19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Keçiova’ya İlber Hoca bile şapka çıkarttı

Cephesinden düşen taşlar için 600 kilometre ötedeki taş ocağı, dökülen hat yazıları için binlerce yıllık zanaatın son temsilcileri, alemi için İstanbul’un altın varakçıları, statiği için ünlü deprem bilimciler seferber oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla TİKA’nın restore ettiği Cezayir Keçiova Camii, tarihin ‘sıfırcı hocası’ İlber Ortaylı’nın bile sınavından ‘fevkalade’ notuyla geçti.

HABER MERKEZİ 24 Aralık 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Keçiova’ya İlber Hoca bile şapka çıkarttı

‘O kadar uzakta’ anlamı vardı ki Fizan’ın, Osmanlı’da sürgünlerin gönderildiği ‘ulaşılmaz bir yer’ olarak bilinen bugünkü Libya’da yer alırdı. Cezayir ise Fizan’dan da öteydi... 1830’da Fransız işgaliyle elden çıkmıştı ama şimdi ortak tarihimizin ve bu toprakların bağımsızlığının sembolü olan Keçiova Camii restorasyonuyla, uzaklar yakın oluyor ve Cezayir ile Türkiye arasında beş asırlık dosluk köprüsü yeniden kuruluyordu... 

BİR DOSTLUK KÖPRÜSÜ 

UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alan Keçiova Camii, Cezayir ve Türk-İslam tarihi açısından son derece önemli bir eser. İlk inşaatının, aynı adla bilinen su kaynağının bulunduğu yerde ve Rebai kabilesi tarafından 1436 yılında gerçekleştirildiğine ilişkin yaygın bir kanaat bulunmakla birlikte bunu doğrulama imkanı yok. Çeşitli yayınlarda, her ne kadar söz konusu yapının sonradan yıkılarak ortadan kalktığı ve kentin Osmanlı egemenliği altında 1612-13 yılında yerine başka bir caminin inşa edildiği ileri sürülmüşse de Braun-Hogenberg’in 1575 yılında yayımladığı Civitates Orbis Terrarum’da Antonio Salamanca tarafından muhtemelen 1541 yılında çizilen bir gravür, Piazza del Re (Hükümet Meydanı) olarak işaretlenen ve hâlihazırda çevresi Hasan Paşa Sarayı (Dar Hassan Pasha) ve Aziza Sarayı (Dar Aziza) gibi Osmanlı çağı sivil mimarlık ürünleri ve tarihi konutlarla çevrili şimdiki caminin bulunduğu mevkide yer aldığı açıkça görülen Osmanlı Sarayının avlusunda, daha 16. yüzyılın ilk yarısı içinde inşa edilmiş silindirik tek şerefeli minaresiyle kubbeli bir caminin bulunduğu ortaya koymakta. Kentteki en erken tarihli bu Osmanlı yapısının, Barbaros Hayreddin Paşa’nın M.S. 1520 yılında inşa ettirdiği ve günümüze sadece kitabesi kalabilmiş cami olduğu söylenir. 

DİRENİŞİN SİMGESİ

Fransızların 1830 yılında Cezayir’i işgalinden sonra, Cezayir ile yapılan anlaşmada Cezayir halkının dinine, ibadet yerlerine, örf ve adetlerine kesinlikle dokunulmayacağı hükmü yer almasına rağmen Fransa güç ve gövde gösterisi yapmak istemiş ve halk için önemli olan Keçiova Camisi’ni almaya çalışmıştı. Buna karşılık, Cezayir halkı bu duruma direniş göstermiş ve Fransa bu direnişi bastırmak için camide toplanan yüzlerce Cezayirli Müslüman’ı şehit etmişti. Caminin önündeki meydanın ismi bu nedenle Şehitler Meydanı (Sahşuheda). Katedrale çevrilen ve 130 yıl kilise olarak kullanılan Keçiova Cami, 1962 yılında Cezayir’in bağımsızlığını kazanmasıyla cami olarak yeniden ibadete açılırken bağımsızlık sonrası ilk cuma namazı da bu camide kılındı. 2003 depreminde önemli ölçüde zarar gördü ve yapıda meydana gelen statik problemler nedeniyle 2008 yılında ibadete kapatıldı. 

NAKIŞ İŞLER GİBİ ONARIM 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013’de Cezayir ziyareti sırasında Başbakan Abdulmalik Sellal ile yaptığı görüşmede restorasyonu gündeme gelen eser için Cezayir Konut ve Şehircilik Bakanlığı ile TİKA Başkanlığı arasında imzalanan protokolden sonra, her alandan uzman 15 isimden oluşan bir restorasyon ekibi oluşturuldu. Ve tam dört yıl sonra, UNESCO’da örnek restorasyon olarak gösterilen bir restorasyona imza attı Türkiye. 

