil, gövdemi koyuyorum. Öyle bir okul kuralım ki insanlar ‘kalite ile inanç’ arasında tercih yapmak durumunda kalmasın istedik...

HEDEFLERİ YÜKSEK

- Hedefleriniz yüksek... Nasıl bir model uygulayacaksınız?

Çağımızda ideal okullar dikey değil, yatay yapılanmış binalarda kuruluyor. Petek Koleji Başakşehir’in merkezinde 4 bin metrekareyi bulan tek katlı bir yapı. Bahçesi ise oldukça ferah: 15 bin metrekare. Bu bahçeye özel hobi bahçeleri ve evcil hayvan barınakları yapacağız. Öğrencilerimizin doğayla iç içe, fıtri bir eğitim almalarını sağlayacağız.

- Eğitim-Öğretim kurumlarında modern tesisler tek başına bir anlam ifade etmiyor. Öğretmenler ve yöneticiler de önemli. Sizin bu alandaki temel kriterleriniz neler?

Okulumuza ekip çalışmasını başarmış deneyimli bir idari kadro alarak işe başladık. Bu kadro, eğitimcilerini, 5 bini aşkın öğretmen adayı içinden 45 günü aşan bir çalışmayla seçerek aldı. 2015-2016 eğitim öğretim yılı başarı sıralamasında okul olarak Türkiye genelinde ilk 50, TEOG sınav başarısında da ilk 10’da olmayı hedefliyoruz. Altı basamaklı Petek Eğitim Modeli (PEM) olarak adlandırdığımız: Akademik Eğitim, Sosyal Gelişim, Etik ve Ahlaki Eğitim, Estetik Gelişim, Dil Gelişimi ve Düşünce Gelişimi’nden oluşan bir eğitim modeli geliştirdik. Fıtrata uygun eğitim yöntemimizle öğrenciyi bunaltmadan oyun ve etkinlik içinde, istediğimizi verebileceğimizi ve yüksek verim alabileceğimizi düşünüyoruz.

DÖNÜŞÜMÜN İLK ÖRNEKLERİ

- Öğretmen-öğrenci, öğretmen-veli diyalogları sizin için önemli mi?

“Çocuklar sizin ne dediğinize değil, ne yaptığınıza bakarlar”. Bu durum Anne-baba, öğretmen-idareci için geçerli olduğu gibi sokak ve çevre etkileşimleri için de geçerlidir. Buradan da görülür ki öğretmen, veli, idare, çevre ve özellikle sosyal medya, çocuğun eğitiminde etkili taraflardır. Bu tarafların çocuk üzerindeki etkisinin oranı çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir. Üç tarafın diyaloğu oldukça önemlidir. Çevreyi kontrol etmek ise toplumsal bir sorumluluktur.

- Dershanelerin dönüşüm sürecinde bazı sıkıntılar oldu. Kimi dönüştü, kimi kapattı ama Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden eğitime devam etmesine karar verildi. Bu aşamada kafa karışıklığı oluştu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Dershanelerin kapatılma kararı ve süreci herkesin malumdur. Eğitimdeki istikrarsızlığın bir örneği olarak görülebilir. Ancak okula dönüşüm, kapatma kararının dönüşme kararına değiştirilmesi bu sektörü rahatlatmış hatta eskiye göre avantaj sağlamıştı. Çünkü eski modelde yalnızca öğretim yapan ama belge veremeyen dershaneler yeni sistemde okula dönüşmekle hem öğretim yapan hem diploma verebilen kurumlar haline gelmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin sürpriz kararı kapatma kararını iptal ederek idareyi yeni bir düzenleme yapmak zorunda bıraktı. Kapatma kararının iptali eskiye dönüş anlamına gelmez, idarenin yeni düzenlemesini beklemeyi gerektirir. Bu kafa karışıklığı yeni düzenlemeyle giderilebilir.

GENÇ ÖĞRETMENLERDEN ÜMİTLİYİZ

Türkiye’deki eğitim-öğretimin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

2002 sonrasında eğitimde doğru yaklaşımlar geliştirildi. Müfredat ve kitaplar değiştirildi ancak özellikle orta yaş ve üzeri öğretmenler. Eski bildiklerini ve eski yöntemle öğretmeye devam ettiler. Bu da müfredat ve yaklaşım değişiminin öğrencilere gereği gibi yansımasını engelledi. ‘’Yeni sisteme göre eğitilmiş’’ öğretmenlerin devreye girmesiyle kademeli bir iyileşmenin sağlanacağını ümit ediyoruz.