YAPANLARI TEBRİK EDERİZ

Restorasyon çalışmaları kısa süre önce tamamlandı ve geçen hafta aralarında tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın da yer aldığı akademisyenler, Keçiova Camii’de adeta teftişte bulundu. Notlarında TİKA’nın restore ettirdiği Keçova (Keçiova) Cami’nin etrafında çarşıyı dolaşmanın ve oradan Kasbah’ı tırmanmanın tadına doyum olmayan bir gezi olduğunu anlatan Ortaylı, Fransız devrinde katedrale çevrilmiş olan böyle bir eseri tarihi zedelemeden, her unsuruyla restore etmenin ‘zahmetli ve sağlam sinir gerektiren ustaca bir iş’ olduğunu söylüyordu. Keçiova’da incelemede bulunan Prof. Dr. İlber Ortaylı, caminin restorasyonundan fevkalade memnun olduğunu belirtti. “Cezayir için önemli bir katkı, bizim tarihimiz için de” diyen Ortaylı, “İnşallah yanındaki Hasan Paşa Sarayı’nı da yola koymak mümkün olabilir. Yapanları tebrik ederiz” dedi. 

GÜZEL BİR OSMANLI CAMİSİ

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma da caminin inşasından yıllar sonra katedrale dönüştürülmesi ve Türkiye’nin ardından tekrar aslına uygun şekilde camiyi restore etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İspanya’da benzer örnekler olduğunu anlatan Sırma, “Önce camiymiş, sonra kilise olmuş, sonra tekrar cami olmuş ve maalesef bu coğrafyalarda bu tür hadiseler yaşanıyor. Keşke mabedlere hiç dokunulmasa” diye konuştu. Sırma, caminin içinde kullanılan hat örnekleri ve diğer unsurların çok güzel olduğunu belirterek, “Güzel bir Osmanlı camisi olmuş, hayırlı bir hizmet olmuş” ifadelerini kullandı.

EN UZAK KÖŞEYDİ

Prof. Dr. İdris Bostan, camiye 7-8 sene önce de geldiğini belirterek, o dönem Keçiova Camii’sinin Fransız döneminin izlerini yansıttığını ve bir katedral hissi uyandırdığını anlattı. O zamanlarda herhangi bir İslami işaret görmek için bile zorlanıldığını kaydeden Bostan, Keçiova’nın tekrar bu hale gelmesinin hem Osmanlı dönemini hem de Cezayir tarihi için sembole dönüştüğünü belirtti. 

AĞLAYARAK İZLEDİLER

Keçiova’nın UNESCO Dünya Kültür Mirasları olduğu için sınırlı  müdahalede bulunulduğunu anlatan TİKA Cezayir Program Koordinatörü Orhan Aydın da caminin üç yıl süren restorasyonunun halkın her kesiminden birey tarafından izlendiğini aktardı. Cezayirliler için Keçiova’nın bağımsızlık sembolü olduğunu hatırlatan Aydın, “Halk, yanıma gelerek gözleri dolarak caminin kendileri için önemini anlatıyor. Açılışı büyük bir heyecanla beklediklerini söylediler” dedi.

Prof. Ortaylı:  Restorasyonundan fevkalade memnun oldum. Cezayir için önemli bir katkı, bizim tarihimiz için de. İnşallah yanındaki Hasan Paşa Sarayı’nı yola koymak mümkün olur. Yapanları tebrik ederiz.  

Prof. Bostan: Camiyi 7 sene önce ilk gezdiğimde İslami bir iz bulunmuyor, Fransız dönemi katedrali hissi uyandırıyordu.  Şimdi Cezayir ve Osmanlı dönemi için sembole dönüştü. 

Prof. Dr. İhsan Süreyya ve Prof. Dr. İlber Ortaylı (solda) restorasyonu tamamlanan 

Keçiova Camii’nde incelemede bulundu. Keçiova’ya İstanbul’dan giden malzemeler, uzman isimler tarafından Cezayir’de tek tek birleştirildi. Altınvaraklı alemleri, ahşap oymaları, taş duvarları, hat yazıları, yıkık duvarları ve taş işçiliği için 3 yıl boyunca nakış işler gibi çalışıldı. 

Daha önce ön cephesindeki haç ile kilise gibi görünen Keçiova, ayyıldızına da kavuştu.